BÖLÜM 21- Neden?

145 11 15
                                    

Sadece dolunayın aydınlattığı karanlık ormanda Sehun ile buluştuğumda üzerimde bir şort, bol askılı bir atlet ve spor ayakkabılarımdan başka bir şey yoktu.  Günlerden cumaydı ve tüm gün okulda derslerle boğuşup kaçırdığım derslerin telafisiyle uğraşmıştım. Neyse ki Yixing benim için birçok öğretmen ile konuşup gidemediğim günler için  izin almış kaçırdığım sınavları ise telafi edebilmem için herkesi ikna etmişti. Bu ikna aşamasında küçük bir zihin kontrolü işine girmiş olabilir. Tamam, herkesi kontrolü altına almıştı hatta okumadan mezun olabileceğimi bile söylemişti ama Jongdae ile olan son senemi elimden geldiğince iyi geçirmek ve onu okulda yalnız bırakmak istemiyordum. Bu nedenle Sehun ile genelde geceleri buluşuyor ve antrenman yapıyorduk. 

Sehun siyah bir şort ve aynı renk bedenini tamamen saran bir tişört giymişti. Kollarını belime sararak yüzlerimi aynı hizaya getirdi.

"Hazır mısın?" dedi.

"Mükemmel sevgilim ile güreşmeye hazır mıyım? Ahh sanırım bunu bir düşünmem lazım."

Gözlerinde bir ışıltı belirdi.

"Seni fazla hırpalamamaya çalışacağım ama işler kontrolden çıkarsa neler olacağını kim bilebilir ki?" diyerek devam ettim.

Bu sefer yüzündeki gülümsemesi kahkaha dönerken konuştu " Kulağa fazla cesur geliyor."

"Tamam koç hadi bakalım başlayalım artık."

Bunu dememle birlikte Sehun'un ifadesi ciddileşti ve odaklandı. 

"Kılıç konusunda henüz hiç eğitim almadın Jongin ve melekler ilkel silahları kullanmayı sever. Yakın dövüşte kendini çok geliştirdin ancak karşılaşacağın melekler, zırhlı süvari kılıcını savurarak bu dünyaya gelirler. Bu nedenle her birinde birer kılıç vardır. En iyi taktiğin karşındaki düşmanını kılıcından bir an önce ayırmak olacaktır. Bunu kendi kılıcını kaybetmek pahasına bile yapabilirsin. Çıplak elle dövüş de avantajın daha yüksek."

Ağaca yasladığı tahtadan yapılma iki kılıçtan birini havaya atarak yakalamamı sağladı. 

"Kılıcını her zaman kavgaya başlamadan önce çekmelisin kılıç çekmek darbe almaktan daha uzun sürer."

Kılıcımı kalçama doğru tutup görünmez bir kından çeker gibi yaptıktan sonra hazırda tuttum. 

"Bacaklarını omuz genişliğinde açık tut." dediğinde verdiği talimata uydum.

"Dengeni kaybetmene engel olacaktır. Ayaklarını asla kapatma ve kılıcını daima vücuduna yakın tut. Ne kadar eğilir veya uzanırsan rakibinin seni alt etmesi o kadar kolay olur."

Oyuncak kılıçlarımızın sesi karanlık ormanın derinliklerinde cırcır böceklerinin sesine karışarak yankılanırken, bir süre ayak hakimiyetine ve denge üzerine çalıştık.

"Rakibinin hamlelerini dikkatle izle" dedi " Bir döngü içerisine girebilir böylece ne zaman hamle yapacağını kavramaya başlarsın. Hamle yaptığı zaman sen de bir darbe indir."

"Anladım ama bir deneme yapmaya ihtiyacım var."

Sehun ayaklarını hızla ileriye doğru attı ve kılıcını benimkine o kadar sert bir şekilde indirdi ki tahta kılıç elimde titreşti. Ben henüz ne olduğunu anlamadan sert bir şekilde ikinci bir darbe daha indirerek kılıcımın elimden düşmesini sağladı. 

Kılıcı eğilerek yerden aldım ve elimin tersi ile alnımda biriken terleri sildim " Sanırım henüz yeteri kadar güçlü değilim."

"Rakibini bir kere zayıflatırsan yaparsın. Festival yarın olacak her şeye hazırlıklı olmalıyız Jongin Mark da Uriel de her şeye rağmen geleneklere uyacaklar ne kadar düşman da olsalar ikisinin de hala saygı duyduğu tek ritüel bu... Bu nedenle festival boyunca etrafta insanlar da olacak bu detay hepimizi zorlayacak ancak bu gibi savaşlar ne kadar gizli de olsa geleneklere göre seyirciye ihtiyaç duyar. Eski zamanlarda olsaydık bu savaşı açıkça ilan ederdik ama günümüz insanları bunu sadece gösterinin bir parçası sanacak. Bu nedenle etraftaki insanları da düşünerek hamlelerini doğru kurmalısın mesela kendi  boyunu lehine kullan. Rakiplerinin senden uzun olması dizlerini savunmasız bırakacak. Her iki bacağa vuracağın sert darbeler onların dengesini bozacaktır. Dengelerini kaybettikleri anda saldırıya geç."

 my angel / sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin