"Kadın hamile kadın hamile kadın HAMİLE! KORAY KADIN HAMİLEYMİŞ!"
"Hakan kendine GEL! Sakin ol tamam mı? Şimdi ne yapacağız onu düşünmeliyiz. Ne yapacağız kadını Hakan? "
"Onu burada bırakamayız. Çabuk ambulans çağır çabuk!"
"Ne ambulansı Hakan gelmelerini bekleyene kadar kadın ölür. Hemen biz götürelim işte"
"Olur kardeşim. Biz götürelim. Hem belki yolda birine daha çarparız? Hem belki de yolda polis durdurur hamile kadına ehliyetsiz çarptık deriz. Saçmalama Koray çabuk ambulansı ara "
"Tamam tamam arıyorum. "
Olay yerine ambulans geldi ve üçünü de alıp hastaneye götürdü.
Hastaneye vardıklarında hızla kadını Ameliyathaneye aldılar. Hakan ve Koray da dışarıda onları bekliyordu. Hakan çok endişeliydi
"İnşallah ikisine de bir şey olmaz Allah'ım lütfen lütfen bir şey olmasın ikisi de sağ salim çıksın. Eğer kadın ölürse ben bu çocuğun vebalinin altından nasıl kalkarım?"
"Tamam Hakan sakin ol. Kadına bişiy olmayacak ve sen de hapise... "
"YA KORAY BEN ONUN DERDİNDE MİYİM? Ya kadın ölürse? Çocuk annesiz kalırsa? Zaten kadını üstünden kimlik vb hiçbirşey çıkmadı. Babasını bulamadık, bulamayız. Bu çocuğa kim bakacak? "
Tam o sırada hastanede bulunan polisler yanlarına geldi .
"Gençler kaza hakkında bilginiz var mı?"
O an ikisi de göz göze geldiler
Korkarak...
Terddütle...
Endişeyle..."Şey.. Polis bey ilk ailemizi arayabilir miyiz?"
Koray ın sorusuyla polisler şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Aralarında süren kısa bir bakışma ve kaş göz işaretinden sonra
"Peki, ama yanımızdan ayrılmayacaksınız ve eğer bunu siz yaptıysanız... Başınız çok büyük belada, çocuklar.. "
O an Hakan başının döndüğünü ve ayağının yerden kesildiğini hissetti. Olabilir miydi? Gerçekten bir katil olabilir miydi? Bir kadının ve henüz doğmamış ve hatta cinsiyetini bile henüz bilmediği bir çocuğun katili... Bir an aklına babası geldi. Ya onun arabasını gizlice alışı? Gece gece ehliyetsiz araba kullanarak bir kadına çarpışından sonra babasının ününün lekelenmesi? Ama şu an sadece kadınla bebeğin sağlığını düşünmeliydi.
O an koridorun başında annesi ile babası göründü. Annesi koşarak Hakan'ın boynuna sarıldı.
"Hakan, Hakan'ım iyi misin ne oldu söyle annene iyi misin? "
"İyiyim anne... "
O an babasıyla göz göze geldiler. Suçluluk duygusuyla babasına yaklaştı
"Baba.. "
Birden İlhan bey Hakan 'a okkalı bir tokat vurdu.
"Hakan, bana bak eğer bunları sen yaptıysan, eğer sen çarptıysan elimden çekeceğin var Hakan... "
"İlhan sakin ol bak... "
"Sen karışma Gülcan! Sen karışma... Zaten ne geldiyse senin yüzünden geldi başımıza. Bu çocuk ne yaptıysa hep örtbas ettin, alltan aldın, bir kez bile bu taşkınlıklarının bedelini ödemedi. Peki nedeni? Annesi arkasındaydı beyefendinin!! Bu sefer olmaz Gülcan, bu sefer bu çocuğu bana savunma. Şimdiye kadar yaptıkları bu kadar büyük değildi ama gecenin bir vakti ARABAYI GİZLİCE ALMAK NEDİR?!!!"
Biraz daha sakinleşince sordu
"Sen mi çarptın?"
O an ölüm sessizliği oldu. Polisler annesi babası herkes Hakanın ağzından çıkacak tek cümleye bakıyordu. Ve konuştu:
"Evet.."
Tam o sırada ameliyathaneden doktor çıktı:
"Hastanın yakınları siz misiniz? "
Bir polis cevapladı:
"Şuan itibariyle öyleyiz ne oldu doktor bey hastanın durumu nasıl? "
"Hasta buraya geldiğinde durumu çok ciddiydi bu yüzden biz sadece bebeği kurtarabildik, çok üzgünüm hastayı kaybettik... "
Hakan:
Bazı anlar olur eliniz ayağınız uyşur kendinizi hisstmezsiniz, aldığınız nefes boğazınızda kalır ya... Şu an o durumdayım.. Çaresiz ne yapacağımı bilmeyen. Şu anda ben kendimi hissetmiyorum. Bakışlar üzerimde herkes bana bunu nasıl yaptın der gibi bakıyor... Onlara ben de bilmiyorum diye haykırasım geliyor ama tam o esnada bir şey görüyorum, çarptığım kadın... Bunu bana nasıl yaptın diye bakıyor bana. Ona da bilmiyorum diye haykırasım geliyor, olmuyor yapamıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Aşkım
Teen FictionZengin bir ailenin şımarık ve uçarı bir çocuğuydu Hakan. Babası İlhan Bey ülkenin en tanınan mühendislerinden biriydi. Tek çocuk olması ve her istediğinin elinin altında olması onu haklı olarak şımartmıştı ama bu uçarılığının bedelini hayatının sonu...