"Anne her şey hazır mı?"
"Hazır oğlum. Sen baban,halan ve kuzenlerin ile aynı arabada gidin,Esma,ben ve diğerleri ikinci arabayla ardınızdan geliriz."
"Tamam."
Hakan başını sallayarak hızla çiçeği ve çikolatayı kaptığı gibi arabaya doğru ilerledi. Aklına gelen şeyle hızla arkasına döndü:
"Anne!"
"Efendim?"
"Esma aldığım elbiseyi giydi mi?"
"Şuan ablaları ile hazırlanıyor. Birazdan gelirler siz gidin biz hemen arkanızdan geliriz."
"Tamam."
Sonunda pazartesi günü gelmiş ve Esra'yı istemek için yola çıkmışlardı. Hakan hem stresten hem de heyecandan derin derin nefesler alıyordu. Biliyordu,geri dönüşü yoktu... Ayrıca en son yaşanılan olaylardan dolayı kafası karmaşıktı. Korkuyordu Esma'nın elinden gitmesinden. 'Şuan buna odaklanmamalıyım' diye düşünerek kafasını toparlamaya çalıştı.
Pek uzun sürmeyen bir yolculuktan sonra sonunda Esra'ların evine varmışlardı. Hakan arabadan inince arkasına baktı. Annesi ve Esma gelmemişti.
"Baba henüz annemler gelmemiş ne yapalım?"
"Oğlum sen gel onlar arkamızdan geliyor. Az önce dayınları aradım 'Yoldayız az kaldı.' dedi. Biz geçelim biraz sohbet edelim onlar gelince de isteriz kızı."
"Tamam."
Gergin ve titrek adımlarla merdivenleri çıktı. Evet bu evliliğe en başlarda sıcak bakmamıştı ama artık nişanlanıyordu ve haliyle bu onu heyecanlandırıyordu. 'Kendimi toparlarım.En azından birisiyle bağ kurmak, sevgi paylaşmak beni kendime getirir.'diye düşünerek kapıya doğru ilerlediler. Babası kapıyı tıkladı ve kapıyı Esra açtı.
"Hoş geldiniz."
Hakan kafasını yavaşça kaldırıp Esra'ya baktı. Üzerine mavi ve çok hoş bir elbise vardı. Krem renkli topuklu ayakkabıları ve onunla uyum içerisinde olan küpeleri ile cidden çok güzel olmuştu.
"Hoş bulduk kızım."
Herkes sırayla içeriye geçti. En son Hakan girdi. İçeriye geçtikten sonra arkasını döndü ve Esra'ya bakarak çiçek ve çikolatayı uzattı.
"Çok hoş olmuşsun."
Esra hafifçe gülümseyerek teşekkür ettikten sonra Hakan ile beraber salona geçtiler.
Salona geçeli on beş dakika olduktan sonra kapı zili çalmasıyla Esra ayaklanarak kapıyı açtı. Gelenler salona girerken Hakan şaşkınlıkla Esma'ya baktı.
"Abicim. Çok güzel olmuşsun. Eee beğendin mi bari elbiseni?"
Esma gülerek abisine koştu ve sarıldı:
"Abicim çok beğendim çok teşekkür ederim." Diyerek Hakan'ın yanaklarını öptü. Hakan gülerek Esma'yı kucağından indirdikten sonra Esra'nın babası konuşmaya başladı:
"Eee Hakan evladım nasılsın,nasıl gidiyor iş bulabildin mi?"
"İyiyim çok şükür. İş buldum ama henüz başlayamadım. Babamın yanında çalışmayı düşünüyorum."
"İyi hadi bakalım."
Muhabbet böyle ilerlerken kahvelerin gelmesiyle kahveler içildi ve Hakan'ın babası boğazını temizleyerek konuşmaya başladı:
"Efendim sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Esra'yı, oğlumuz Hakan'a istiyoruz."
"Gençler birbirini sevmiş bize söz söylemek düşmez verdik gitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Aşkım
Teen FictionZengin bir ailenin şımarık ve uçarı bir çocuğuydu Hakan. Babası İlhan Bey ülkenin en tanınan mühendislerinden biriydi. Tek çocuk olması ve her istediğinin elinin altında olması onu haklı olarak şımartmıştı ama bu uçarılığının bedelini hayatının sonu...