BÖLÜM 18 - Bir Melek ile Bir Nefil ♡

203 16 13
                                    

Sehun'un evinden içeri girdiğimizde beni kahve tonlarında döşenmiş sade ama genişçe bir salon karşıladı. Biraz ilerimizde yer alan bilardo masasına gülümseyerek Sehun'a döndüm.

"Bilardoyu gerçekten çok seviyorsun değil mi?"

Kafasını aşağı yukarı hareket ettirdi "Sen pek hoşlanmıyorsun sanırım."

"Öyle sayılır."

"Üzerinde olursan ikimizin de daha çok seveceğine eminim." dedi alt dudağını ısırarak.

Gözleri vücudumda değebileceği her yeri geziyordu.

Yutkundum. Bakışları başımı döndürüyordu. Ona daha fazla bakamadığımı fark ettiğim anda hızla gözlerimi kaçırdım çünkü ona biraz daha bakarsam istediğim cevaplara ulaşamayacaktım, gözlerimi kaçırdım çünkü gözlerinin karanlığı beni içine çekiyordu, gözlerimi kaçırdım çünkü kusursuz fiziği vücudumun karıncalanmasına sebep oluyordu ve ben gözlerimi kaçırdım çünkü hayatımda ilk kez birine karşı kendimi savunmasız hissediyordum.

Üstelik tüm bu kaos ortamı en başta yanlış yataklara giren meleklerin eseriydi. Kavulmuş melekler insanlarla birlikte olarak nefil ırkını dünyaya getirmişti ve bu aslında yer yüzünde olmaması gereken bir soydu. Doğaya aykırıydım. Tüm bunlara ek olarak nefiller birbirleriyle birlikte olmazken bir melek ile bir nefil olabiliyor muydu? Bunla ilgili de kadim bir kanun ya da doğanın yasalarını korumaya çalışan bir muhafız var mıydı? Varsa bile Sehun'un herhangi bir kuralı umursadığını sanmıyordum. Tüm bu olasılıklar aklıma geldikçe ve olabilecek muhtemel sonuçları düşünmek sadece beni daha tedbirli olmaya itiyordu. Dağılan aklımı zorlukla odaklamaya çalıştım. Tanrım onun karşısında bunu yapmak gerçekten çok zordu.

"Yixing'in anlattıkları ile ilgili bazı sorularım var." dedim hafif titreyen sesimle.

Kahkahası yankılandı duvarlarda "Bazen beni sadece soru sormak için yanından taşıdığını düşünüyorum."

"Hem onun için hem de güzel öpüşüyorsun."

"Her ikisi için ve daha fazlası için her zaman yanında olacağım."

Gözlerimi kısa bir süre kapatıp kendimi hislerime bıraktım. Sürekli söyledikleri ile kalp ritmimi hızlandırıyor duygularımı kontrol etme konusundaki bütün irademi yerle bir ediyordu.

"Sen inanılmazsın."

"Peki benim senin hakkındaki düşüncelerimi duymak ister misin?"

Yüzüme bir gülümseme oturttum ve kafamı iki yana salladım "Her saniye flört edebilirsin değil mi?"

"Sadece her saniye seni daha fazla istiyorum." gözlerini kapalı tutarak derin bir nefes aldı "Kokun bildiğim her şeyi bana unutturuyor ve bu kadar yakınken uzağımda durman aklımı kaybetmeme sebep oluyor."

Duvarlarda oyaladığım bakışlarımı yüzüne çevirdim. Tek bir bakışı kalbimin titremesine sebep oluyordu ve artık kalan son savunma gücüm de çözülüverdiğinde ona doğru yürüdüm. Kalbim bir ipin ucunda asılıydı sanki.

Lanet olsun bütün doğa olaylarına... İçimdeki bu sıcaklığa daha fazla karşı koyamazdım. O bana böyle bakarken olmazdı.

O an fırtına kopup etrafımızı yerle bir edebilirdi ya da bir ruh emici bizi kovalayabilir, iblisler bizi cehenneme sürüklemeye gelebilirdi. Ah gerçekten umurumda değildi. Daha fazla düşünmek istemiyordum kendimi hislerime bıraktım. Önce yavaş yavaş yürüdüm bedenimin duygularımın etkisinde titremesine izin vererek. Sonra daha fazla uzak kalamayacağımı anlayarak kollarına bıraktım hızla kendimi.

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin