Selamm!
İyi okumalar...
Başımda ki ağrıyla gözlerimi araladım
Dün eve Derin olmasa gelemezdim.Dur...DERİN!
Bakışlarım dehşetle karşı da ki yatağa kaydı. Derin mışıl mışıl uyuyordu.
Lavaboda olanlar benim yanılsamam mı yoksa? Kendi kendime azmış ve böyle birşey hayal etmiş olma olasılığım kaç ki?
İstemsizce Derin'i süzüyordum. Ses çıkarmamaya özen göstererek yatağına ilerledim. Fazlasıyla güzel bir kızdı.
Küçük burnu, dolgun dudakları...
"Sabah sabah beni mi izliyorsun?" Gözünü açmadan söylediği cümleyle elim ayağım birbirine dolaştı.
"Ben-sen... Yüzün-yani." Yerinden doğruldu ve bana sırıttı. "Tekrarını mı istiyorsun?" Olanlar benim yanılsamam değildi. Hayal de değildi...
Utançla kızardım. Zevk almıştım ama... Yine de bir kızla... Hemde kardeşimle! Bu başlı başına edepsizlikti. "Ben erkeklerden hoşlanıyorum." Tek nefeste cümlemi bitirip hızlıca odadan çıktım. Evet! Evet ben kesinlikle erkeklerden hoşlanıyordum. Öyle olmasa bu zamana kadar eminim bir kızla ilişkim olurdu!
Kafamı sallaya sallaya lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım. Havluyla yüzümü silerken dün gece gözlerimin önüne geldi. Dokunuşu, öpüşü...
Bir süre lavabolardan uzak durmalıydım. Akıl sağlığım için.
Ailecek kahvaltı ettikten sonra Derin ile hazırlanmak için odamıza çıktık. Ben pembe rujumu özenle sürdüm ve onunla biraz da burnumla yanaklarıma pembelik verdim. Uzun sarı saçlarımı güzelce taradım ve kıvırdım. Bu süre boyunca Derin sadece kitap okuyordu. Çünkü hazırlanmasını çoktan bitirmişti. Hazırlanmak dediysem; saçlarını öylesine taradı ve üniformasını giydi.
Uzun uğraşlar sonucu hazırlanmam bittiğinde evden çıktık. Okula yürürken Derin hiçbir şey söylemeden elimi tuttu. Bu normal sanırım. Sonuçta onun ablasıyım.
Yine de dün olanlardan sonra yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. Derin farketse bile umursamadı. Böylece okula el ele gelmiş olduk.
||||
"Kardeşinin yanına mı?" Başımı salladım ve Ebru'ya el salladım. Dün öğle molasında yanıma o gelmişti. Bu günde ben gidecektim. Sınıfına gittim ama Derin'in çıktığını söylediler. Belki de yine bizim oraya gelmişti? Bahçede ki yerimize ilerledim ama orası da boştu. Tam geri dönecekken duyduğum inlemeler ile olduğum yere çakıldım. Kim okulda böyle birşeyi yapmaya cesaret edebilirdi ki? Ya da düşündüğüm gibi bir inleme değildi. Merakıma yenik düşerek sese doğru ilerledim. Hemen okul binasının arkasından geliyordu. Bizim masaya oturmayan biri asla o sesleri duyamazdı bence.Masamız binanın arkasına çok yakındı.
İnsanları dikizlememin yanlış olduğunu bilsem de dayanamacağımı da biliyordum. Kafamı duvarın arkasına uzattım. Uzatmamla dumura uğradım. Bacaklarımda güç kalmadı sanki. Derin... Bir erkekle öpüşüyordu!
Beni dün öyle şehvetle öperken, bana dokunurken onu bir erkekle bastığıma inanamıyorum. İnanmak istemiyorum. Neden içim sıkışıyor, neden aldatılmış gibi hissediyorum? Bacaklarımı zorladım oradan uzaklaşmak için. Bir an önce sınıfıma gitmek ve uyumak istiyordum.
Güçsüz adımlarla sınıfıma gittim. Yüzümün halini gören Ebru "Noldu sana?", "Betin benzin atmış Mine?" Gibi cümleler kursa da cevap veresim yoktu. Verecek cevabımda olmayabilirdi gerçi. Ne diyecektim? "Ya kız kardeşimle dün aramda birşeyler oldu da, az önce başka bir erkekle onu görünce kendime gelemedim işte. İçim acıdı işte." mi diyecektim?
Kendi kendime güldüm. Bazen çok aptal olabiliyordum. Eminim ki dün olanlar benim sarhoşluğum yüzündendi. Derin'ide mahçup etmiş olmalıydım ki sabah bana öyle sözler etmişti. Ben cidden aptaldım!
Yine de neden Derin'i o çocukla görünce öyle hislerle sarsıldığımı anlayamıyordum. Onunla ilk öpücüğümü paylaştım diye hayatımın aşkı olmamıştı ya! Başımı sırama yasladım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim.
||||
"Mine.Mine kalksana!" Beni uyandıran sesin Ebru'ya ait olduğunu gözüm kapalı anlamıştım. Bu cırtlak ses başka kimse de olamazdı. Uykulu uykulu kafamı sıradan kaldırdım. "Lütfen okulun bittiğini söyle." Dedim.
Ebru gülümsedi. "Bu son dersti. Toparlan hadi." Sevinçle toparlandım. Şükür eve gidiyorduk. "Derin'i almadan gidelim. O arkadaşlarıyla gelecekmiş." Derin'i şuan görmek istemiyordum. Nedense...Ebru anlayışla başını salladı. Böylece evin yolunu yürümeye başladık.
Ebru'nun evinin sokağına geldiğimizde sarılıp vedalaştık ve yoluma tek başıma devam ettim. Bir süre sonra çalan telefonumun sesi kulağıma ilişti. 'Kardeşim Arıyor...' derin bir nefes alıp telefonu açtım. Numaralarımızı tanıştığımız gün vermiştik.
"Efendim Derin?"
"Neredesin?"
"Eve varmak üzereyim."
"Neden beni almadın?"
"Bu gün ki arkadaşın seni alır diye düşünmüştüm."
"Olay buydu yani. Kıskanacağını bilsem yapmazdım abla."
"D-Derin ne kıskanması? Ne diyorsun sen? Kapatıyorum."
Telefonu suratına kapadım. Nasıl böyle bir tanı koymuştu hemen? Çok bilmiş!
Ben eve vardıktan bir süre sonra Derin geldi. O sırada anneme dün Ebru'yla kavga ettiğimizi o yüzden gece Derin'ide alıp eve geldiğimi söylüyordum. Bunu duyan Derin onaylayıcı mırıltılar çıkararak odasına yöneldi. Sanırım akşam yemeği hazırlamaya yardım etmeyecekti.
"Senin aksine, Derin biraz soğuk biri. Umarım anlaşabiliyorsunuzdur." Annemin endişeli ses tonuyla söylediği cümleye gülümsedim. "İyi anlaşıyoruz anne." Hemde nasıl iyi.
Rahatlayarak işlerine geri döndü. Bende odama çıktım. Anatomi çizmeye çalışacaktım. Son zamanlarda çizime çok sarmıştım. Odaya girdiğim de Derin sadece iç çamaşırları ile önümdeydi. "Be-ben çok pardon. Tahmin edemedim." Bakışlarımı ondan kaçırarak masama ilerledim ve hızlıca çizim defterimi açıp çizmeye başladım. Ama odaklanamıyordum. Arkamda ki varlığı beni geriyordu. Aklıma sürekli o çocukla olan görüntüsü geliyordu. O an nereden bulduğumu bilmediğim bir cesaret ile aniden ayağa kalkıp Derin'in üstüne yürüdüm.
Karşı karşıya geldiğimiz de tişörtünü giymeyi kesip bana baktı. Ellerinden tişörtü alıp arkasında ki yatağa fırlattım. Ardından Derin'i omuzlarından tuttum ve sırtının yatakla buluşmasını sağladım.
Derinin üstüne çıkmış gözlerinin içine bakıyordum. En ufak bir isteksizlik gördüğüm an geri çekilecektim ama öyle birşey olmadı aksine kendini serbest bıraktı. Altımda uzanmış öyle çekici gözüküyordu ki...
Elimle çenesini tutup kaldırdım ve onu öpmeye başladım. Hiç hareket etmiyordu. Karşılıkta vermiyordu. 'İstemiyor...' İç sesimin doğru söylediğini biliyordum. Hayal kırıklığı ile geri çekilecekken belimden tuttu Derin. Tuttu ve beni kendine bastırdı. Dilini hızlıca dilimle birleştirdiğinde titredim. Elimle tuttuğum çenesini serbest bırakıp geri çekildim. Ardından nefes nefese konuştum.
"Dudaklarını o çocuktan temizledim."
[Devam Edecek]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girls Like Girls
ChickLitHomofobikler lütfen okumasın! GirlxGirl Hikayesidir. [Aniden bileklerimden tutup beni kendine çevirdi. Derin ile lavabo fayansının arasında kalmıştım! Kalbim dışarıya çıkmak için göğüs kafesimi zorladı. Yüzü yüzüme yaklaştıkça ben kafamı sallıyordum...