BÖLÜM 6- Dil Bilgisi

197 21 27
                                    

Chanyeol'ün geçirdiği krizin üzerinden 3 gün geçmişti. O kriz anıyla ilgili pek fazla bir şey hatırlayamıyordum. Onun rahatsızlandığını, revire gitmek istemediği için malzeme odasına soktuğumu hatırlıyordum ama ondan sonrası için her şey fazlasıyla bulanıktı. Bazen kendimi zorlayınca belli belirsiz görüntüler canlanıyordu kafamda ama onları birleştirmeye çalışırken beynim patlayacak gibi hissediyor acıdan gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Bu nedenle bir süre bunu düşünmemeye akışına bırakmaya karar verdim.

Bu 3 günü ise Chanyeol ile geçirmiş ona oldukça fazla doymuştum. Daha önce usta ellerinden bahsetmiştim değil mi? O anları düşünürken dudağımı ısırdığımı fark ettiğimde ilk kaldığım gece Sehun ile ilgili gördüğüm o sadakatsiz rüyayı hatırladım ve daha sert bir şekilde ısırdım dudağımı. Hafif metalik bir tat hissettim ve o tadı yalayarak yuttum. Bu çocuğa karşı rüyamda da olsa bu kadar savunmasız oluşum beni ürkütüyordu. Daha önce bir yerde rüyalarımızın kontrolünü ele alabileceğimizi okumuştum. Peki ben nasıl oluyor da adımı bile unutuyordum?

Odama geçip kısa bir duş aldıktan sonra okula gitmek için hazırlandım. Chanyeol'ün yanında kaldığım süre boyunca ilaçlarımı kullanmamıştır. O gün ona geçmeden önce eve uğradığımızda ilaçlarımın bittiğini görmüştüm. Oysa kutunun dolu olduğundan neredeyse emindim. İlaç tedarikçimiz olan annemin arkadaşını arayıp sipariş verdim ve tedarikçim kalan ilaçlar ile ne kadar idare edebileceğimi sorduğunda 1 hafta demiştim. Çünkü ilaçlarımın temini biraz zordu ve genelde son kutuyu açmadan sipariş verirdik ancak bu sefer öyle olmamıştı ve kimseyi endişelendirmek istemiyordum. Ayrıca garip biçimde kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum.

Okula vardığım zaman ağaçların altındaki bankta oturan pembe saçlı devimi ve sarı papatyamı gördüm. Ancak ikisi de bank üzerine yayıldığı için oturmadım ve ayakta onlara selam vermekle yetindim.

Chanyeol geldiğimden beri çatık kaşlarla beni süzüyordu. Suratında anlam veremediğim gergin bir ifade vardı.

"Manzaran güzel mi?" dedim onu taklit ederek. Beni çekerek kucağına oturttu ve belime sarılarak kulağıma fısıldayarak "Biliyorsun benim manzaram hep güzel" bu dediğine gülmeden edemedim.

Jongdae ise öğürme hareketi yaparak bize iğrenerek baktı.

"Gidin kendinize bir oda falan tutun sizin sevişmenizi izlemek zorunda değiliz"

"Ahhh sevişme böyle olmaz çiçeğim Minseok seni dersine hiç iyi çalıştırmamış bak şimdi sana altın değerinde bir eğitim vereceğim"

Kalçalarımı Chanyeol'e iyice bastırdım ve ondan kısık sesli bir inleme kazandım.

"Jongin... Devam edersen okuldayız falan dinlemem biliyorsun değil mi?"

"Şu an dersteyiz ve ders okulda verilir" diyerek dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Üç gün boyunca birlikteydik ancak içimde karşı koyamadığım bir arzu vardı. Dillerimiz birbirine olanırken Jongdae'den bizden nefret ettiğine dair bir şeyler duydum ama umursamadım.

"PARK CHANYEOL VE KİM JONGİN"

Ahh yine o ses...

"Koç merhaba ben de tam spor salonuna gelecektim" dedi Chanyeol yüzünde masum bir gülümsemeyle ama hiçbirimiz bu masumiyete inanmadık tabii ki.

"Siz ikiniz tavşan gibisiniz ve ben sizin okul içindeki bu uygunsuz hareketlerinize daha fazla tahammül edemeyeceğim. Gelin benle müdüre anlatın derdinizi"

"Yapma koç dediğin gibi burası bir okul ve biz de ders çalışıyorduk" yüzünde o kadar kendinden emin bir ifade vardı ki ben ikna olmuştum bile.

"Dil bilgisi... Bu konuda Jongdae'nin eksikleri varmış biz de Jongin ile arkadaşlık görevimizi yapıp onu çalıştırıyorduk" belki hala kucağında oturuyor olmasaydım daha fazla inandırıcı olabilirdi.

Koç yenilmiş bir şekilde iç çekti ve Chanyeol'ün kulağından çekerek kaldırdı ve tabii ki benim de rahatımı bozup ayağa kalkmama sebep oldu.

"Siz çocuklar iyi bir cezayı hak ediyorsunuz. Chanyeol sen fazladan antrenman yapacaksın ve soyunma odası ile salonu temizleyeceksin" sinirle hala Chanyeol'un kulağını çekerken bana döndü "Senin cezana daha sonra karar vereceğim" diyerek Chanyeol'u kulağından çekiştirerek götürmeye başladı.

Koçun boyu, Chanyeol'den kısa olduğu için Chanyeol beli eğik bir şekilde acı içinde bana dönerek " Gardiyanlardan kurtulup sana en kısa sürede geri döneceğim prensim" diye bağırdı.

"Seni bekliyor olacağım şövalyem" aynı şekide bağırdım.

Jongdae'ye döndüğümde kıpkırmızı suratı ile yere bakıyordu nihayet kafasını kaldırdığında onun bu masum ifadesine ve az önceki oyunumuza kahkaha atmadan duramadım. Sonunda Jongdae de kahkahalarıma eşlik edince karnımı da tutarak daha da fazla gülmeye başladım.

Hayatımı seviyorum.

****

Biraz kısa bir bölüm oldu farkındayım ama bu ara yoğun bi iş tempom var :( neyse bir sonraki bölümde telafi edeceğim ve bir sonraki bölümde hem Sekai olacak hem de artık kim melek kim insan ya da melez belli olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Biraz kısa bir bölüm oldu farkındayım ama bu ara yoğun bi iş tempom var :( neyse bir sonraki bölümde telafi edeceğim ve bir sonraki bölümde hem Sekai olacak hem de artık kim melek kim insan ya da melez belli olacak. İyi okumalar öpüldünüz 💕

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin