Sırtına saplanan mızrak çıktığında sırtından aşağı doğru süzülen ılık ikoru hissediyordu. Bir şeyler yanlıştı. Çok kötü şeyler yaklaşıyordu ve bu bilinmezlik onu içine çekiyordu.
"Doğrusunu söylemek gerekirse Poseidon Kızı, kanının ikor olduğunu fark ettiğimde gerçekten çok şaşırdım."
Hekate'nin kızları Sis'i kolaylıkla yöneterek ölümlüleri hatta tanrıları kolaylıkla kandırabiliyorlardı. Çalıların arasında hiçbir iz bulamadığında anlamalıydı.
Sendeleyerek ayağa kalktı ve kılıcını kaldırarak siyah saçlı kıza döndü. Yüzündeki sırıtış nedense sinirlerinin bozulmasına yol açıyordu. İçinden bas bas bağıran Öldür onu! sesi o kadar karşı konulamazdı ki... Gümüşi gözlerini saran ürkütücü mavi renk tuhaf bir şekilde parlıyordu. Kılıcını tutan eli bir mengene gibiydi ve eklem yerleri bembeyaz olmuştu. Karşısındaki Hekate kızı bir an kaçmayı düşünse de sırtındaki mızrak yarasıyla hiçbir şey yapamayacağına emindi.
Ancak emin olduğu şey doğru çıkmayacaktı.
- - - - -
"Ne demek istemeden oldu?! Sen benimle oyun mu oynuyorsun Deniz Kızı? O kıza bunları nasıl yaptığını aklım almıyor. Size canavarlarla savaşın dedim, onlara benzeyin değil!"
"Ama..."
"Aması ne Anastasia? İçindeki sesten mi bahsedeceksin bana? Veya ruhunun derinliklerinde hissettiğin o ürpertiyi? Cezalısın Poseidon Kızı."
Alastor'un gözlerinde dalgalanan alevler ne kadar ciddi ve sinirli olduğunu açıkça belli ediyordu. Anastasia'nın yaptıkları kabul edilemezdi.
Xander'ı da bu yüzden çağırmıştı.
Hades'in muhteşem cezalarına karşılık çocukları da bir o kadar marifetliydi sonuçta.
"Senindir Xander."
Alastor ormandaki kulübeden çıkıp gittiğinde Anastasia ve Xander arasında uzun bir sessizlik baş göstermişti.
"Cezam ne?"
"Anlat."
Gümüş gözleri şaşkınlıkla Xander'ın derin siyah gözleriyle buluştu. Neden bahsettiğini anlamamıştı. Burda en az 3 kere neler olduğunu anlatmıştı zaten.
"Her şeyi ayrıntısıyla anlatmanı istiyorum Black. Ben Hades'in oğluyum. Eğer ruhlarla ilgili bir durumsa anlayış gösterebilirim."
Anastasia bakışlarını Xander'dan çekerek olayı baştan sonra tekrar anlatmaya başladı.
- - - - -
İçinde öfkeyle kabaran okyanus canını yakıyordu. Rüyasındaki gibi ruhunda boğulduğunu hissetmeye başladı. Delirmek üzereydi. Kendini okyanusa bırakırsa huzura erecekmiş gibi hissediyordu. Ama içindeki dingin deniz bunu yapmamasını, okyanusun yakıcı gücünü reddetmesini söylüyordu. Okyanusun yakıcı gücü... İronik ama gerçekten öyleydi. Tüm vücudu yanıyordu. Tüm damarlarında akan ikor kaynıyordu.
Denizin, kabaran okyanusa karşı hiçbir şansı yoktu.
Aniden kabaran nehir önce Hekate kızını içine çekti. Kız çırpındı. Nehir onunla oyun oynadı. Önce boğdu, sonra saldı. Yaşama içgüdüsüyle içinde çırpınan kızı bırakmayı aklından bir geçirmedi. Hekate'nin kızı çaresizce karşısındaki şeytani mavi gözlere yardım çığlıkları atıyordu.
Kızın mavi gözlerinde farklı bir ışıltı vardı.
Çok eski ve lanetli bir ışıltı...
Nehir aniden kızı karaya fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANASTASIA|Ruh İncisi
Fantasy--- Suya girdiğinde deniz kızı formu alabilen bir kız, Boynundaki inci içinde saklı olan bir parça ruh, Poseidon dışında üçlü yabanın gücünü kullanabilen tek kişi, Neredeyse ölümsüz bir melez, Tanrıların kanı olan ikor akıyor onun kanında, O kız Ana...