RENK Serisi 1- Aşkın Rengi Mavi

Bölüm 38

Hikayeyi efso bi yerde bıraktım, bakalım nasıl yorumlar gelecek :D

BU ARADA 20.5K OLMUŞUZ ÇOOOK TEŞEKKÜR EDİYORUM İNŞALLAH DAHA DA ÇOĞALIRIZ!

Ve Final sanırım 50'li bölümlerde gelecek..

Anılların evine vardığımızda müzik sesleri de yakınlaşmaya başlamıştı. Partinin bulunduğu alana geldiğimizde etrafa bakakaldım. Işıklandırma, ses sistemi, ikramlar o kadar harikaydı ki..

''Ya bu elbiseyi ben seçtiğimde daha uzundu sanki?'' dedi Ekin.

''Hee evde ben kısalttım.''

''Naptın naptın?''

''Ay Ekin, dalga geçiyorum.'' diyince bana ters ters bakıp elini belime koyup kendine çekti.

''Aha sahiplenen erkek tutuşu ehehe, hoşgeldiniz len.'' diyeni tahmin etmek zor olmasa gerek?

''Hoşbulduk Anıl, kızlar geldi mi?''

''Sadece Buse geldi, benim yarim de gelm-OHA geldi geçin siz şuraya bi yere sonra şaaparız bişeyl-ECEEE! Burdayım!'' diyip yanımızdan ayrıldı. 

Ben gülerken Ekin havaya bakıp: ''Neden hep benim arkadaşlarım böyle?'' gibisinden şeyler söylüyordu.Gülerek Buse'nin yanına ilerlemeye başladık. Birbirimizi öperken Buse kulağıma:

''Kızım Melis'i gördün mü? Kıpkımızı bir şey giymiş olay yani.''

''Yuh Buse, daha yeni geldik ya.'' diye sızlanan Ekin'e güldük. Elimi ağzıma götürürken etrafımı gözetliyordum. 

''Oha Buse! İrem'in yanındaki çocuğa bak ya, Allah taşa can vermiş yürü ya kulum demiş kızım!'' diyince Ekin'in tehlike saçan radarına takıldım. Boğazımı düğümledim ve yanımıza yaklaşan Ece vu Burcu'yu görüp hemen konuyu değiştirmek için:

''Ahaayy, kim gelmiş ya!'' diyip Ece'ye sarıldım. Ece önce bir donsa da o da karşılık verdi. Burcu bana arkadan bakarken gözlerimle Ekin'i işaret ettim. Anıl gelip beni Ece'den ayırınca ona baktım.

''Ne yapışıyosun  kene gibi kıza? Kıskandım.'' diyince gözlerimi kocaman açarak Anıl'a baktım. Ardından Burcu'ya da sarıldım ve Anıl'a döndüm:

''Caner'le Egemen nerde?'' 

''Geliyorlar, trafiğe kalmışlar.'' dedi Anıl. Ardından DJ kabinine doğru yürüdü. Kızlarla toplanıp kim kiminle gelmiş, kim ne içiyor, kim ne ara sevgili yapmış hepsini çekiştirdik. 

15 dakika kadar sonra Caner ve Egemen geldiğinde tüm kadro yeniden toplanmıştı. Buse ve Caner  kenara geçip bize bakarken kahkaha attım ve:

''Hahaha kıyamam size ya, yalnız mı kaldınız siz?''

''Yoo, neden yalnız kalsınlar  ki?'' diyen sesin sahibine döndüğümde çığlık atıp Barış'ın kollarına atladım.  Arkasında da Meryem vardı. Ardından Anıl yakasını düzeltip piç smile attı ve:

''Bu gece kimse yalnız kalmayacak.'' dedi. 

''Ya, Derin de burda olsaydı keşke.'' dedim dudaklarımı büzerek. 

''Eh, o kısmı da ben halletmiş olabilirim belki.'' dedi Ekin.

''Ne? Nasıl yani? Naptın?''

''Selam gençler!'' diyerek içeri giren Derin'i görünce, resmen mutluluktan havaya uçmuştum. Bir dakika, Selim ve Derin el ele miydi? 

Derin'e sarıldıktan sonra ayrılıp tokadı geçirdim ve:

''Bana hiç bir şey anlatmadığın içindi.'' dedim.

''En yakın zamanda bir kız gecesi düzenlemeliyiz.'' dedi. Onayladım. Ardından Anıl yanımızdan ayrılıp gitti ve Dj'in sesi duyuldu:

''Merhaba arkadaşlar! Umarım eğleniyosunuzdur! Partimizin sahibi Anıl Bey, bu gece çok özel biri için şarkı söyleyecek. Alkışlar ona!'' dedi ve mikrafonu verdi. Hepimiz öylece kalırken Anıl'ı izliyorduk. 

Müzik başlayınca, Anıl şarkı söylemeye başladı:

Bak, bak şu dünya'ya insanlara 

Neden, neden diye sorma, öyle bakma 

Sarıl bana 

Neden giden dönmüyor sen de vurma 

Neden giden dönmüyor sende vurma 

Darılma... 

Bu acılar vursada

Bitmez hüzünler acıtsa da 

Bu acılar vursada 

Bitmez hüzünler acıtsa da 

Sar beni başkasına yasakla 

Al beni sevdam kucakla 

Bir daha gelsen şu dünya'ya 

Yine seni severdim bu aşkla...

Şarkı bitince hepimiz deli gibi Anıl'ı alkışlamaya başladık. Ece'nin ise gözleri dolmuştu. Anıl DJ'in yanından inerek yanımıza ilerleyerek devam etti:

''Bu gece bu partinin sebebi, ne kadar sevgimi belli etsem de kızların beklediği o teklifi bu gece burada yapmamdı. Ece, seni çok seviyorum. Benimle çıkar mısın?'' Ece'nin önüne geldiğinde durdu ve ellerini tuttu. Ece:

''Evet!'' diyip Anıl'a sarılınca Anıl onu döndürmeye başladı. Herkes deli gibi alkışlarken DJ hızlı bir parça açarak ortamı daha da coşturdu.

''Çok tatlısınız keşke ölseniz.'' diyen Buse'ye baktık.

''Aynen katılıyorum.'' diye onayladı Burcu. Egemen ve Barış birbirlerine bakarken kahkaha attım ve:

''Ne biçim parti ya! Nurella'ya bağlattırmayın beni! Hadi herkes dansa. Valla dans etmeyenin kötü kaynanası olur inş.'' diyince herkes piste doğru koştu. Hepimiz çok eğlenirken, hayatımın tekrar düzene girdiğini yeni fark ettim. Yavaş yavaş her şey iyiye gidiyordu, arkadaşlarım, Ekin, annem, her zaman yanımdaydı. 

Yarım saat kadar dans ettikten sonra Ekin'e WC'ye gideceğimi söyleyip ön kapıya yürümeye başladım. Evin etrafını gezmem gerekmişti. Karanlığın ve ağaçların yanından geçerken bir el beni bileğimden tutup çekince, çığlık atmaya yeltendim fakat elin ağzıma kapatılması uzun sürmemişti. Çırpındığım sırada başımın arkasına sert bir şey çarpınca, olduğum yere yığıldım.

---

Gözlerimi açtığımda karanlık ve boş bir yerdeydim. Galiba bir depoydu. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı ve bir sandalyeye oturtulmuştum. 

''Kimse yok mu? İmdat!'' diye bağırdığımda uzaktan topuk sesleri gelmeye başladı. 

''Aa-aa! Küçük İlya'mızda buradaymış!'' Nefesimi bıraktım. 

''Se-Selin?''

''Ta kendisi canım! Peşini bırakacağımı mı sandın? Başka bir okula gitmiş olabilirim, ama senden intikamımı almadan olmazdı. Ama ne var biliyor musun? Tırnaklarım manikürlü ve seni döverek kirletemeyeceğim kadar narin. Bu yüzden..'' dedi ve arkasından 4 tane adam belirdi. 

''Bu işi onlar halledecek.'' dedi. Ardından şu iğrenç kahkahasını atarak beni orada, ellerinde sopa olan  4 adamla bıraktı. 

Haahahaha kötülük :D

Anıl'ın söylediği şarkı: Gökhan Türkmen-Sar Beni Başkasına Yasakla

İsteyen dinleyebilir :) Hadi öpüldünüz!