BÖLÜM 17- Benimle Kal

195 16 20
                                    

Çocukluğum mutlu bir ailede geçmişti. Tanrı şahidim olsun ailem tarafından çok sevildim. Asla şımartılmadım ama hep üzerime titrendi. Hastalığımın, daha doğrusu benim öyle sandığım, ilaçlara bağımlı hayatım da belki bunda etkendi ama babamın sevgisini her kollarımı sardığında hissettim. Annemin bize gülüşünde gözlerindeki aşkı gördüm. 

Şimdi başım Jongdae'nin kucağında onun odasında ve yatağı üzerinde uzanırken çok uzak bir geçmişi düşünüyor gibi hissediyordum. Hayatımı kolaylaştırdığını düşündüğüm ailem beni olmadığım bir vücuda hapsetmiş, gerçek benliğimi gizlemiş, bana yalanlar söylemiş ve en önemlisi de babamın sahte cenazesinde ağlamama sebep olmuştu. Onlardan nefret etmiyordum ama kalbim kırıktı işte. Nasıl olmasın ki? 

Annemle tartışmamızın üzerinden 1 hafta geçmişti ve bu süre boyunca  Jongdae'nin yanında kalmıştım. Elleri saçlarımın arasında gezinirken bu gece Minseok'un yanına gitmemesi için bencilce bir istek hissettim. Geceleri yalnız geçirmek istemiyordum. Uykularımı bölen kabuslar da buna en büyük etkendi. 

"Bu gece büyük gün mü?"

Ellerinin arasındaki saçlarımı sıktı acıyla tıslarken uzanıp yanaklarını sıktım.

"Söyle ona çok şansı biri."

"Sen de şanslı olmak istersen çekinme söyle." dedi bu sefer gülerek.

"Ama götümde gözü olan sensin her fırsatta dilinde."

Kafasını iki yana salladı pes etmiş bir şekilde " Annen aradı bugün yine. Seni merak ediyor."

"Biraz daha etsin." dedim yattığım yerden doğrularak sırtımı yatak başlığına dayadım.

Aklım annemle ettiğimiz konuşma ile doldu tamamen.

***

Sehun yerden tişörtünü alıp üst bedeni çıplak bir şekilde evden çıkarken sırtındaki yara izlerini de sergiledi bize. Annem yere çöktü. Her zaman dimdik duran ağladığını bile görmediğim annem yıkılarak yere çöktü. Dayanamayıp yanına gittim. 

"Chanyeol... Onla olan ilişkinize noldu? Kavga mı ettiniz?"

Hala devam ediyordu. Bu yıkılmasının sebebinin Sehun'un bir melek olduğunu anladığı için olduğunu biliyordum ama onun tek yaptığı beni sorgulamaktı.

"Beni aldattı." dedim soğuk bir sesle ve yanından kalkarak koltuğa yerleştim.

"Sende bulduğun ilk döküntünün üzerine atladın?"

Sinirle kahkaha attım beni aldatması detayı kimin umurundaydı tabi " Sen gerçekten inanılmazsın anne. Bana hiç baktın mı? Belki gözündeki yanılsama hala kalkmamıştır ama dene." bu kadar soğuk konuşuyor olmam beni bile şaşırtıyordu.

İrice açıldı gözleri, yaşlar aktı yanaklarından. Bu hali yüreğimi parçaladı kollarımı ona sarmak göz yaşlarını silmek istedim ama içimdeki kırgınlık engel oldu buna.

"Bana ilaçlarını aldığını söylemiştin. Yalan mı söyledin?"

"Sizin bana söylediklerinizin yanından mı? Bunun hesabını cidden soruyor musun? Hiç korkmadınız mı bir gün öğrenebileceğimden? Hiç acımadınız mı bana ilaçlara bağımlı yaşarken, ufak bir koşuda bile astım krizi geçirdiğimde, gözlüksüz gözümün önünü bile göremediğimde, yapmak istediğim her şeyde başarısız olduğumda geceleri akıttığım göz yaşları hiç rahatsız etmedi mi sizi?"

Göz yaşları süzülmeye devam etti yanaklarından. Benim de dudağımda hissettiğim tuzluluk ile ağladığımı fark ettim. Yerinden kalktı bana doğru yalpayarak yürürken durdurdum onu elimle.

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin