where did jesus go?
he disappeared.[isa nereye gitti?
ortadan kayboldu.]-
michel momsen hayatı boyunca insanlardan uzak durmuş, soğuk, ruhsuz ve merhametsiz bir iş kadınıydı. daha açık olmak gerekirse... bir seri katil.
sekiz eylül sabahı angel'la çarpıştığı ânda ise ona doğru çekildiğini hissetmişti. ilk görüşte aşk mı? meh, pek sayılmazdı. lâkin sonradan bir takıntıya dönüştüğünü itiraf edebilirdi. kendisinden on yaş küçük bir kıza tutulmak onun tercihi değildi, asla olmazdı.
ama gerçekleşmişti!
görüntüsü bile insanı ürküten o kadın, küçük ve yaralı bir kıza âşık olmuştu. merhametsiz olduğunu mu söylemiştim? ah, hayır, kesinlikle değildi. sadece bu yönünü keşfetmek için angel'la tanışması gerekiyordu.
tanışmıştı da. kendine engel olamamış ve aklından atamadığı o kızın kim olduğunu öğrenmişti. hadi ama, onun yerinde kim olsa yapardı! gerçi öğrenmişti öğrenmesine de, önünde kocaman bir kayalık vardı. onunla nasıl iletişime geçecek, hayatında bir yer edinecekti? adını bulmak kadar kolay olmamıştı elbette.
fakat o michel'di, her zaman bir çözümü olurdu.
kızın hesaplarına bakarken bir anonim uygulaması kullandığını görmüş, işine yarayacağını düşünerek kendine hesap açmıştı. sonucu ise... muhteşemdi. bir buçuk ay sonrasında, her ne kadar zor olsa da, angel'la arkadaş kalmayı başarmıştı.
teknolojiden nefret etse de ilk defa ona bir yararı dokunmuştu.her gün konuşuyor, bir sürü şeyden bahsediyor, eğleniyorlardı fakat michel, karşısındaki kızda bir sorun olduğunu hissedebiliyordu. artık daha da derine inmeliydi. bu yüzden buluşmak istedi, tesadüfe bakın ki angel da bunu istiyordu!
birkaç gün sonra buluştular, tıpkı mesajlarda olduğu gibi çok eğlenmişlerdi fakat zavallı angel, bir seri katille konuştuğundan haberi bile yoktu. asla da olmamıştı.
artık sürekli görüşmeye başladılar, gün geçtikçe angel kendisini güvende hissetti ve içini açmaya karar verdi. bir kere başladığında ise bir daha asla duramadı. michel onun tek arkadaşı, her şeyi hâline gelmişti. bir süre daha bu durum devam etti ancak her şeyin bir sonu vardı.
angel'ın sonu geldiğindeyse... michel bir daha asla toparlanamamıştı.
içinde yatan azılı katil intikam istedi. her şeyden çok hem de. bu yüzden de angel gittikten sonraki iki yılını bir plan için harcayan michel, o gün gelip çattığında hâlâ ilk günkü gibi nefretle doluydu.
yapılması gereken her şeyi tamamlamıştı. şeytanlar cehenneme aitti ve onları oraya gönderdi. angel'ın intikamı artık alınmıştı. peki ya bundan sonra ne olacaktı?
michel meleğine kavuşmayı tercih etti fakat katil izin vermedi. daha çok kana ihtiyacı vardı, daha çok kurbana. dünyada dolaşan her şeytan cehennemin dibini boylamalıydı.
bu nedenle harekete geçti.
altı nisan iki bin on dokuz tarihinde michel momsen son kez bir marketten çıkarken görüntülendi ve bir daha asla ondan haber alan olmadı.
şeytanları kovalamak için çıktığı yolda kendisi de onlardan birine dönüştü ve ortadan kayboldu.
•••
FİNAL.
15 nisan 2020, 03.40
hikâyeyi yazmamı sağlayan şarkıyı bıraktım yukarıya. where did jesus go'yu dinlerken hep böyle 'acıklı' bir senaryo dolaşırdı kafamda, ben de onu yazıya dökmek istedim. beğendiniz mi bilmiyorum ama sonuna kadar geldiğiniz için teşekkür ederim. 🖤
instagram: karisiyokafam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where did jesus go?
Short Story[isa nereye gitti?] bana şeytanın yandaşı mı diyorsun yani? ah, bebeğim, bu konuda hiçbir fikrin yok. ama merak etme, burada hepsini göreceksin. bütün şeytanları. ••• "söylesene, sence isa nereye gitmiştir?" bir anda aklına gelen o soruyla meraklı b...