Chris'le New York sokaklarında dolaşıp şarkılara bağırarak eşlik etmişlerdi ve zaman yaklaştığında arabayı bir kenara çekip sıkıca sarılmışlardı."Yakında görüşeceğiz," dedi Robert. "Böyle üzgün gözlerle bakma bana."
"Biliyorum ama hep yan yana olabilmeyi dilerdim."
"Bir gün olacağız da zaten," Sevgilisinin göz kapağına bir öpücük kondurdu ve devam etti, "Özle beni, olur mu?" Aslında bu bir soru değildi, o yüzden cevap beklemeden gözlüğünü takıp dışarı çıktı Robert. Etrafta kimseler yoktu ve bavuluyla hızlı adımlar atarak uzaklaşırken bunun gerçek bir veda olmadığını hatırlattı kendine. Yinede Chris'in bakışları zihninden gitmiyordu bir türlü.
Uçağa bindiğinde bile sesinin titreyişi kulağındaydı.~~~~
Robert uçaktayken telefonu kapamıştı ve açtığında birkaç mesaj ve bildirim gelmesi tuhaf değildi fakat 4 farklı kişinin ısrarla aramış olması garipti. Aralarında en çok şaşırmasına sebep olan Chris'ti, 5 kez aramasına neden olacak ne olmuş olabilirdi ki?
Aradı ve ilk çalışta karşı taraftan sevgilisinin sesini duydu.
"Robert, nerdesin?"
"Uçaktan yeni indim," diye açıkladı. "Neler oluyor Tanrı aşkına?"
"Resimlerimiz internete sızmış, sabah arabanın yanındayken. Bu nasıl oldu bilmiyorum ama dikkatli ol, eğer karşına bir muhabir falan--"
"Ne demek resimlerimiz sızdırılmış?" Chris'in suçu olmadığını bilsede kendine engel olamayarak bağırdı Robert. "O zaman çaresine baksaydın, bir hacker bul ve siteyi çöktür falan. Hallet bu işi Evans."
"Denedim ama çoktan yayılmış, yüzlerce kişide kopyası olmuştur bile. Instagram ve Twitter'da binlerce hayran paylaştı, herkes çıldırmış durumda."
Sesi gerçekten çaresiz geliyordu ama Robert'ın sakin kalması mümkün değildi. "Hayatım mahvolacak," dedi. "Çocuklarım ve yakınlarımla konuşmadan böyle bir şeyin ortaya çıkması tüm ilişkilerimin yıkılmasına sebep olacak."
"Benim için durum farklı mı sanıyorsun?"
"Evet çünkü baştan beri medyaya açılmak isteyen sendin, Evans." Derin nefesler alıp verdi, mantıklı düşünmeye çalışarak. "Sen asla rahatsız olmadın gerçek kimliğinin öğrenilmesi hakkında, en azından biz sevgili olduktan sonra."
"Ama bunu bu şekilde değil, ikimizde isterken daha planlı şekilde yapmayı isterdim." Kısa bir anlığına sustu ve sonra "Üzgünüm Robert." diye fısıldadı Chris. "Gerçekten üzgünüm. Çözüm bulamadığım içinde üzgünüm."
"Şimdi kapamalıyım. Sonra tekrar konuşuruz, ne yapmamız gerektiği hakkında."
"Pekala. Seni seviyorum."
Robert telefonu kapattı çünkü gergindi, aynı zamanda ilk kez seni seviyorum deme olayını kesinlikle şu an yapmayacaktı. Susan'a mesaj attı ve durumu daha sonra açıklayacağını yazdı, arabasını bıraktığı otoparktan aldı ve normalden yüksek hızla evine gitti. Tek istediği sessizlik ve basından uzak birkaç saat geçirebilmekti. Telefonunu kapattı ve yatağına uzanarak öylece tavana baktı.
55 yaşındaydı ve 2 evliliğiyle 3 çocuğu olmuştu. O kadar zaman sonra, öylesine bir anda internete birkaç resim düşüyordu ve tüm dünya onu ömrü boyunca 'gizli gay' miş gibi varsayacaktı. Çocukları annelerini asla sevmediğini çünkü gay olduğunu söyleyip tüm suçu ona yükleyeceklerdi. Hayat boyu değil belki ama belli bir süre ondan nefret edeceklerdi. Kendi çocuklarının nefretine maruz kalacaktı, onlarla böyle bir şeyi paylaşmadığı için ve başka birçok sebepten.
Diğer bir taraf ise, buna hazır olmamasıydı. Henüz kendi bile tam olarak bu yeni durumla barışık değilken bir sürü kişinin bunu öğrenmesine ve soru bombardımanına tutulmaya hazır değildi. Lanet olası bir drama dizisinde gibi hissediyordu.
Hayatı parçalanan ana karakter, Robert'tı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
who's the daddy? //downevans ✔️
FanfictionChris Evans instagram hesabı açarak sosyal medyaya katılır fakat anlayamadığı çok şey vardır, 'daddy' ya da 'stony' gibi. Yarı-Texting