Bölümü yazarken, bilgisayardan yazmanın daha kolay olduğunu bir kere daha anlamış oldum.
İyi okumalar...
"İyi değilim. İstemiyorum." Oflayarak konuştuğumda Ebru ellerini beline yerleştirdi. "Ne zaman iyi olacaksın?"
Öldüğümde.
Ona sesli bir cevap bahşetmeden yatakta arkamı döndüm.
Reglimin kamp haftasına gelmesine mi üzüleyim, hayvan gibi ağrım olmasına mı?
Odaya giren Derin ve İlay'a ters ters baktım. Rakipmiş. Nasıl bu kadar rahattı bu İlay ya. Derin'in tepkisi hiç mi umurunda değildi?
Bacaklarımın arasına yerleştirdiğim yastığa sarılırken bakışlarımı onlardan çektim. İçtiğim ağrı kesici etkisini ben öldüğümde gösterecekti herhalde.
Derin ilgiyle yatağımın yanına çömeldiğinde ona kısık gözlerle baktım. Bakışlarımı inceledi ve umursamadan "Seninle kalmamı ister misin?" Dedi. Ben cevap vermek adına ağzımı açmıştım ama İlay benden önce davranmıştı. "Bir faydan olmaz. Rahat bırakırsak uyur. Gel sen." Kesin bunları beni düşündüğünden diyorsundur... Şıllık!
Derin bir bana bir İlay'a baktıktan sonra yanımdan uzaklaştı. Orman yürüyüşü için hazırlanmaya başladıklarında uyumaya karar vererek gözlerimi kapatmıştım.
||||
Gözlerimi araladığımda saat 16.20 idi. Vücudumu gerdirip yatağımdan çıktım. Ellerimi ve yüzümü yıkadım. Orman gezisi ya bitmişti yada bitmek üzereydi. Odada boş boş oturmaktansa biraz etrafta dolaşabilirdim. Eşyalarımı yerleştirdiğim dolabıma ilerdim. Dolaptan üzerinde nakışlanmış güller olan bol paça kot pantolon ve bordo renkli, askılı bir crop çıkardım. Hızlıca çıkardıklarımı giydikten sonra ayakkabılarımı da giyip odadan çıktım. Locaların arkasında kalan küçük, ağaçlık alana doğru ilerledim. Birkaç kişi piknik masasında oturmuş bira içiyordu. Birayı içeriye nasıl soktuklarını düşünmeden edemedim. Onların yanından geçerek ilerlemeye devam ettim.
Biraz daha ilerlediğimde gözüme ağacın birine yaslanmış, Cemal Süreya'nın Üvercinka kitabını okuyan çocuk ilişti. O kitabı çok severdim. Defalarca okumuştum. Cemal Süreya'nın 1958'de yayımlanmış olan ilk şiir kitabıydı. Umarım tarihi yanlış hatırlamıyordum. Çocuğun yanına yaklaştığımda göz ucuyla bana baktı ve kitabıyla ilgilenmeye devam etti. Kitaplara aşık biri olarak, kitaplar hakkında konuşmaktan büyük bir haz duyardım. Bu yüzden iki kere düşünmeye gerek duymadan çocuğun yanına oturdum. Tıpkı onun gibi ağaca yaslandım. Bana soran gözlerle bakmaya başladığında küçük bir tebessüm takındım ve konuştum. ''Üvercinka en sevdiğim kitaplardan biri. Seni de öyle okurken görünce...''
Heyecanla gözleri ışıldayan çocuğun da benim gibi kitaplar hakkında konuşmaktan zevk aldığını anlamıştım.
"Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık-'' Kitaptan alıntı yaparak konuşmaya başladığında yarıda kestim onu. ''Sevilmeyi beklerken; Beklemeyi sevmişiz." Onun başladığı cümleyi benim bitirmemle ikimizde istemsizce gülümsemiştik.
''Güzel değil mi?'' Başımla onayladım onu. Çocuk ilgiyle bana bakarken tanışmamız gerektiğine emin olmuştum. Elimi uzatıp ''Mine ben. Sen?'' dediğimde uzattığım elimi tutup ''Poyraz. Çok memnun oldum.'' dedi.
Gözü kolunda ki saate kaydığında aceleyle kalktı. ''Arkadaşlarımın yanına dönmeliyim. Sonra görüşürüz?'' Soru sorar gibi konuştuğunda cebimde ki telefonu çıkardım. ''Numaran?'' Görüşmek istiyorsak numaralaşmalıydık. Poyraz hızlıca numarasını söylediğinde telefonuma kaydettim.
'Poyraz CSÜ kişisi başarıyla kaydedildi.'
İsminin sonuna CSÜ -Cemal Süreya Üvercinka- eklemiştim. Aklımda kalması için böyle yapmıştım. ''Mesaj atarım. Sende beni kaydedersin.'' dedim. Bana hayran kalacağım bir tebessüm yollayıp yanımdan uzaklaştı. Buraya gelirken gördüğüm bira içip oturan grubun yanına gitti. Bende biraz daha oturduktan sonra sıkıldığımdan kalkıp yürümeye devam ettim.
||||
''Nasıldı peki?'' Diye orman yürüyüşünü sordum kızlara. Zorunlu bir yürüyüş değildi ama hazır yapmışlarken kızlarda katılmıştı. Regl olmasaydım bende onlarla gidecektim. Ama bu halimle hayatta o kadar yürümeyi kaldıramazdım. Allah yarı yolda canımı alırdı... Ebru elindeki çatalı ağzına tıktıktan sonra cevapladı beni. ''Ostomdo bo- böceklerin gezmesi dışında güzeldi.'' Başlarda ağzı dolu olduğundan zor konuşsada, cümlesine ağzında ki lokmayı yutarak devam etmişti.
''Ağzın doluyken konuşma, iğrenç yaratık.'' dediğimde Ebru kolumu cimcikledi. ''Sensin iğrenç yaratık.'' Ona 'sen adam olmazsın.' bakışımı yollayarak önümde ki yemeği yemeye koyuldum. Neden bu kadar acıkmıştım bilmiyorum...
||||
Akşam yemeğinden sonra odamıza çekilmiştik. Kızlar orman yürüyüşü yüzünden yorgundu. Aklıma Poyraz'a mesaj atmadığım geldiğinde, yastığımın altında ki telefonumu aldım ve ona mesaj attım.
'Numaramı kaydedersin. -Mine :)'
Kısa süre sonra Poyrazdan cevap gelmişti. Hemen mesaj kutusuna girdim.
'Kaydettim. Ne yapıyorsun? Nasılsın?'
'İyiyim. Odamdayım oturuyorum öyle. Sen?'
'Bende iyiyim de... Odanda oturmak yerine yanıma gelebilirsin. Bizimkilerle ateş yaktık. Sohbet makara döndürüyoruz. Eğlenirsin?'
Çok iyi olabilirdi. Hem belki bizim kızlarda gelirdi?
'Harika olur. Ortalama on dakikaya hazır olurum. Sizi nerede bulabilirim?'
'Bana oda numaranı söyle. Önünde beklerim.'
'77. Hazırlanmaya gidiyorum. Görüşürüz.'
'Görüşürüz.'
Hevesle yatağımdan kalktım ve kızlara döndüm. ''Bir arkadaşımla onun arkadaşlarının yanına gideceğim. Gelmek isteyen var mı?'' Kızların hepsinden olumsuz cevaplar aldığımda -özellikle Derin'den- omuzlarım düştü. Cidden yorgun olmalılardı... Israr etmedim ve saçlarımı tarayıp tepemde topuz yaptım. Topumuzumdan birkaç saç telini serbest bırakarak öne düşmelerini sağladım. Ardından dolabımdan örme, zümrüt yeşili bir şal alıp omuzlarıma attım.
Sabah giydiğim kıyafetleri değiştirme gereği duymamıştım. ''Bu arada, kim bu arkadaşın? Benim niye haberim yok?'' diyen Ebru'ya yönlendirdim bakışlarımı. ''Siz orman yürüyüşündeyken, dışarı çıktım dolaştım biraz. O zaman tanıştık. Adı Poyraz. Onu gördüğümde Üvercinka okuyordu. Ben yanına gidince öyle kitaptan falan konuştuk, arkadaş olduk.''
Uzunca özet geçtiğimde Ebru sinsice güldü. ''Arkadaş mı sadece?'' İmasına omuzlarımı silkerek karşılık verdim. ''Tatlı biri.'' dedim ve zaman kaybetmeden kapıya yöneldim. Arkamdan Derin adımı seslendi. Eline aldığı hırkayı üstüne geçirirken konuştu;
''Bende geleceğim.''
[Devam Edecek...]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girls Like Girls
ЧиклитHomofobikler lütfen okumasın! GirlxGirl Hikayesidir. [Aniden bileklerimden tutup beni kendine çevirdi. Derin ile lavabo fayansının arasında kalmıştım! Kalbim dışarıya çıkmak için göğüs kafesimi zorladı. Yüzü yüzüme yaklaştıkça ben kafamı sallıyordum...