8.bölüm

185 49 40
                                    

Son kontrol yapamadığım için çok fazla yanlışım var. O kadar uzun zamandır bölüm atamıyorum ki atmak için baya sabırsızım. Umarım yanlışlarımı görmezden gelebilirsiniz...

Keyifli okumalar

İnce bileklerim Eray'ın güçlü ellerinin arasındayken usulca derin nefesler aldım. Yüzümü inceledikten sonra dudaklarımda takılı kalan açık mavi gözleri içimi ürpertip beni üşütürken vücudumun üstündeki vücudu bir alev misali beni yakıyordu sanki.

Eray, bir gıdım hareket etsem dudaklarımızın değeceği kadar yakınımdayken bunu ne kadar istediğimi yok saymaya çalıştım. Bir yanım öpmek için beni iterken diğer bir yanım beni sımsıkı tutmuş bırakmıyordu.

"Ne yapıyorsun?" ruhumun çığlıklarına kulaklarımı tıkadım ve boğuk çıkan sesimin beraberinde kelimeleri özgür bıraktım.

"Ne yapmamı istersin?"  Bıraktığı nefesini yüzümde hissederken fısıltılı ve erkeksi sesi yakınımda olduğu için oldukça belirgindi. Kalbimin ritmi değişti. Gerçekten ne yapmasını istiyordum?

Daha doğru düzgün tanımadığım ve düşmanım olarak adlandırdığım birini öpmek istemem aklımı kaybetmeye yakın olduğumunum kanıtı olabilirdi. Bu yaşıma kadar Aras dışında hiçbir erkekle yakınlaşmadığım için Eray'ın yakınlığı değişik hissetmeme sebep olmalıydı. Kendimi mi kandırıyordum bilmiyorum ama şu an içimde hissettiğim her şeyi buna bağladım.

"Ben geldim" evin içini dolduran neşeli ses ile Eray üstümden hızla kalktığında bende hızla kalıp yatağın ucuna oturdum.

"Hiçbir şey görmedim" Barış odanın kapısının önünde elleri ile gözlerini örtmüş bir şekilde hiçbir şey görmediğini tekrar edip duruyordu. Barışın aklında geçen şeyleri tahmin ettiğimde yanaklarımın kızardığını hissettim. Utangaç bir kız olduğum söylenmezdi ama bu tarz şeylere de alışık biri değildim. Yıllarca Aras beni fark etsin diye uğraşmaktan ne bir ilişkim olmuştu ne de bir erkekle yakınlaşmam.

"Görmemen gereken bir şey yapmıyorduk" dedim mahcup çıkan sesimin hemen ardından Eray ile tekrar göz göze geldim. Bu halimden dolayı oldukça eğlendiği her hallinden belliydi. Tekrar tekli koltuğa kendini rahatça bırakırken gözlerini bir an bile benden çekmedi.

"Tabi canım gelmesem bu odada neler olacaktı neler" Barış alay etmeye devam ederken ilk önce parmaklarını arayıp etrafı kontrol etti ve daha sonra elini gözlerinden çekti.

"Amca olmak için çok gencim hem bu devirde çocuk mu yapılırmış oyuncağı, maması, okulu derken aç kalırız"

"Uzatma" dedi Eray Barış'ın tam aksine sert bir ses ile. Az önce bana bakarken yukarı doğru kıvrık olan dudakları düz çizgi haline geldi. "Neden geldin ve en önemli soru anahtarım sende neden var?"

"Anahtarını verdiğin bir gün gidip kopyasını yaptırmış olabilirim" Eray'ın sinirle aldığı derin nefes bütün odada duyulduktan sonra önünde duran kül tablasını Barış'a doğru fırlattı. Barış, çevik bir hareket ile eğildiğinde kül tablası duvara sertçe çarpıp parçalara ayrıldı. Yerde parçalar halinde olan cam kırıklarına gözüm takılırken kendi hayatımı düşündüm.  Hayatım aynı bu cam parçaları gibi etrafa dağılmıştı sanki ve ben toplamak için uğraştıkça ellerimi kesip bana zarar veriyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OKYANUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin