Bölüm 20

2.9K 112 8
                                    

MULTİMEDİA: İlya'nın Elbisesi

''İlya, Uludağ'da ki şu hastane olaylarını annemlerin bilmesine gerek yok. Mesajı aldın mı?''

''Tamam Ekin, merak etme.'' dedim. Aslında bilmeleri gerekirdi ama o istemiyorken burnumu sokamazdım.

''Bana bırak.'' dedi bavulu elimden alırken. Ona bırakıp arabaya yaslandım ve:

''Bugün de baya centilmeniz bakıyorum.'' dedm sırıtarak.

''Tatlım ben her zaman öyleydim, yalnızca sana göstermiyordum.'' dedi göz kırparak. Sinirle ayağımı yere vurarak arabaya bindim. O da bavulları yükledikten sonra şoför koltuğuna oturdu. Aramızda sessizlik geçerken arabayı sürmeye başladı. Radyoya uzandığım da bana öylece baksa da görmemezlikten geldim. Ed Sheeren-Give Me Love çıkınca şarkıya eşlik etmeye başladım. Kısa süre sonra eve gelmiştik. Araba durur durmaz kapıyı açıp çıktım ve bagajdan bavuluma yöneldim. Ekin'in elleri elimi durdururken:

''Unutma burda hala centilmen olan benim.'' dedi. Gözlerimi devirip bahçeye doğru yürüdüm. Kapıyı açar açmaz boynuma sarılan anneme kollarımı doladım:

''Oyy benim kuzum, sanki iki yıl geçti, nasıl da özledim..''

''Bende özledim annecim.'' dedim. Ayrıldıktan sonra anneme dinlenmek için odama çıkıp uyuyacağımı söyledim. Odama çıkıp yatağıma yayıldım. Ve kendimi çoook güzel bir uykuya bıraktım.

**********************************************************

''Yavrum kalk hadi geç kalıcaksın.''

''Anne 5 dakika dahaa.''

''Biraz daha uyursan Ekin seni bırakıp gidecek ve okula yürüyerek gitmek zorunda kalacaksın.'' Hemen ayaklanıp lavaboya koştum. Yüzümü iyice yıkadıktan sonra yüz kremimide sürüp lavabodan çıktım ve hızla üzerimi değiştirdim.

''Ya bir insan karne gününe bile nasıl geç kalabilir?'' diye söylenen Ekin'i duyunca hemen cevap verdim:

''Böyle!'' Bugün karne alacaktık ve yarıyıl tatiline resmen giriş yapacaktık! Hemen Ekin'in yanına koşup ayakkabılarımı giydim ve evden çıktık. Okula geldiğimizde kapıda Selin'in sinirden ve kıskançlıktan köpüren bakışlarıyla karşılaştım ama pek umursamadım. Sınıfa girdiğimizde herkes kendi havasındaydı. Sıramıza geçtikten sonra Anıl elinde kocaman bir afişle geldi:

''Abii, okulumu seviyorum ya! Gençler hazır olun, yarın dans gecesi varmış. Herkes eşli olarak katılabilecekmiş yani damsız girmek yasakmış ehehe. Neyse bi de eski dönem takım elbise ve normal elbise giyilecekmiş. Nostalji gibi bir şey yani. Sonra da dönemin kral ve kraliçesi seçilecekmiş. Yarın süper olacak!'' dediğinde kızlar içini çeke çeke heveslenirken erkekler yine kızların esiri olacağı için söyleniyordu.Buse yanıma gelip:

''Ee, geliyor musun baloya İlya?''

''Sanmıyorum, bana göre değil.''

''Ona bakarsan burası da sana göre değil!'' dedi Selin arkamızdan. Hızla ayağa kalktım ve Selin'in sırasına yürümeye başladım:

''Bana bak pis sarışın! Eğer bir daha bana veya anneme herhangi bir yorum, eleştiri, söz edersen o sarı saçlarını teker teker yolar sana yediririm duydun mu beni?!'' Sınıftan alkış sesleri yükselirken Ekin arkadan elini belime koyup sıramıza çekmeye başladı:

''Bırak beni be sende!''

''Onun seviyesine mi düşmek istiyorsun?''

''Sanane!'' Ekin gözlerime sinirle baktıktan sonra Selin'in yanına gitti ve bir şeyler söyledi. Selin ise ağzı kulaklarında:

RENK Serisi 1- Aşkın Rengi MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin