Uzun bir aradan sonra yeni bölüm atma kararı aldım. Hala kitaba istediğim ilgi gelmiş değil, bu beni üzüyor.
Derin'in bu hareketine başta şaşırsamda bozuntuya vermedim. O hırkasının düğmelerini iliklerken ben onun yüzünü inceliyorum. Kaşları çatılmış, tüm dikkati hırkasının düğmelerine verilmiş durumda. Sevimli gözüküyor...
Düğmelerini ilikledikten sonra telefonunu cebine sıkıştırıp konuştu. "Tamamdır." Omuz silktim. "Hadi çıkalım o zaman."
||||
Kulaklarım Poyraz'ın söylediği şarkıda, gözlerim ise Derin'i yiyip bitirmekle meşgul. Onu sevdiğime her seferinde daha çok ikna oluyorum. Her ikna oluşumda ona olan arzum beni korkutacak derecede artıyor.
Sonunda gözlerimi Derin'den çektiğimde Poyraz'ın söylediği şarkıya eşlik etmek amacıyla yerimden kalktım ve Poyraz'ın yanına kuruldum. Derin beni çatık kaşlarıyla izliyordu. Zaten odamıza Poyraz'ın beni almaya geldiğini gördüğünden beri sinirleri tepesindeydi. Her halini bildiğimden bunu kolayca anlamıştım. Hoşuma gitmedi değil...
Poyraz şarkının nakaratına girdiğin de eşlik etmeye başladım.
"N'olursun kaç kurtar kendini bu diyardan, yar
Güneşi ararken peşini bırakmaz ay (aayy)
Sar bu şehrin başından yak
İyice yak
Kim der ki, bu rüyadan uyan
Ona uzak
Ne yalnızlık, ne hüzün
Bu gecenin gündüzü var, varSanma ki ölümsüzüm
Bu şehrin duvarları dar, dar"Bu şarkıyı cidden seviyordum. Poyraz gitarıyla son notaları çaldığında gülümsedim. "Çok iyiydin." Dedi o da bana gülümseyerek. "Böyle mi düşünüyorsun cidden?" Dedim şüpheyle.
Gitarını yanına bıraktıktan sonra ayağa kalkıp bana elini uzattı. "Böyle düşünüyorum. Yürüyelim mi biraz?" Başımı sallayıp bana uzattığı elini kavradım. Poyraz ayağa kalmama yardım ettikten sonra Derin'e döndüm. Tip tip bize bakıyordu. "Biz biraz yürüyeceğiz, haberin olsun." Dedim. Derin gözlerinde ki tuhaf bakışla "Ben de tam yürüsek keşke diyordum. Size katılsam sorun olmaz bence." Poyraz bozuntuya vermemek için Derin'in de bizle gelmesi hakkında yorum yapmadı.
Piknik masasının yanından geçerken Poyraz masadan üç tane bira şişesi kaptı. Elimi hala bırakmamış olması tuhafıma kaçmıştı. Açıkçası rahatsız hissetmiştim. Gözlerim Poyraz'ın yüzü ve ellerimiz arasında mekik dokurken Derin aniden öne atıldı ve aramıza girdi. Bu yüzden Poyraz ile ellerimiz ayrılmış oldu. Bu beni gülümsetti. Rahatsız hissettiğimi mi anlamıştı? Yoksa kıskanmış mıydı? İkinci seçeneği varsaymak istiyorum, teşekkürler.
||||
Biraz sohbet ederek ve biralarımızı yudumlayarak dolaştıktan sonra karnımın ağrısı baş gösterdi. Ellerim karnımda kasılırken Derin bileklerimi kavradı. "Karnın mı ağrıyor?" Dedi dikkatle yüzüme bakarak. "Evet, geri dönebilir miyiz?" Poyraz biraz beni inceledikten sonra konuştu. "Odana taşıyabilirim seni."
Aslında buna hiç ama hiç gerek yoktu. Yine de Derin'i biraz daha inceleyebilmek için Poyraz'ın beni taşımasını kabul ettim. Derin'i incelemekten kastım; gerçekten kıskandığı için mi böyle davranıyor anlamaktı. Poyraz kollarını vücuduma yerleştirip ayaklarımı yerden kestiğinde ben de kollarımı onun boynuna doladım. Tüm bu süre içerisinde Derin kaşları çatık bir halde bizi izlemişti.
Zevk almıyorum desem yalan olur. Hem prenses gibi taşınıyorum hemde Derin'in kuduruşunu izliyorum. Eğer yanlış gözlemlemiyorsam kuduruyor. Tırnaklarını kemiriyor ve bir adım arkamızdan bizi takip ediyor.
Bu şekilde geçen 10 dakikanın ardından odamızın önündeydik. Poyraz beni yavaşça yere indirdi. Elleri belimde kalakalmıştı. Öylece gözlerimin içine bakıyordu. Gerilsem de geri çekilmedim. Cidden tatlı bir çocuktu. Ben de onun gözlerine bakarken Poyraz'ın bakışları dudaklarıma kaydı. Yanımızda odamızın kapısını açmaya çalışan bir Derin vardı. Arkasını dönüp bizi görürse hoş olmayacaktı. Boğazımı temizleyerek Poyrazla aramızda olan çekimi sonlandırmaya çalıştım. Ancak bu sadece Derin'in arkasına dönmesine sebep oldu.
"Mine karnın daha kötü olmadan içeri girsen diyorum?" Dişlerini sıkarak konuşmuştu Derin. Poyraz'ın ellerini belimden çektim ve bir adım geri kaçtım. "Bu akşam için teşekkürler. Eğlendik." Dedim. Poyraz ise gülümseyip "Rica ederim. İyi geceler." Diyerek uzaklaştı. Poyraz uzaklaştığı gibi Derin beni kolumdan resmen sürükleyerek odaya soktu. Ardından aynı şekilde banyoya soktuğunda afalladım. Noluyoruz?
Bir saniye bile beklemeden kapıyı kilitleyip dudaklarıma yapıştı. Elleri arsızca vücudumda dolaşırken tek yapabildiğim öpüşlerine karşılık vermekti. Diliyle dans eden dilim belli bir ritim yakalamıştı ve bu ritim nefes almamı bile unutturmuştu bana. Bir eli aşağıya kaydı, ve kıyafetimin altına hücum etti. Ardından iki bacağımın arasını keşfe koyuldu. Bacaklarım tutmuyordu resmen. Parmakları içime girip çıkıyor, titrememe sebep oluyordu. "Gel bana!" Hırsla dudaklarımda konuştuğunda öpüşmemiz sekteye uğramıştı ve ikimizde bunu nefes almak için kullanmıştık. Parmakları bacak aramda işlevli şekilde hareket ediyor, resmen benimle oynuyordu.
Dudağımı ısırıp kendine çektiğinde ağzıma gelen metalik tadı önemsemedim. Taşmak üzereydim ve kendimi zor tutuyordum. Beni daha da ittirerek kapıyla arasında sıkıştırdığında parmakları daha da derinlerime girmişti. Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda kendimi saldım. Derin parmaklarında hissettiği şeyle dudaklarımın üzerinde gülümsedi. Bu kadar çabuk boşalmam hoşuna gitmişti belli ki.
Sonunda elleri vücudumda gevşedi. İkimizde nefes nefese birbirimize bakıyorduk. Hareket etmiyorduk hiç. Daha yeni olan bitenleri sindirmeye çalıştığımız çok belli.
Kendime geldiğimi hissettiğimde onu üzerimden ittirdim. "Neydi bu şimdi Derin?" Yanaklarım kıpkırmızı kesilmiş, saçlarım yüzüme düşmüş haldeydi. Derin omuz silkti ve beni orada bırakıp banyodan çıktı.
Kafasına kürekle vuracağım artık bu kızın!
[Devam Edecek...]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girls Like Girls
ChickLitHomofobikler lütfen okumasın! GirlxGirl Hikayesidir. [Aniden bileklerimden tutup beni kendine çevirdi. Derin ile lavabo fayansının arasında kalmıştım! Kalbim dışarıya çıkmak için göğüs kafesimi zorladı. Yüzü yüzüme yaklaştıkça ben kafamı sallıyordum...