Karanlığı bir hiç olarak tanımlayan insanlar var aramızda. Oysaki karanlık bir hiç olamayacak kadar var olan bir kavram. Hiç kaybolduğunu gördünüz mü? Peki ya yok olduğunu? Asla. Bu asla olmadı. Çünkü karanlık, yakılmayı bekleyen bir ışıktır aslında. Yakıldığı zaman aydınlığa, söndürüldüğü zaman ise karanlığa dönüşür. Deniz ise karanlığın ta kendisi. Onu yakmayı bekleyen ateşi arıyor sadece. Peki ya onun ateşi ben olabilir miydim?
Dolapta oturmaya ve titremeye devam ediyordum. Sakin kalmaya çalışıyordum. Çünkü başka çarem yoktu.Sakin ol Ay. Belkide cam açık kalmıştır ve sen boşuna panik yapıyorsundur. Sakin ol...
İç sesimi her ne kadar dinlemek istesem bile sakin olamıyordum.
Bir ses ile irkildim. Kilitli olan kapımı açmak için biri zorluyordu. Kalp atışımın sesini, artık duymaya başlamıştım. Birden kapıyı kırdı ve içeri girdi. Hemen elimle ağzımı kapattım ses çıkarmamak için. Yaşadığım korkuyu ve heyecanı size anlatmam mümkün değil.
Nefesimi tutmuştum. Çünkü o, karşıdaki dolabın kapağını açmıştı.Beni arıyordu. Buda demek oluyordu ki bu dolabında kapağını açacak.Ayak seslerinin bu tarafa doğru yöneldiğini duydum. Olduğum dolabın yan kapısını açtı. Tam benim olduğum kapıyıda açıcaktı ki aşağıdan Deniz'in sesi duyuldu.
"Ay?!" Sesini yükselterek söylemişti.
Kişi hemen pencereye yöneldi. Pencereyi açtı ve çatıya dayalı merdivenden kaçtı. Bende o sırada onu görebilmek için hızlıca ayağa kalktım. Sadece arkasını görebilmiştim. 1.85 boylarında, zayıf, ince ve ellerinden anladığım kadarıyla oldukça açık bir teni vardı. Simsiyah giyinmişti ve kafasında sweatinin şapkasını takmıştı. Korkudan daha fazla ayakta duramadım. Çünkü ayaklarım artık tutmuyordu. Sırtımı duvara yasladım ve yere oturdum. Dizlerimi iyice kendime doğru çektim. Gözyaşlarımın akmasına engel olamamıştım. Ve titrememede...
O sırada içeri Deniz ve Berk girdi.
"Ay!" dedi Deniz. Sesi çok endişeli çıkıyordu. Koşarak sarıldı ikiside bana. Berk iki eliyle yüzümü tuttu.
"Ay iyi misin?"
Hiç bir şey demedim. Kafamı dahi sallamadım. Boş boş yüzlerine bakıyor ve ağlıyordum. Deniz saçlarımı okşamaya başladı."Geçti... tamam sakin ol biz burdayız." Onun sesi içimi rahatlatıyordu. Bana güven veriyordu.
Deniz beni kucağına aldı ve yatağıma yatırdı. Ağlamam durmuştu. Her ne olursa olsun güçlü durmaya çalışıyordum. Daha fazla ağlamak istemiyordum.
Üçümüzde duvara dayalı olan yatağımda oturuyor ve sırtımızı duvara yaslıyorduk. Böyle yaklaşık yarım saat boyunca, hiç konuşmadan oturduk. Ben ortalarındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLARİS
Teen FictionNot: Hikayem tamamlandığı zaman final yazısını göreceksiniz. Nedense ben yapmadığım halde tamamlandı yazıyor. Ay; yeni okuluna ayak bastığı anla beraber, çözülmesi zor bir bulmacanın içine girdi. Okulda duymaması gereken seslere ve kendisi ile ne a...