Selamlarr!! Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Okurken yorum yapmayı unutmayın. <3
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunu her ne kadar kabul etmek istemesem bile biliyordum. Artık sıradan bir kız olmaktan çok uzaklaşmıştım. Ben Ay Erişken'dim. Kaybolan kanadının onu bulmasını bekleyen yaralı bir kuştum.
İlk defa kötü geliyordu beyaz gözüme. İlk defa istemediğim bir renk haline bürünmüştü. Normalde severdim beyazı. Çok zarif ve çok güzeldi. Ama şimdi görmek isteyeceğim en son renkti. Fakat dört alanımda bu renkle kaplanmıştı. Kaçışı olmayan bir dalga gibi boğuyordu beni. Nefes alışım düzensizleşmiş, ağlamaktan kuruyan gözlerim bulanıklaşmıştı. Üzerime üzerime gelen bembeyaz duvarlar ile başım dönmeye başlamıştı. Mide bulantım her geçen dakika şiddetleniyordu. Daha fazla dayanamayacağımı anlayarak koşar adım kendimi dışarı attım. Başımı yukarı kaldırarak masmavi gökyüzünün hoş kokusuyla derin bir nefes aldım.
2 saattir hastanede harap olmuştuk resmen. Olmuştuk diyorum çünkü Deniz ve Berk'te yanımdaydı. Annemin söylediği şeyden sonra Deniz'in arabasına atlayarak hastaneye geldik. Babam trafik kazası geçirmişti. Kamera kayıtlarında göründüğü üzere sahte plakalı araç, babamın arabasına çarpmıştı. Doktorlar hayati tehlikesinin olduğunu söylüyordu.
"Ay." Bir elin omzuma dokunmasıyla irkildim.
"Berk. Bir gelişme mi var?" Sesim bağırmaktan kısılmıştı. Buraya geldiğimizde sinir krizi geçirmiştim. Doktorlar sakinleştirici yaparak yarım saat uyumamı sağlamışlardı.
"Hayır, ben sana bakmaya geldim. İyi misin?"
"Nasıl iyi olabilirim ki. Babam benim yüzümden..." devamını getiremeden ağlamaya başladım. Bu vicdan azabı tüm bedenimi ele geçirmişti. Babam benim yüzümden burdaydı. Annem benim yüzümden ağlamaktan bitkin düşmüştü. Deniz ve Berk benim yüzümden hastanede harap olmuştu. Her şeyin sorumlusu bendim. Belkide tüm sorun bendim.
"Şşt sakın öyle düşünme." diyerek bana sımsıkı sarıldı Berk.
"N-nasıl düşünmeyeyim. Bana söylemişti oysaki. Ailene zarar veririm demişti. Ama aptal ben gidip her şeyi size anlattım."
"Hiçbirinin sorumlusu sen değilsin Ay. Her şeyin sorumlusu o şerefsiz. Bize anlatmak zorundaydın. O herifle tek başına mücadele edemezdin."
"Berk, eğer ona bir şey olursa..." Cümlemi bitiremeden Berk sözümü kesti.
"Ona hiçbir şey olmayacak Ay."
"Ama olursa ben yaşayamam anlıyor musun? Yaşayamam." Hıçkırıklarım kulakları doldururken, Berk bu sefer daha sıkı sarıldı bana. Gerçekten birinin desteği gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLARİS
Teen FictionNot: Hikayem tamamlandığı zaman final yazısını göreceksiniz. Nedense ben yapmadığım halde tamamlandı yazıyor. Ay; yeni okuluna ayak bastığı anla beraber, çözülmesi zor bir bulmacanın içine girdi. Okulda duymaması gereken seslere ve kendisi ile ne a...