47

1.2K 107 51
                                    


"Eline sağlık," Robert sonunda doyduğuna emin olduğunda sırtını geriye yasladı. "Gerçekten iyi bir aşçısın, ya da parmakların büyülü. Dokunduğu her şeyde mükemmel hisler bırakıyor."

"Umarım ikincisidir." Chris yüzünde beliren küçük tebessümle cevaplayarak masayı toplamaya başladı. "Bugün ne yapmak istersin?"

"Dışarı çıkamayız zaten, belli sebeplerden ötürü. Yani evde kalıp film izlemek mantıklı geliyor fakat bu kez ben seçeceğim."

"Dışarı niye çıkamayalım ki?"

"Magazinlere konu olup gereksiz sorulara maruz kalmak istemediğimizden?" Robert masadan kalkıp buzdolabından bir teneke kola aldı, asit bağımlılığı uzun zamandır vardı. Daha doğrusu içmeyi ve uyuşturucuyu bıraktığından beri.

"Şapka takıp gözlükle çıkabiliriz," Chris kolaya yargılayıcı bir bakış atıp devam etti."Sonuçta burda yaşadığımı bilen çok kişi yok, hem herkes bizi görmek için dışarda dolanıp pusu kurmuş olacak değil ya."

"Haklı olabilirsin ama o riski almaya değmez bana kalırsa." dedi Robert, kolasından büyük bir yudum alıp asitin yakıcılığını boğazında hissetti. "Zaten birkaç gün daha burdayım, eğer fazlaca sıkılırsak dediğin gibi yapar ve çıkarız."

"Peki."

Chris'in durumdan pek hoşnut olmadığı belliydi, nedenini anlayamasa da. Evde ya da dışarda ne farkederdi ki? Sonuçta birliktelerdi.
Kolasıyla birlikte salona geçti ve koltuğa yayıldı, telefonunu eline aldı. Jude'dan 2 mesaj daha vardı.
Tanrının gizemli yollarından biri miydi bu, yoksa kaderin oyunu mu?

Robert, Martin'le konuştum ve buluşmayı çabuk yapmamız gerektiğini söylüyor. Sonradan sorun çıkmaması için yapım şirketiyle baştan her şeyin halletmek istiyor

Evde misin? Eğer öyleysen New York'a gelmelisin çünkü ben ordayım, Martin çağırdığı için. Okuduğunda geri dönüş yap lütfen, beklemedeyim. Başımın etini yiyip duruyorlar

Pekala, şanslısın ki zaten New York'tayım. Mekanı ve saati yaz

Tanrıya şükür!! Onların çağrılarını görmezden gelmen bana yüklenmelerine sebep oluyor. Yarın 3 gibi göndereceğim konumda ol. Dikkat çekmeden gel, basına izin yok

Anlaşıldı

Dün yaşananlardan sonra Chris'e Jude'la buluşacağını söyleme konusunda gergin hissetmesi hiçte anormal değildi. Telefonuna bakmaya çalışan o bir çift mavi göz zihninde yer edinmişti çünkü. Kıskanılmaktan hiçbir zaman hoşlanmamıştı, kısıtlandığını hissederdi ve bu ilişki tüm bu saçmalıklar için çok yeniydi. Robert açısından hala yerine oturmuş bir sevgililik bile sayılmazdı, tamam iyi anlaşıyorlardı ama onlar hep iyi anlaşmıştı zaten. Sekste iyiydi ama bu daima mutlu&birlikte olacaklarını garantilemezdi.

İşin en tuhaf yanı, buralara nasıl geldiğini hala anlayamamış olmasıydı. Hiçbir zaman homofobik olmamış, hatta aşkın hep aşk olduğunu savunmuş; birkaç oyuncu arkadaşını öpmüştü bile ama bu bambaşkaydı.

Lanet olası bir gaydi ve pasifti. Pasif kısmını atlatmakta hala zorlansa da bunu dile getirmeyi bırakmıştı tabiki, kendini tekrara girmeyi sevmezdi.

"Ne düşünüyorsun?"

Robert yine olduğu yerde sıçradı ve kapıya yaslanmış kendini inceleyen Chris'e kaldırdı bakışlarını.

"Hiç, sadece dalmışım."

"Pekala. Satranç oynamak ister misin?"

Robert oturuşunu dikleştirdi. "Kaybetmeye hazırsan, hemen başlayabiliriz."

"Bunu sevdim," Chris pencerenin yanında duran satranç masasını getirdi. "Kaybettiğinde yüzündeki ifadenin resmini çekerek ölümsüzleştireceğim."

"Rüyanda bile göremezsin,"

~~~

Sonuç: Robert Chris'in telefonundaki resmi silebilmek için ufacık bir evde sevgilisiyle kovalamaca oynuyordu. Kazanmaya çok yakındı fakat Şah köşede sıkışmıştı ve Chris beklenilmedik şekilde sinsi bir oyuncuydu. Belli ki salonunda satranç masasının olmasının iyi bir nedeni vardı.

"Kilidi var zaten, asla silemezsin." Chris kaçmayı bırakıp telefonu eliyle havaya kaldırdı. Robert ondan kısa olmasına bir kez daha lanet etti.

"Neden hep ben kaybeden taraf oluyorum?" diye sızlandı. "Önce aktif-pasif tartışmasında, az önce satrançta ve şimdide boy konusunda."

Chris "Ama beni kazandın," dedi kulağına doğru fısıldayarak. "Bu yeterli değil mi?"

who's the daddy? //downevans ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin