BÖLÜM 5- Karga Sadece

206 22 26
                                    

Gözlerimi araladığımda elimi sıkıca tutan Chanyeol'u gördüm. Gözleri hala kıpkırmızıydı ancak bu sefer ağlamaktan olmuş gibiydi.

"Merhaba bebeğim, dur ani hareket etme sanırım başını vurdun hafif bir şişlik var. Doktor önemli bir şey olmadığını söyledi. " sonra mahcubiyetle eğdi başını "Nasıl hissediyorsun? Ben... Özür dilerim hepsi benim suçum."

"Chan sen de hastaydın kendini suçlama" zorlukla da olsa konuşmaya başarmıştım "Sana ne oldu orada?"

Utanmış gibi bir hali vardı. Onu bu şekilde mahcup bir halde görmek garip bir hüzün verdi kalbime...

"Bir tür kriz geçirdim Jongin çocukluğumdan beri olmamıştı sanırım aşırı yoğun çalışma beni yordu ve tetikledi bir daha olmayacak söz veriyorum"

Böyle bir şeyin sözünü nasıl verebilirdi ki? Ayrıca o her gün çok yoğun çalışırdı. Tetikleyen şeyin Sehun olduğunu düşünmekten kendimi alamıyordum ama insanüstü bir krizi Sehun'un tetiklemesine ise mantıklı bir açıklama bulamıyordum.

"Sehun'u tanıyor musun?"

"Sehun?" kaşları çatılmıştı yüzünde anlam veremediğim korkuyla karışık bir şaşkınlık vardı.

"Bugün koridorda yanında durduğunu gördüm sonra da sen..." devam edemedim o anları tekrar hatırlamak istemiyordum.

"Sen onu tanıyor musun?" yine aynısı olmuştu gözlerinde öfke parıltısı görmüştüm. O her zaman ki yumuşak bakışlarından eser yoktu. İçimde bir korku dalgası hissettim.

"B-bizim sınıfta... Yeni geldi" resmen kekelemiştim. Boğazımda hissettiğim bir yumru vardı beni boğuyor nefes almamı engelliyor ve direncimi düşürüyordu.

"Onunla bir daha görüşmeyeceksin Jongin. Adını anmayacak yan yana gelmeyeceksin. Duydun beni" sözleri sertti, emir kipleri içeriyordu ve beni etkisi altına alıyordu içimdeki güçlü bir dürtü itaat etmemi istiyordu o ne istiyorsa kabul edecektim. Ancak başka bir güç ise sonuna kadar direnmemi söylüyordu. Titremeye başlamıştı bu karmaşa beni zorluyordu ve gözlerimden yaş akmasına engel olamadım.

"Bu-buna s-sen karar veremezsin" konuşmak zordu akan göz yaşlarımsa hiç yardımcı olmuyordu. Kim bilir nasıl da acınası ve zayıf görünüyordum. Bunu Chanyeol de fark etmiş olacak ki gözlerindeki öfke bulutları kayboldu yerini şefkat maviliği aldı tekrardan. Boğazımdaki görünmez baskı kayboldu mavinin sıcak rengi ile yeniden güven tomurcuklarını kalbimde hissettim.

"Ben özür dilerim Jongin haklısın ileri gittim." mahcupça eğdi başını bir iki damla yaş aktığını gördüm maviliklerinden... Bugün ilklerin günüydü. Her zamankinden farklı bir adam vardı karşımda. Zayıf, kırılgan ve mahcup... Gözlerini gözlerime sabitledi huzur akıttı kalbime. Az önceki korku ile titreyen halimin yerini hoş bir sakinlik aldı.

Ellerimi uzatıp göz yaşlarını sildim ve daha sonra saçlarından ensesine indi ellerim... Onu kendime doğru çekip dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım ancak o tekrar dudaklarını bana bastırarak öpücüğü derinleştirdi. Nihayet ayrıldığımızda gülümseyerek gamzesini sundu bana. Yanağından süzülen yaşları sildim onun için zor bir gündü çektiği acıyı görmüştüm ve bir insanın öylesi bir acı çekebileceğini bilmezdim.

"Sen onu nereden tanıyorsun?"

"Tanımıyorum sadece sen öyle hakkında bilgi sahibi olunca... Onun ilişkimize zarar vereceğini hissettim."

Sözlerindeki yenilmiş tınıyı ve benden kaçırdığı mavileri şimdilik görmezden gelecektim. Önce bugün yaşananları sindirmem lazımdı. Sonra kafamdaki bütün cevapların peşine düşecektim.

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin