21. Bölüm: Zihin Bağı

148 23 31
                                    

Bundan sonra bölümleri cumartesi günleri atmayı planlıyorum. Arada bir haftada iki bölüm attığım da olabilir. Belli bir düzene koymanın iyi olacağını düşünüyorum.

Bu küçük bilgilendirmeden sonra iyi okumalar...

<><><><><>

Işık, kızlar tuvaletinin aynasındaki yansımasına gözlerini dikmiş düşünüyordu.

"Hepsi benim suçum. Eğer ona o büyüyü sormasaydım şu an tutuklu olmayacaktı ve hâlâ arkadaşlarım olacaktı. Belki de yalnız olmayı hak ediyorumdur. Arkadaşımı Azkabana gönderdim ve zararsız masum bir insan öldü.

Hayır benim suçum değil! On-onu öldüren oydu! Ah kimi kandırıyorum istemeyerek yaptığını söyledi, sadece kendini koruyordu. Bay Filch'i ben öldürdüm, Süeda'yı Azkabana ben gönderdim, arkadaşlarımı kendimden ben uzaklaştırdım. Hepsi benim suçum."

Gözleri doldu. Kendini tutmak istemedi, kimse yokken ağlamaya başladı. Gözlerini ovuştururken bir ses duydu. Arkasını dönüp kabinlere göz gezdirdi. Asasını hazırlayıp "Kim var orada?" diye seslendi.

"Hahahaha" bu sinir bozucu bir kız kahkahasıydı.

"S-sen de kimsin?" Işık ürkerek sordu. Tuvalete geldiğinde kimsenin olmadığından emindi. Şimdi nereden çıkmıştı bu kız?

"Ah bazıları bana Mızmız Myrtle der. Yıllardır buradayım Işık."

"Adımı nereden biliyorsun?"

"Ben bir hayaletim, okuldaki herkesi ve bütün dedikoduları biliyorum." derken yüzünde rahatsız edici bir şımarık kız ifadesi vardı.

"Söyle bakayım neden ağlıyorsun? Yoksa erkek meselesi mi ha? Şu Harry Potter'ın oğlu sana yüz vermedi mi? Sürekli seni onunla görüyorum. Babası çok yakışıklıydı - hâlâ yakışıklı - O kızılda ne bulduysa bana bakmadı..."
Sesi başlarda neşeliyken son cümlede sinirli bir tona dönüşmüştü.

Işık onun sözünü keserek "Hey! Bir Albus benim arkadaşım, iki Profesör Potter hakkında böyle konuşman doğru değil."

"Oh hadi bana söyleyebilirsin. Demek diğerinden hoşlanıyorsun, sarışının oğlundan." şımarık kız ifadesini tekrar takınmıştı.

"Seninle bu muhabbete girmeyeceğim Mızmız Myrtle! Ölü olduğun için artık tek hevesin erkekler sanırım."

Myrtle bu sözler üzerine sinir bozucu bir şekilde ağlamaya başladı. Kabinlerden birine girdiğinde Işık da hızlı adımlarla tuvaletten çıkmıştı.

*****

Ertesi gün büyük gündü. Mahkeme günü.

" Sonunda özgür olacağım. Suçsuz olduğumu anlayacaklar." 

"Kim özgür olacak?" yine o erkek çocuğu sesiydi.

"Sen de kimsin? Ve benimle nasıl konuşuyorsun?"

"Tamam... Bu biraz garip. Sanırım iç sesimle tanışıyorum. Benim adım Scorpius sevgili iç sesim."

"Ah hayır, ben senin iç sesin değilim! Benim Scorpius, Süeda!"

"Bir dakika ne?! Seninle nasıl konuşuyorum? Sen hapiste değil misin?" Scorpius meraklı gözlerle etrafı süzdü.

"Boşuna etrafa bakma. Hâlâ Azkabandayım. Ve nasıl konuştuğumu ben de bilmiyorum. Bir şekilde zihinlerimiz bağlanmış."

"Demek görebildiklerimi de görebiliyorsun."

"Sen izin verirsen sanırım. Çünkü her zaman görmüyorum ve duymuyorum."

Hogwartstakiler [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin