BÖLÜM 4- Özür Dilerim

221 22 12
                                    

Dün gece gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamıyordum. Uzun bir süre de çıkamayabilirdim ancak okul koridorunda sırtını duvara yaslamış ve beni bekleyen pembe saçlı, hafif kavruk tenli çıtırım tekrar ilgimi üzerine çekmişti. 

Koridorda önünden geçen herkes göz ucuyla da olsa mutlaka Chanyeol'u süzüyor yürek yemiş olan bazı öğrenciler ise bakışlarını sakınmadan ona bakarak dudaklarını ısırıyordu. Ahh Chanyeol gerçekten bu kadar dikkat çekici olmak zorunda mıydın? 

Yaslandığı duvarda telefonla uğraşan popüler sevgilim üzerindeki gözlerin farkındaydı ama ben ona bakana kadar telefondan başını kaldırmadı ve benim bakışlarımı üzerinde hisseder hissetmez bana baktı. Bunu her zaman yapıyordu oradaki varlığımı ben daha ona seslenmeden fark ediyordu. Bütün o kalabalığın içinde bunu nasıl başardığını sorduğumda ise burnunu boynuma sürtüp "kokun Jongin, beni baştan çıkarıyor." derdi. Cidden kokuyor muydum bu kadar?

Kocaman gülerek  gamzelerini sergiledi o an bu gülüş için beni öldürmek isteyen en az 10 belki 20 kişi sayabilirdim ve evet kesinlikle abartmıyorum. Chanyeol'un yanına gittim ve dudağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Beni öldüresileri var" dememle büyük bir kahkaha atıp gözlüğümün üzerine düşen saçlarımı uzaklaştırdı ve daha sonra elinin tersini yanağıma sürttü.

"Sana 10 metre bile yaklaşamazlar bebeğim tabi ölmeyi bayılmak sanmıyorlarsa"

Bu sefer gülme sırası bendeydi. Chanyeol iri ve kaslı bir vücuda sahipti ama ben onu biriyle tartışırken bile görmemiştim fazlasıyla nazik ve sevecen biriydi. Bu yüzden öfkeli halini hayal etmek oldukça güçtü benim için...

Yanımıza Jongdae'nin gelmesiyle birlikte Chanyeol ile birlikte birbirimize sinsi bir gülüş atarak Dae'nin iki yanına geçip tek kolumuzun altına aldık ve onu sıkıştırdık. İkimizin arasında kalan Jongdae çırpınmaya başlamıştı bile.

"Beni rahat bırakın develer boğmaktan daha iyi öldürme yöntemleri var."  diye bağırmasıysa umurumuzda bile değildi onunla işimiz bitmemişti. 

Chanyeol, "Anlat bakalım küçük çapkın geceniz nasıldı" deyip kalçasını sıktı ve bana göz kırpmayı da ihmal etmedi. Ben de onu taklit ederek Jongdae'nin kalçasını sıktım.

"Onlara beni de dahi etmelerini renk katabilceğimi söyledim ama kabul etmedi." diye söylendim sahte bir kırgınlıkla.

"Bunu nasıl yaparsın Jongin" Chanyeol gözlerini bana dikmiş kızgın bir şekilde bakıyordu anlık yaşadığım şaşkınlıkla kıskanıyor mu acaba diye düşünmeden edemedim.

"Bensiz kimsenin seks partisine katılamazsın" diyerek uzanıp kulağımı ısırdı oradan boynuma yönelip bir öpücük bıraktı. Tamam neyse ki kıskanmamıştı, bu beni rahatlattı. Kıskançlık ne bana ne de ona göre bir şey değildi bu yüzden de Chanyeol ile olan her şey fazlasıyla kolay ve sakindi.

Bu arada Jongdae artık ikimizin baskısından  sıkılmış olacak ki aramızdan sıyrılmayı başarıp homurdanmaya başladı.

"Sizin aklınız göt ve çükten başka bir şeye çalışmaz mı? Sapık mıknatısı gibiyim bütün dertlerim yetmezmiş gibi bir de sizin gibi iki geri zekalıdan vücudumu korumaya çalışıyorum."

"Noldu çiçeğim Minseok'un ne sapıklığını gördün yoksa niyeti ders çalışmak değil miymiş?" dedikten sonra attığım kahkaha Chanyeol de eşlik etmişti.

"Ver gitsin kanka çok da kasma" Chanyeol onu daha da fazla utandırmakta kararlıydı. 

Aslında Jongdae'i utandırmak ikimizin de en sevdiği ikinci aktivite olmuştu. Birinciyi de uzun süredir yapamıyorduk zaten... Gerçi ben dün gece... Neyse şimdi bunu düşünmenin sırası değildi ancak karşıdan gelen karanlık gözlerin sahibi işimi kolaylaştırmıyordu. Yanaklarımın ısındığını hissettim bu daha çok utançtandı evet kesinlikle o yüzdendi.

Benim onu görmem de sorun yoktu etrafıma çok sık bakarım asıl tuhaf olan Chanyeol'un de görmesiydi. Chanyeol benim yanımda ilk kez başka birisi için kafasını kaldırıp bakmıştı ancak her zaman şefkat gördüğüm o gözlerde öfke parıltısı gördüğüme neredeyse yemin edebilirim.

Daha sonra ise yine eski neşesi ile koç ile çalışması gerektiğini söyleyerek yanımızdan uzaklaştı. Sehun ile yan yana geldiklerinde kısa bir an duraksadı ikisi de... Birbirlerini tanıyorlar mıydı?

Chanyeol'un kafası hafif yere doğru eğikti, Sehun ise direkt olarak gözlerimin içine bakıyordu ancak ikisinin de ağzı hareket etmiyordu konuşmadıklarına emindim peki o zaman sorun neydi? Kafamdaki sorulardan dolayı delirmeme çok az kalmıştı. Aniden Sehun tekrar yürümeye başladığında Chanyeol hala duruyordu ve titriyordu. 

Bu ilk kez oluyor, Chanyeol ilk kez bir zayıflık belirtisi gösteriyordu. Sehun ise sınıfa girmişti bile...

Chanyeol zorla da olsa bir adım attı ve dengesini sağlayamayarak duvara tutundu. Tamam kesinlikle bir şeyler yanlıştı. Asla tökezlemeyen Chanyeol ayakta zor duruyordu.

Koşarak yanına gidip koluna girdiğimde ise daha korkunç bir görüntü beni bekliyordu. Gözleri tamamen kırmızı olmuş göz bebekleri ise büyümüş neredeyse bütün mavilikleri yutmuştu.

"Chan ne oluyor sana? Hemen yardım çağıracağım dayan biraz daha"

"Hayır Jongin dur, onlar bir şey yapamaz beni sessiz bir yere götür"

Nefesi oldukça düzensiz çıkmıştı ve konuşurken acı çekiyordu. Sanki her çıkan sözlükle daha da büyük bir acıya düşüyor gibiydi.

Zorla da olsa onu biraz ilerideki temizlik malzemelerinin olduğu küçük odaya sokmayı başarmıştım. İçeri girer girmez yere bıraktı kendini ve dizlerini karnını çekerek başını gömdü.

Bu şekilde küçücük ve çok savunmasız görünüyordu. Onun daha önce hasta olduğunu bile görmemiştim bu görüntü bana acı veriyordu. Kollarımı vücuduna serdim. Buz gibiydi neredeyse bir ölüyle yarışacak kadar soğuktu iyice korkmaya başlamıştım.

"Chan ne oluyor hayatım bana bak lütfen böyle yapma yardım almalıyız"

Zorla da olsa kafasını kaldırdı ve kızarmış gözleriyle bana baktı ancak beni gördüğünden emin değildim. Bomboş bakıyordu ve hiçbir ifade belirtisi yoktu gözlerinde. Her zaman kalabalığın içinde beni gören adam şu an bu küçük odada baş başayken beni görmüyordu. Hakkım olmayarak bir kırgınlık hissettim o beni her zaman görürdü kimse görmese de o görürdü...

Bir anda kafasını geriye atarak tiz bir çığlık yükseldi bedeninden... Sesin nereden geldiğini bile kestiremiyordum sanki her yerden geliyordu. Bir insandan böyle bir ses çıkabileceğine ihtimal dahi veremezdim. 

Ses kulaklarıma baskı yapmış içinde barındırdığı acı ise ağlamama sebep olmuştu. Bu Chanyeol'un acısı mıydı? Bütün vücudum ağrıyor yaşadığım bütün kötü anılar aynı anda gün yüzüne çıkıyordu. 

Yaşadığım üzüntü ve acıların hepsini tek seferde yaşıyordum. Ancak tek bir anı sıyrıldı aralarından annemin endişeli yüzünün olduğu... Ardından tok bir ses bana "Kai..." diye bağırdı sesin sahibini tanıyordum, tanıdığıma eminim "bana doğru gel Kai sonsuza kadar seni koruyacağım..." buna karşılık annemin feryatları Chanyeol'un acı çığlığı ile karışıyordu.

Gözlerimi zorlukla araladığımda yüzümü avuçlarının içini almış ve yüzümün her yerine öpücükler koyarak ağlayan Chanyeol'u gördüm.

"Nolur aç gözlerini Jongin, özür dilerim bebeğim seni buna bulaştırdığım için özür dilerim lütfen bana geri dön."

*****

Merhabaaa umarım bölümü seversiniz yorum ve beğenileriniz beni mutlu eder ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabaaa umarım bölümü seversiniz yorum ve beğenileriniz beni mutlu eder ❤

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin