Robert yarım saat öncesinden havaalanına gitti, aslında çekimlerin yorgunluğunu hala atamamıştı ama Chris'le görüşmeyide ertelemek istemiyordu. Garipti, yıllardır tanıdığı bir arkadaşının önce gizli gay olduğunu sonrada size aşık olduğunu öğrenmek. Robert daima lgbt'yi desteklese dahi bu durum onu şaşırtmıştı. En azından tüm o konuşmaların yüzyüze değilde mesajda halledilmiş olması iyiydi çünkü şok ifadesiyle bir geri dönüt almanın kimseye cesaret vermeyeceği kesindi.
Robert ise bugünlere dek hiç cinsel kimliğini sorgulamamıştı, merakta etmemişti ama kızlarlada erkeklerle de samimi olmayı severdi; sarılmayı, öpmeyi. Chris açılıp duygularını söylediğinde uzun uzun düşünmüştü: nasıl olur, neler değişir, dostlukları ne derece zarar görür...
En büyük korkusu aralarındaki bu yeni durum iyi gitmezse arkadaşlıklarınında sona ermesi ihtimaliydi.Başını kaldırdığında kapıdan çıkan Chris ilişti gözüne, o daha Robert'i görmemiş olsada. Siyah bir pantolon gri bir tişört ve deri ceket giyiyordu. Arabasından çıkıp yolun karşısından el salladı Robert. "Buraya, Dorito"
Chris bakışlarını gizleyen gözlükle birlikte yoldan geçti ve yanına geldi, elini uzattı.
"Aptal olma," dedi ve onu sıkıca kucakladı Robert. "Cidden el sıkışarak mı başlamak istiyorsun bir randevuya?"
"Imm, hayır? Açıkçası ne yaptığımı pek bilmiyorum." Chris geri çekildi ve gözlüklerini çıkartıp tişörtünün yakasına astı. "Seni görmek güzel Robert,"
"Eh, en azından Rob demedin ve bence bu iyi bir başlangıç. Birileri bizi farkedip fotoğraf çekinmek istemeden eve gidelim."
Chris yanındaki küçük çantayı arabanın arka koltuğuna koydu ve yola çıktılar, zaten ev uzakta değildi.
"Aç mısın?"
"Hayır uçağa binmeden kahvaltı yapmıştım," dedi Chris, gözleri yola odaklı.
"Aslında o tarz bir açlık sormamıştım ama neyse," Robert'ın cümlesinin bitmesiyle omzuna yumruk darbesi alması bir olmuştu. İstemsizce güldü, mesajdakinden çok daha eğlenceliydi.
"Robbie, sana bu konuda ne dediğimi hatırlıyorsun değil mi? Lütfen yeni tanıştığın biriyle ilk randevunmuş gibi davran."
"Ama bebeğim sen bana Robbie dersen bunu yapmam mümkün olmaz. İstersen arabayı bir kenara çekip harika bir blowjobla inlemeler eşliğinde boşalmanı sağlayabilirim ama, rahatlarsın belki."
Chris ellerini yüzüne kapayıp başını arkaya yasladı. Muhtemelen eve varınca Robert'ı iyi bir dövmeyi falan düşünüyordu.
"Tabi çok istiyorsan sende bana blowjob yapabilirsin, hepsini ağzına alabileceksen."
"Rob!" Chris bağırdı ama bu arabada yankılanan kahkahaya engel olamadı. Eve vardıklarında Robert önden giderek kapıyı açtı ve eski dostu-sevgilisine evi gezdirdi.
"Epey büyükmüş," dedi Chris. Etkilenmiş gibiydi.
"Bendeki her şey büyük."
Gözlerini devirerek "Tüm gün böyle mi olacaksın?" diye sordu Chris. Utanmak ve bıkmışlık arasında bir yerlerdeydi sanki.
"Hayır." Umursamazca omuz silkti. "Çok daha kötü olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
who's the daddy? //downevans ✔️
FanfictionChris Evans instagram hesabı açarak sosyal medyaya katılır fakat anlayamadığı çok şey vardır, 'daddy' ya da 'stony' gibi. Yarı-Texting