53

980 86 79
                                    


"Sende kimsin?"

Robert sakin kalmaya çabaladı, en azından öyle gibi görünmeye.
"Sen Robert Downey'sin?" sanki üçüncü bir gözü varmış gibi baktı kız. "Bak, neler oluyor bilmiyorum ama bela istemiyorum. Chris'le döndük eve, çok sarhoştu."

"Ve?" Israr etti Robert. "Gelince naptınız?"

"Yatıp yatmadığımızı mı soruyorsun?" Kız cevap beklemeden devam etti. "Bu garip ama her neyse, iki Hollywood yıldızıyla aynı evde bulunmam daha garip."

Derin nefesler eşliğinde, bağırmamaya özen göstererek tekrar sordu Robert: "Sarhoşken eve geldiniz ve?"

"Ve Chris uyudu. Açıkçası seks için hazırdım fakat o mızmızlanıp duruyordu. Tüm gece 'bana değer vermiyor'  ve 'onu niye böyle çok seviyorum'  gibi şeyler saçmaladı."

"Pekala, bayan. Artık eve gidebilirsiniz." Robert cebinden birkaç yüzlük çıkarıp kıza uzattı. "Eğer bugün yaşanan veya konuşulan herhangi bir şeyi medyada görürsem senin açından hiç hoş olmaz."

Kız utanmazca parayı aldı, miktarın çokluğu çenesini kapalı tutmasını da sağlayacaktı muhtemelen. Aksi taktirde de durumla başa çıkabilirdi Robert. Kız "İyi geceler efendim," diyerek kenardaki uzun ceketi giyip çıkışa yöneldi.

Sırtını duvara yaslayıp gözlerini kapadı. Kızı mutfakta kısacık bir şort ve sütyenle gördüğünde Chris'le yattıklarını düşünmüştü. Böyle bir şeyi kaldıramayacağından emindi, aldatılmayı hazmedemezdi. Neyseki daha az berbat bir durumdalardı, Chris içip sarhoş olmuş ve bir kızla eve dönmüştü. Yinede halledilebilirdi.
Yatak odasına girdi ve üstü çıplak yüz üstü yatan sevgilisine baktı. Saçları darmadağındı. Yanına uzanıp yüzüne baktı bir süre. Chris Evans bir erkek için fazla güzeldi. Sarı saçlar, mavi gözleri ve biçimli bir yüzü vardı. Parmağını yanağında dolaştırarak dudaklarına doğru indi.

"Seni seviyorum," diye fısıldadı. "Seni seviyorum Chris ve bundan korkuyorum."

Uyuyor olması ve cevap verememesi iyiydi, böyle kendini daha güvende hissediyordu Robert. Koluyla sevgilisini sardı ve uykunun günün yorgunluğunu üzerinden çekip almasına izin verdi.



&&&

"Günaydın,"

Ses tonuna bakılırsa Chris Robert'ın modunu anlamaya çalışıyordu, ya da kızı görüp görmediğini. "Günaydın," diye cevapladı uykulu şekilde. "Kaç saat uyuduk bilmiyorum ama hiç dinlenmiş gibi değilim."

"Hiçbir fikrim yok." Chris yataktan kalkıp saçlarını karıştırdı. "Sen saat kaçta geldin?"

"3 gibiydi, yabancı misafirle ettiğim kısa sohbet sonrası uyudum yani 3 buçuk falan olmalı."

Chris Evans tamamen sessizliği bürünüp korkmuş ifadesiyle öylece birkaç dakika durduktan sonra "Bir şey olmadı," dedi. "Yemin ederim hiçbir şey olmadı."

"Belki de oldu ama unuttun, sonuçta çok sarhoştun değil mi?"

"Olmadı, eminim. Yinede yaptığım yanlıştı. Sadece dün sana çok sinirlendim ve içkiyi fazla kaçırdım."

"Pekala," Robert'ta yataktan kalktı. "Yaptığın hataydı ama benim yaptığımda öyleydi yani büyük bir kavga yaşamaktansa kabul edip tekrarının olmasına izin vermemek daha mantıklı."

"Kesinlikle." Chris gerçekten mahçup görünüyordu bu yüzden  "Sorun yok," diye güvence verdi Robert. "Dün gece kızla konuştuğumda hiçbir şey yapmadığınız söyledi, yoksa şu an böyle sakin olmazdım."

"Biliyordum zaten," Ağzının içinde geveledi Chris ama rahatlamış olduğu barizdi. "Dün Jude'la uğraştığım için üzgünüm, biliyorum arkadaşın ve beraber çalışıyorsunuz ama sana ilgisi var gibi o yüzden seni kaybetmekten korkuyorum."

"Hayır yok," Robert elini Chris'in yanağına götürdü. "Olsaydı da önemi yok çünkü benim sadece sana ilgim var, o şekilde en azından."

"Başka ilgi çeşitleride mi var?" Chris gülümsedi ve bunu görmek kalbini ısıttı.
"Evet, arkadaşlık anlamında ilgi ya da profesyonel olarak; oyunculuk manasında."

"Ben her anlamda sana ilgiliyim ve hayranım."

"Bundan hiç şüphem yok," Robert aralarındaki mesafeyi kapatarak dudaklarını birleştirdi. Chris'i öpmeyi seviyordu, ona dokunmayı, fazla yakın olmayı. Tamamlanmış gibi hissediyordu, eksik parçaları Chris'inkilere birer yapboz parçası gibi uyuyordu sanki.

Öpüşmeyi derinleştirmeden geri çekildi ve alınlarını yasladı. Nefesleri birbirine karışıyordu.

"Duş alalım," diye mırıldandı. "İkimizinde buna ihtiyacı var. Sonra kahvaltı hazırlarsın ve enerjimiz yerine geldiğinde yatağın sağlamlığını test edebiliriz."

Chris sırıttı, mavi gözlerindeki mutluluk ışıltı saçıyordu.

Onunla koskoca bir ömrü geçirebilirim, diye düşündü Robert. Onunla bir ömür geçirebilirim ve yinede varlığına doyamam.

who's the daddy? //downevans ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin