Bölüm 8

2.9K 112 3
                                    

MERHABA, ÖNCELİKLE BU BÖLÜMÜ MULTİMEDİA'YA KOYACAĞIM ŞARKIYLA DİNLERSENİZ TADINDAN YENMEZ :) 

BİR DE @Deliyazar22 'NİN YAZDIĞI 'MY TEACHERS' VE 'STEAL MY GİRL' ADLI KİTAPLARINA BİR GÖZ ATIN DERİM, ÖZELLİKLE DİRECTİONER'LER :) 

BU BÖLÜM BANA MESAJ ATIP MUTLU EDEN OKUYUCUM @MRVPLNEM' E GELSİN :)

Yatağımda yatıyordum fakat düşüncelerim beni uyutmuyordu.Ekin'in okuluna gitmeli miydim? Peki kendi okulum? Kendi okulum da tek önemsediğim Derin ve Barış'tı. Onlar benim kardeşimdi. Ben onlarsız yapamazdım. Onlarsız ayrı bir günüm geçmezdi. Derin, bazen bir kız kardeş, bazen abla olmuştu bana. Barış ise, hiç bir zaman yanımda olmayan babam, beni koruyup kollayan abim, ilgiye ihtiyacım olduğunda bir erkek arkadaş. Moralim bozukken üçümüz buluştuğumuzda Derin'in beni güldürme çabaları, Barış'ın saçlarımı okşayarak sakinleştirmeye çalışması. 

Telefonumu çıkarıp Derin'i aradım. Bir süre çaldı fakat açmadı. Telefonu dolaba fırlatıp diğer tarafıma döndüm. Lanet olsun ki her yerim yanıyordu. Tavana bakıp gözlerimi kapattım ve hayal kurmaya başladım.

EKİN'DEN

Boğazımda bir kuruluk hissettiğimde uyandım. Mutfağa gitmek için odamdan çıktım. İlya'nın odasının önüne geldiğimde ayaklarım kendiliğinden durdu. Kapısı açıktı, aralıkta gördüğüm kadarıyla telefonuyla uğraşıyordu. Ardından birini aramış olmalıydı. Fakat cevap alamayınca bir anda telefonu fırlattı. Bu tepkisine şaşırmıştım. Neden bu kadar büyük tepkiler veriyordu? Ne olmuştu? Ardından sağına döndü, kapının arkasına biraz daha gizlendim. Sonra vücudunu düzleyip tavana bakmaya başladı, ardından gözlerini kapattı fakat uyuyamadığı belliydi,parmaklarıyla oynuyordu. Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

Gözlerini açtı ve bana baktı:

''Uyuyamamışsın?'' dedim.

''Nerden biliyorsun?'' diye sordu. Aklıma gelen ilk şeyi söyledim:

''Bi gürültü geldi de bakim dedim.''

''Evet, yanıklar yüzünden uyuyamıyorum.'' gözlerini kaçırmıştı. Yalan söylediği belliydi.

''Pekala, ne düşünüyorsun?'' Bir süre yüzüme baktı. Ardından alt dudağını ısırdı.

''Okul konusu.'' Yavaşça yanına doğru gittim. Bakışlarımla oturmak için izin istedim. Anlar gibi gözleriyle onayladı ve oturdum.

''Arkadaşların için arada kaldın değil mi?'' Başıyla onayladı.

''Bence onlar senin iyiliğini isterler.'' Gülümsedi.

''Felsefe mi yapacaksın?'' diye sordu.  Sırıtmakla yetindim.

İLYA'DAN

''Ee, bütün gece oturacak mısın?'' diye sordu Ekin.

''Başka seçeneğim yok ki.'' diye cevap verdim.

''Uyumaya çalış, yarın okul var, hatta yaklaşık 4 saat sonra kalkacağız.'' dedi.

''Gerçekten çok moral verdin.'' dedim gülümseyerek. Aniden yataktan kalktı ve odadan çıktı. Omuz silkip tekrar gözlerimi kapadım. 1 dakika sonra yatakta ağırlık hissettiğimde gözlerimi tekrar açtım. Laptopla uğraşan bir Ekin gördüm.

''Napıyorsun?''

''Madem uyuyamıyorsun, böyle boş boş tavanı izlemene gönlüm razı olmadı. Film koyacağım.'' dedi. İster istemez gülümsedim. Ekin'e baktım. O da bana bakıyordu, aynı şekilde gülümsedi. Yorganı kaldırıp içine girmesine müsaade ettim. Nasıl olsa film bitince gidecekti. Yorganın içine girip laptobu kucağına aldı.

''Ee, ne izliyoruz?'' diye sordum. Bana baktı ve cevap verdi:

''Aşk Tesadüfleri Sever.''

*******************

EKİN'DEN

Gözlerime vuran ışıkla yavaşça gözlerimi kırpıştırdım. Ardından yavaşça araladım. İlk gördüğüm şey omzumda uyuyan İlya oldu. Kafası omzuma düşmüştü ve bir eliyle göğsümü tutuyordu, bu nedensiz bir şekilde gülümsememe neden oldu. Sonuçta uyumasına yardımcı olmuştum değil mi? Tabii ki mutlu olacaktım. (Ekin burada kendini kandırıyor)

Kafasının altına yastık koyup yavaşça yanından kalktım ve saate baktım, saat 6'ydı, yaklaşık 40 dakikası daha vardı. Üzerini örtüp odamdan yarım kalan çalışmamı aldım. Tekrar balkonun yanındaki koltuğa geçerek İlya'nın resmini tamamlamaya çalıştım. 

Saat geldiğinde resmi odama geri götürüp odaya geri dönüp  yavaşça İlya'yı dürttüm. Yavaşça gözlerini açıp bana şaşkınca baktı:

''Aman Allah'ım! Uyumuşum!'' dedi ve kahkaha attı. Bende onun kahkahasına gülerken birden ayağa kalkarak yavaşça boynuma sarıldı ve kafasını göğsüme yasladı:

''Teşekkür ederim.'' diye fısıldadı. Gözlerimi kapadım. Neden kapadığımı bilmiyordum, ya da bu kızın üzerimde ki etkisini. Ama garip bir şekilde hayatımın bir yerinde o vardı. O ve onun beladan kurtulmayan hayatı.

İLYA'DAN

En azından bunu yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum. Gerçekten uyumuştum ve bu iyi gelmişti. Ekin'den ayrılıp üzerimi yavaşça düzelttim. Cildime temas eden kıyafetlerim canımı acıtıyordu. Ekin bu durumu görünce:

''Neden daha rahat şeyler giymiyorsun?'' diye sordu.

''Biliyosun, hepsi evde.'' diye cevap verdim. Nefesini üffledi. Süpe kahramanın bu olaya da el atacak anlaşılan.'' dedi ve üzerinde ki tişörtü çıkardı. Gözlerimi tekrar kapatırken kahkahasını duydum:

''Gerçekten çok utangaçsın.'' dedi. Elime tişörtü verdi. Onun inadına ellerimi gözlerimden indirip yüzüne baktım ve:

''Tamam, teşekkür ederim.'' dedim. Vücuduna bakmamak için kendimle savaşıyordum. Gülümseyerek odadan çıktı. Ardından bana verdiği tişörtü üzerime geçirdim. Garip bir şekilde... Çok güzel kokuyordu. Gerçekten, diğer parfümler gibi değildi, erkeksi bir kokuydu.

Biraz boldu ama yakışmıştı. Üzerime okulun hırkasını geçirip altıma da eteği giydikten sonra çantamı hazırlayıp evden çıktım. 

BUGÜN KARAR VERME GÜNÜMDÜ.

Yorumlarınızı eksik etmeyin :)

RENK Serisi 1- Aşkın Rengi MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin