BÖLÜM 2-Biyoloji Çalışıyorduk

293 25 20
                                    

Yeni gelen çocukla yaşadığım sinir bozucu anların üzerine kendimi sınıftan dışarıya attım ve Chanyeol'e mesaj attım. Soyunma odasında olduğunu öğrenince yanına gitmeye karar verdim sabahki planımı gerçekleştirmek için tonla sebebim vardı. Sonuçta herkes biraz rahatlamayı hak eder ve bugün benim için yeterince zor başlamıştı.

Soyunma odasına girdiğimde kapıyı kilitledim. Bu saatlerde buraya Chanyeol'den başka kimse gelmezdi ama yine de rahatsız edilmek istemiyordum ve tedbirli olmakta fayda vardı. İçeri girdiğimde Chanyeol'ü üst bedeni çıplak, altında ise beline havlu sarılı halde saçlarını küçük bir havluyla kurulama çalışırken buldum. Vücudundan su damlacıkları süzülüyordu oldukça fit bir vücudu vardı saçlarını geçen hafta pembe renge boyamıştı neredeyse her ay saç rengini değiştirirdi sanki uzun boyu, yapılı vücudu, karanlıkta bile parlayan mavi gözleri ve güzel yüzüyle yeterince dikkat çekmiyormuş gibi... Bir keresinde doğal saç renginin sarı olduğundan ancak kendisine hiç yakışmadığı için saçınının rengini sürekli değiştirdiğinden bahsetmişti. Ona yakışmayan bir şeyin olduğuna inanmakta güçlük çekiyordum.

Karın kasları üzerinde ilerleyen su damlacıklarını izlerken yutkundum. Beni görmesiyle birlikte saçındaki havluyu kenarı bıraktı ve gamzesini ortaya çıkaran bir gülüş ile yavaşça yanıma doğru ilerledi.

"Manzaran güzel mi?"

"Ehh işte idare eder." dememle dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve sertçe iterek beni dolaplar ile kendi arasına sıkıştırdığında ağzımdan bir inilti kaçtı.

"Canını mı yaktın?" kulağıma fısıldar gibi bir ses tonuyla söylemişti.

"Henüz buna yaklaşamadın bile" deyip gülünce tekrar dudaklarıma kapandı ve dillerimiz birbirimizin ağzında dans ederken ellerini belimden  kalçalarıma indirip sertçe sıktı bu sefer ağzına doğru inleyince nefesimizi düzene sokmamız için ayrıldı ve alnını alnıma dayayıp gözlerini kapattı.

"Çok güzel kokuyorsun" bugün bunu bir daha duymak istemiyordum. Başını benden uzaklaştırarak beni izlemeye başladı "Benim manzaram çok güzel" demesine gülümsedim ve ellerimi önce sırtında sonra karın kaslarında gezdirerek vücudunu keşfediyordum. Ellerim belindeki havluya gidince gözlerini gözlerime sabitleyerek alt dudağını ısırdı. Bu benim için yeterliydi havluyu açtım ve çıplak kalan alt bedenini iki ucundan tuttuğum havluyu çekerek kendime bastırdım. Çıplak bedeni ile temas halindeyken havluyu daha fazla kendime doğru çektim ve alt bedenimi ona sürttüm. Ağzından iniltiyle karışık bir küfür çıktı.

"Buna devam edersen bu sefer canının acımasına takılmam Jongin" deyince havluyu biraz gevşetip tekrar kendime doğru sertçe bastırdım onu. Alt bölgeme değen çıplak penisi bu sefer beni de inletmişti.

"Canımı ne kadar acıtabiliyorsun görmek istiyorumdur belki" diyerek dudaklarına uzandım aynı şekilde karşılık verdi.

"Koç okulu boşaltmamızı söyledi Jongin burada daha fazla oyalanamayız." bunu güçlükle söylemişti zor durumdaydı farkındaydım ve onu daha da zorlamak isteyen şımarık bir dürtü beni ele geçirdi.

"Şu koçun söylediği şeyi bir daha tekrarlasana" dediğimde kelime oyunumu fark edip gülmüştü. Kendimi ona sertçe itip penisine sürtündüm sertliğini pantolonumdan hissedebiliyordum.

"ahh... Siktir Jongin... Bu masum yüzünün altında tam bir arsız var." Tekrar dudaklarıma kapandıktan sonra boynuma indi kendini bana sertçe sürterek kalçalarımı sıkıp kendine bastırdı artık inleme sırası bendeydi. Ellerim hala havluyu iki ucundan tutuyordu. Havluyu ellerimle uzunlamasına açarak kalçalarından sırtına getirdim. Sırtındaki beyaz havluyu kollarımı açmış şekilde tutarak kanatmış gibi görünmesini sağladım. Ne yapmak istediğimi görmek için yüzüme bakınca "Bu şekilde bir meleğe benzedin" dedim.

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin