Ⅸ|daddy

44 2 0
                                    

"Mutfağa geçelim derken kahvaltı hazır gel demek istemiştim"

Dedi ve beni kenarı iterek kendini yatağa attı deli gibi gülüyordu -anlık duraksadım o kadar yanlış anlamıştım ki ne bileyim!! ben ona fesatça yatağın eğlenceli olduğunu söylemiştim o mutfağa geçelim demişti ben ne anlayabilirimki mutfakta sevişmeyi seviyor  falan sandım oradan yürüdüm işte!-
düşen jetonumla elimle alnımın ortasına vurdum ve ona baktım hala gülüyordu

-gülüşü bir yaz güneşinden daha sıcaktı en parlak yıldızdan daha parlaktı kahkahaları dünyanın en eşsiz melodisiydi-
dalmış bakışlarla hayran bir gülümsemeyle onu izliyordum beni farkedince durdu tepki vermeden onu izlemem telaşlanmasına sebep olmuştu

"J jungkook iyi misin"

Kafamı olumsuzca salladım dalmış bakışlarımı bozmadan konuştum

"İyi değilim"

dedim Yataktan kalktı ve bana yaklaşarak elini alnıma koydu bu fırsatla ona bir adım yaklaştım aramızda mesafe kalmamıştı bakışları beni bulduğunda ona bakan yüz ifadem hiç değişmedi

"Jungkook neden öyle bakıyorsun"

Dedi ve bakışlarını kaçırdı onun bakışlarını yakalamaya çalıştım

"Nasıl bakıyorum"

Dedim keyiflice ve kollarımı onun beline yerleştirdim bakışları tekrar beni bulmuştu
-benim gibi bakıyordu-kuru dudaklarını diliyle ıslattı ses tonu ağırlaşmıştı her zamankine oranla daha kalın ve buhuluydu

"Benim gibi bakıyorsun"

Demişti ve o an tuhaf bir şey hissettim içimde bir boşluk vardı ve o bir anda sihirli şekilde dolmuştu -bir yapboz vardı tüm parçaları tamamlanmıştı ama o resmi tamamlayan en önemli en büyük parça kayıptı ve ben yıllarca o parçayı aramıştım yada yanlış parçalarla doldurmaya çalışmıştım ama sonunda bulmuştum yapbozu tamamlayan en büyük en önemli parçayı bulmuştum-

düşüncelerim kıkırdamama sebep oldu ıslattığı dudaklarına yavaşça yaklaştım birbirine karışan nefeslerimiz yok olmuştu uzun ama narin bir öpücük bıraktım

****

İkilinin birbirine değen yumuşak dudakları dışarıdan biri için çok sıradan bir öpücüğü ifade etsede onlar için değildi iki adamda birbirlerinin içlerindeki kayıp parçaya sahip yapbozu tamamlamıştı.
Bu öpüşmeleri bir mühürdü o kayıp parçayı sahip olduğu yere sabitleyen kalıcı bir mühür

Tae yavaşça jungkooktan ayrıldı ama alınları birbirine değiyordu jungkookun gözleri hala kapalıydı ve tavşan dişlerini göstererek küçük bir gülüş sunuyordu esmer olan onun sıcak nefesini hissetti ve seviği gibi gülümsedi bir süre onu izledi jungkook sonunda gözlerini açmıştı ve alnını tae den ayırmıştı
ellerini onun belinden yavaşça çekti istemiyordu kollarının onun belinde sonsuza kadar kalmasını istiyordu saçma bir tebessümle güldü tae tavşanının saçlarını düzeltti

"Bir an önce akşam üstü olmasını diliyorum"

Dedi ve arkasına dönüp odadan çıktı
Jungkook öylece onun gidişini izlemişti merak ediyordu hemde çok fazla merak ediyordu zihni o yere odaklanmışken tae in kelimelerini tekrarladı

"Bir an önce akşam üstü olmasını diliyorum"

***

"Tae nereye gidiyoruz?!"

Sonunda dilediğimiz o akşam üstü gelmişti güneş yavaştan batmaya başlıyordu arabada taei bekliyordum arabaya bir kaç çanta yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna oturmuştu merakla sordum

"Tae nereye gidiyoruz?!

Bakışı beni buldu ve göz devirdi sorumu duymazdan gelmişti -bu göz devirişi soruma değildi-

"Koca bir bebek gibisin kemerini takmayı ne zaman öğreniceksin!"

Üstümden arabanın kemerine uzanıp çekiştirdi bir yandanda söyleniyordu ve sonunda kemeri taktı onun bu yapmacık agresif haline güldüm

"Sinirlenme daddy "

diyebilmiştim kıkırdamalarımın arasında. Ellerini direksiyona yerleştirmişti ve kafasını eğdi bakışları kucağına düşmüştü onun yan profilini izliyordum ve birden duruşunu bozmadan güldü içimi kıvılcımlar sarmıştı
-NE KIVILCIMI DİREKT YANGIN ÇIKMIŞTI İÇİMDE- belki dünyanın en güzel eeen piç een seksi een fesat gülüşünü sundu hayatımda hiç böyle bir fesat gülüş görmemiştim
istemsizce yutkundum kafasını bana çevirdi o piç ifadesi yüzündeydi ve dudaklarını yaladı hipnoz olmuş gibi bende kendi dudaklarımı yaladım onun mimiklerini taklit ediyordum bir şey demesini bekledim ama dememişti bakışlarıyla beni süzdü ve önüne döndü arabanın hırıltılı motoru kulaklarımı doldurunca ona dönük olan gövdemi koltuğa sabitledim ve yolu izlemeye başladım arada bir tae e bakıyordum kusursuz yüz hatlarını gördükçe içimde onu öpme isteği uyanıyordu

-kendini kandırma jungkook!- öpmek değil yüzünü mıncırmak yalamak yutmak ısırmak istiyordum ona olan sevgim o kadar fazlaydıki onu nasıl seveceğimi bilemiyordum

Yolculuğumuz uzun ve sessizdi ikimizde konuşmuyorduk gözlerim camdan dışarıyı seyrediyordu şehirden uzaklaşıyor gibiydik gittikçe beton binalar arabalar azalıyor reklam tabelalarının yerini ağaçlar alıyordu

ଯTAEKOOK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin