Ⅸ|Fight..

51 6 3
                                    

Tae tekrar konuştuğunda jin ortadan kaybolmuştu bana döndüğünde bir adım geriye gittim ellerim hala önümde kenetlenmiş bir şekilde boynu bükük ezikçe duruyordum bedenimi utancın yarattığı bir sıcaklık sarmıştı ellerim hafiften terlerken tae in soğuk elleri ellerimi tutmuş ve onları ayırarak vücudumun yanına koymuştu sonra uzun parmakları çeneme gitti ve eğdiğim boynumu dikleştirdi

"Sen kırmızısın?"

demiş ve Gülmüştü utancım kat ve kat artarken kafamı sola çevirmeye çalıştım ama onun çenemdeki eli sıkılaşarak buna engel olmuştu

"Sana dediğimi hatırlamıyorsun sanırım"

Tek kaşını kaldırıp bana bakmıştı yarısı mavi yarısı turuncu olan saçlarını arkaya atmış olsada bir kaç tutamı yüzüne düşüyordu
Gözleri dışında yüzünün her yerine bakmıştım

"Benim yanımda utanma. lütfen"

Benden cevap beklercesine bakıyordu gözlerine bakmamak için direniyordum neden direndiğimi biliyorum ama bilmek istemiyorum

-eğer o gözlere bakarsam teslim olurdum eğer o bakışlara maruz kalırsam benim için her şey değişirdi ama ben korkuyordum eş cinsel olduğumu düşündükçe aslında korkum eş cinsel olmak değildi dışarıdan alacağım kırıcı tepkilerdi bir yandan kendimi eş cinsel olmadığıma ikna ediyorum evet tae oldukça yakışıklıydı benim yerime kim olsa onu incelerdi ve ben kızları seviyordum onların kokuları, huzur gibi gelen ince naif sesleri her daim sevgiye açık kalpleri ve göğüslerini üstümdeki yerlerini düşünüyordum ve eş cinsel olamayacak kadar kızlara fazlasıyla düşkündüm-

bu düşünceler beynimde bir son bulurken sonunda tae in gözlerine bakmıştım -eş cinsel değilim- kendimi bir kez daha uyarıp dudaklarımı araladım

"Utanmamaya çalışacağım"

Demiş gülümsemiştim gülümsemişti ve tae in elini tutarak çenemden çektim
arkamda duran banyoya ilerledim

"Ne yapıyorsun?"

Tae i umursamadan banyoya vardığımda paspas bulup koridora döndüm -içki başımı fena ağrıtsada dışa vurmuyordum- tae e bakmadan pisliğimi temizlemeye başladım o elimden almaya çalışıyordu

"Jungkook verir misin şunu git ve uyu"

Paspasın sapını sıkıca kendime çektim

"Uykum yok"

Dedim çemkirircesine aslında bu çemkirmek değildi o ciddi gibiydi kavradığı sopayı kendine çekti ben hala sopayı tutuyordum
-bir oyuncağı paylaşamayan iki çocuk gibiydik-

"Başın ağrıyor olmalı olmaması imkansız çünkü çok içtin git uyu!"

-doğru tespitti ama biz tartışırken başımı unutmuştum-

"Bunu ben yaptım ben temizlerim hem sen daha ıslak ve soğuksun git kurulan!"

Sona doğru sesimi onun gibi ciddileştirmiştim Ve sopayı hızla kendime çekip başımın üstüne tutmuştum ani hareketimle sırtım duvarla buluşmuştu ama unuttuğum şey şuydu paspasın sapını onunda tuttuğu Hareketimle aramızdaki mesafeyi yok ederek üstüme gelmişti ve sopayı tutan elleri başımın üstündeydi
Bakışlarımı kaçırmaya vaktim olmamıştı onun bakışları beni haps etmiş

Sinirliydi ama bu gerçek sinir değildi hepsi beni düşündüğü için iyiliğim içindi- hani çocukken sokakta düşer dizinizi kanatırsınız ya sonra eve gidince anneniz bunu görür ve size düştüğünüz için kızar aslında o kızgınlığı tam olarak size değildir kendinizi korumadığınız dikkatli olmadığınız için ve o an yanınızda olamayıp sizi koruyamadığı en çokta canınız acıdığı içindir size duyduğu sevginin endişesidir- tae de şu an böyleydi bakışları bunu anlatıyordu Çıplak göğüsünün göğüsüme değişiyle kalp atışlarım hızlanıyordu bakışlarını gözlerimden ayırmadan konuştu yüzlerimiz yine çok yakındı ve sıcak nefesi adeta tenimi yakıyordu

"Odaya git ve uyu! lütfen Jungkook"

Sona doğru buğulu çıkan sesiyle bakışları gözlerimden ayrılmıştı ve birbirine değen göğüslerimizi bulmuştu yavaşça ayrıldı ve paspasın sapını kendine çekip bırakmamı sağladı kollarım vücudumun yanına indiğinde o içten gülümsemesini tekrar sunmuştu ama onun sağ omzuna yumruk attım
-actımıcak bir şekilde-
Sağ savrulmuş ve omzunu tutmuştu

"Buda neydi!!"
"Bana emir verme!"

Deniştim sertçe sona doğru dudaklarımı büzerek çemkirirken bunu sadece jimine yapardım bunu neden şimdi yapıyorum bilmiyorum
O gülmüştü ama bu içten yada samimi bir gülüş değildi intikam geliyor der gibiydi
-doğru tahmin- hızlı hareketiyle kolunu omzuma atmış kafamı çıplak gövdesi arasında sıkıştırmıştı ve beni odasına doğru o şekilde sürüklemişti çırpınıyordum oda buna gülüyordu -bende gülüyordum- odaya girdiğimizde beni hızla yatağa atmıştı
-daha doğrusu fırlatmıştı- yattığım yerden şaşkınca ona baktım oda bir şey olmamış gibi örtüyü üstüme çekiyordu boynuma kadar örttükten sonra alnıma düşen saçlarımı eliyle geriye doğru aldı ve alnımı öptü

.
.
.

ଯTAEKOOK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin