[sadece küçük bir çocukken babası onu ticaret için sattı]
•••
"hiçbir zaman mutlu olamadım, böyle düşünmek hoşuma gitmiyor ama gerçek."
"neden?"
"çünkü hayatım-"
"neden böyle düşünmek hoşuna gitmiyor?"
şaşırmıştı. sormasını beklediği bu değildi.
"bir kilisede yaşıyorum, rahibeler tarafından büyütüldüm. istemesem de tanrı'ya isyan ediyormuşum gibi hissettiriyor,"
"ilk önce hayatının kötü olduğundan bahsedecektin. devam et."
"bunu istediğine emin misin?"
"her şeyi anlatmanı istiyorum."
bu kadını hiçbir zaman çözemeyeceğim, diye düşündü. hayatına aniden girmiş ve tam ortasına yerleşmişti. nasıl başardığını anlamasa da onu seviyordu.
"pekâlâ. küçük bir kasabada doğdum. annem fahişe, babam da alkolikti. kazara dünyaya gelmiş bir bebektim, yani altı yaşıma kadar binlerce hakaret ve tokatla baş etmek zorunda kaldım. sonra ise..." kadın pür dikkat karşısındaki yaralı kuşu dinliyordu. çok garipti, bu zamana kadar kendisinden başkasını umursamayan michel, küçük bir kız için üzülüyordu. "babam elindeki çoğu şeyi içkiye yatırınca beni sattı. neyse ki adam bana acıdığı için bir şey yapmadı, onun yerine beni bir kiliseye bırakıp kaçtı."
trajikomikti. ağlamak istemesine rağmen yapamıyordu.
"tanrı'ya isyan ettiğin ya da öyle hissettiğin için üzülmemelisin. sana böyle bir hayat bahşeden o. bunu hak ediyor."
gülümsese de bu mutluluktan değildi. "ben bu hayatı hak ediyor muydum peki?"
kadın sessiz kaldı. kız cevabını almıştı. ya da aldığını sanıyordu.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where did jesus go?
Kurzgeschichten[isa nereye gitti?] bana şeytanın yandaşı mı diyorsun yani? ah, bebeğim, bu konuda hiçbir fikrin yok. ama merak etme, burada hepsini göreceksin. bütün şeytanları. ••• "söylesene, sence isa nereye gitmiştir?" bir anda aklına gelen o soruyla meraklı b...