5. Bölüm: Tehdit

180 34 2
                                    

Işık, sabah erkenden kalktı. Artık binası belli olduğu için Slytherin formasını giyebilirdi. Formasını çıkarmak için sandığa yürüdüğünde kötü bir sürprizle karşılaştı. Sandığının üstünde büyük harflerle "BULANIK " yazıyordu ve sandığını açtığında forması yoktu. Sandığı karıştırdı. İçinden bir not buldu: "Bu formayı giymeye layık değilsin bulanık!". Ne yapacağını bilememişti. Bulanık ne demek bilmiyordu ama iyi bir şey olmadığını tahmin ediyordu. Yatakhaneden Hogwarts'a gelirken giydiği siyah cüppeyi giyerek çıktı.

Scorpius, siyah koltuklara uzanmış kitap okuyordu. Kızlar yatakhanesinden Işık'ın siyah üniforma ile çıktığını gördü. Elindeki kitabı kenara bırakarak doğruldu ve ayağa kalktı. Işık da onu görünce yaklaştı. Scorpius: "Niye bunu giydin? Slytherin üniformasını giymeliydin." dedi. "Biliyorum. Üniformayı almak için sandığıma gittiğimde üstünde bulanık yazıyordu. Daha sonra formamı aradığımda şu notu buldum. Hem ayrıca bulanık ne demek? " diyerek notu Scorpius'a uzattı. Scorpius notu okurken kaşları çatıldı. "Bunu Profesör Malfoy'a bildirmeliyiz." dedi. "Bulanık, Muggle-doğumlulara verilen iğrenç bir addır. Kanı çamur olan demektir." diye ekledi.

Ortak salondan çıkarak Profesör Malfoy'un odasına gittiler. Kapıyı çaldılar. Scorpius "Profesör?" diye seslendi. İçeriden "Gir." komutu gelince içeri girdiler. Işık o an Scorpius'un ne kadar da çok babasına benzediğini fark etmişti. Scorpius "Ba- yani Profesör Malfoy, birisi bu notu Işık'ın odasına bırakmış." diyerek notu profesöre verdi. Profesör Malfoy notu okuduktan sonra çatık kaşlarla kafasını kaldırdı. Işık, olayın geri kalanını anlattı. Bitirdiğinde "Tamam, ben gerekeni yapacağım." dedi ve Işık'ın üniformasını asasıyla Slytherin'e çevirdi. "Siz kahvaltıya çıkın." diye devam etti. Işık teşekkür ederek Scorpius ile oradan ayrıldı. Yalnız kaldığında aklına Hermione'ye bulanık dediği zaman geldi gerçekten de o zaman çok aptaldı. Karanlık Lord öldükten sonra kanın bir öneminin olmadığını gayet iyi anlamıştı. Potter ve Granger buna canlı kanıttı.

***************************************************

Kahvaltıya çıktıklarında herkes yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Slytherin masasında kendilerine bir yer bularak oturdular. Bir süre sonra Asena da onların yanına geldi ve "Günaydın!" diyerek selam verdi. Anlaşılan güzel bir sabah geçirmişti Işık'ın aksine. Işık ona çok da neşeli olmayan bir tonda "Günaydın." dedi. Asena ne olduğunu sordu. Işık da sabahtan şimdiye kadar yaşadıklarını anlattı. Asena tam bir şey söyleyecekti ki kendisinin üstünde olan tuhaf bakışları sezince durdu, etrafı inceledi ve "Neden bana bakıyorlar?" diye sordu. Bu sefer Albus cevapladı: "Bir Gryffindor, Slytherin masasında olduğu için." Albus bunu biraz utanarak söylemişti. Hâlâ üzerinden dünün şaşkınlığını atamamıştı. Işık ve Asena, Gryffindor ile Slytherin arasındaki anlaşmazlığı biliyordu ancak yine de garip gelmişti. Bakışlardan rahatsız olan Asena, tam kalkacaktı ki "Kimseden çekinmene gerek yok. Hadi oturalım." dedi Süeda. Asena ona gülümseyerek selam verdi ve birlikte geri oturdular. Süeda: "Eee, arkadaşın kim?" diye sordu. Işık hemen "Merhaba ben Işık. Asena ile tanışıyorsunuz sanırım." Asena da Süeda ile Diagon Yolu'ndaki karşılaşmalarını anlatırken baykuşlar öğrencilere mektuplarını bırakmaya başlamıştı. Hepsinin dikkati mektup taşıyan baykuşlara çekilmişti. Asena iç çekerek "Galiba telefonu özleyeceğim." dedi ve kıkırdadılar. Tabii ki Slytherin masasındaki çoğu kimse telefonun ne olduğunu bilmiyordu.

***************************************************

Yemeklerini bitirdikten sonra derslerine gitmek üzere ayrıldılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yemeklerini bitirdikten sonra derslerine gitmek üzere ayrıldılar. Ders programları kahvaltıda dağıtılmıştı. İlk ders Gryffindorlar ve Slytherinler için iksirdi. Profesör Malfoy ise iksir profesörüydü. Eski iksir profesörü Severus Snape onun vaftiz babasıydı ve iksirde gerçekten başarılıydı.

Savaştan sonra çok değişmişti. Artık Altın Üçlü ile araları o kadar da kötü değildi. Hâlâ bazen Harry ile atışsa bile eski düşmanlıkları yoktu. İlk iksir dersi aklına gelmişti. Snape, Harry'nin ismini okuyunca durup "Ah, evet. Harry Potter. Yeni şöhretimiz." dediğinde bayağı eğlenmişti. İksir biliminin gücünü anlatırken bazılarınız başarılı olacak dediğinde ise Draco sinsi bir gülümseme takınmıştı. Şimdi ise Snape'in yerinde o vardı. Bu bir başarı sayılır mıydı?

Bugün ilk iksir dersini verecekti. Kendi yıllarındaki gibi Gryffindor ve Slytherinlerin ortak dersiydi. Harry'nin oğlu ve kendi oğlu da orada olacaktı. Tek fark Albus'un Slytherin üniforması içinde olmasıydı. Düşünceleri öğrencilerin sınıfa girmesiyle bölündü. Sabah oğluyla birlikte gelen kız, bir Gryffindor kızıyla içeri gülüşerek girdi. Sınıfın ortasındaki bir masaya oturdular. Yanlarına Rose Granger-Weasley de yerleşti. Daha sonra oğluyla Albus içeri girdi. Onlar da kızların arkasındaki sıraya oturdular.

Herkes gelince yoklama alarak derse başladı. İksir ustasına ithafen kendinin de ilk derste yaptığı iksir olan çıbanlara karşı basit bir iksir istedi. Herkes çalışmaya başlamıştı. Tabii bazıları ne yapacağını bilemeden etrafına bakınıyordu. Ayağa kalkarak sıraları dolaşmaya başladı. Genel durum gayet iyiydi. Muggle-doğumlular anlaşılan çabalamışlardı. Bayan Saygılı ve ekibinin iksirinin iyi gittiğini gördü. Albus da Slytherin olmaya alışmış gibiydi. Köşede oturmak yerine Scorpius ile iksirini hazırlıyordu. Süre bitince en iyi iksirin Işık, Asena ve Rose'unkinin olduğuna karar verdi. Onları onar puan ile ödüllendirdi. Dersin bittiğini duyurdu ve malzemelerini toplamalarını söyledi. Herkes işini bitirince sınıfta yalnız kaldı.

***************************************************

Işık ve Asena; Rose ile henüz iksir sınıfından çıkmıştı ki bir grup Slytherinli onları durdurdu. Önlerinde duran esmer kız Işık'a doğru: "Ah demek yeni bir üniforma buldun. Bu iksir ile hiçbir şey kanıtlamadın. Hâlâ bu dünyayla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun! " dedi. Devam edecekti ki Işık sözünü keserek "Demek öyle düşünüyorsun. O zaman bu gece benimle düello etmek ister misin? Nasıl olsa ben bir bulanığım ve hiçbir şey bilmiyorum. " diye sordu küçümseyerek. Kız bir süre cevap vermeyince Asena: "Ah demek korkuyorsun" dedi onu kışkırtmaya çalışarak. O da Işık'ın ne kadar bilgisinin olduğunu ya da bir düelloya hazır olup olmadığını bilmiyordu ama arkadaşına güveniyordu. Kız sinirlenerek kabul etti ve grubuyla oradan ayrıldı.

Hogwartstakiler [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin