Dakikalarca olan şeylere anlam kazandırmaya çalışırken içeriden gelen sesler dikkatimi dağıtmıştı. En son sadece Gece odadan çıkmıştı ve beni benimle baş başa bırakmıştı o kadar. Sesler gürültülü hal almaya başladığında oturduğum yerden hızla kalktım ve banyodan çıktım. Odaya girdiğimde karşımda bir kuaför ekibi görmeyi beklemiyordum. Kaşlarımı çattığımda minyon tipli bir kadın dibimde bitti;
"Güneş Hanım, isterseniz banyoya tekrardan geçelim."
Kadının elinde gördüğüm sprey ile bakışlarım kadın ile sprey arasında gidip geliyordu.
"O sprey ne için?"
Kulağıma yaklaşınca kaşlarım çatılmış halde onu dinledim;
"Gece Bey vücudunuzda yaraların olduğunu söyledi. Ben yaraları görünmez hale getireceğim Efendim."
Sinirli bakışlarımın hedefi olan kadın bir adım geri çekilerek başını eğdi. Gözlerimi kapatıp derin nefesler alıp vermeye başladım. O gelinliği ne olursa olsun giyeceğimi anladığımda bir şey demeden banyoya girdim ve kadının girmesiyle kapıyı kapatıp kilitledim. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp sıkıca elimde tuttum;
"Çabuk ol."
Beklemediği bir manzarayla karşılaştığına emindim. Korkuyla gözleri yaralarımda dolaştığında sinirle homurdandım;
"Başlayacak mısın?"
Nerede olduğunun farkına varır gibi başını hızla salladı ve elindeki spreyle yaralarımı gizlemeye başladı. Ben, tenime değen ürperten soğuk hava ile gözlerimi sımsıkı kapattım ve işinin bitmesini bekledim. Dakikalar sonra artık temas kesildiğinde kadının sesi kulaklarıma ulaştı;
"Bitti efendim. İzininiz ile gelinliğinizi getireyim sonra da saç ve makyajınıza başlayalım."
Heyecanımı sesime yansıtmamaya özen göstererek;
"Peki."
Dedim. Kadın banyodan çıktığında kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Tenimi, neredeyse hatırlamadığım zaman diliminde en fazla birkaç kez tertemiz görmüştüm o kadar. Yıllar geçmişti ve yara olmayan bedenim ile nasıl karşılaşacağımı ve nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Ellerim titrerken kapı çaldı. Ben hafiften öksürerek sesimi düzelttim;
"Gel."
İçeri vücuduma sprey sıkan kadın girdiğinde nefesimi tutmuş soğukkanlı gözükmeye çalışıyordum. Elinde beklediğim gelinlik ile gelmediğinde kaşlarım daha derin çatıldı;
"Bu nereden çıktı?"
Kadın afallamış gibi bana döndü;
"Gece Bey bunu giymeniz gerektiğini söyledi Efendim. Eğer bir yanlışlık olduy-"
Kaşlarım dedikleri ile havalandığında devam etmesini istemedim;
"Hayır hayır. Yok bir yanlışlık getirin lütfen."
Kadın başını salladı ve diğerine göre daha zarif olan gelinliği tam karşıma getirdi. Gelinliğin bıraktığı etkiden kurtulamıyordum. Dakikalar sonra onu üzerimde taşımaya başladığımda kendime daha aynadan bakmamıştım. Ellerim diğer gelinlikte gezindiği gibi geziniyordu. Kolları ince dantellerle süslüydü ve yaralarımı belli etmiyordu. Eteği hiçbir kabarıklık barındırmıyor, ayak bileklerime doğru vücudumu sarıyordu. Gelinlik, dantelleriyle o kadar zarif ve bir kuğu gibi hissettiriyordu ki... Vücuduma sprey sıkan kadın dayanamamış hali ile sordu;
"Aynaya bakmayacak mısınız Efendim?"
Kendime gelmiş gibi başımı olumsuz anlamda salladım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HİSSESİ (Ara Verildi)
Teen FictionElini kaldırarak dudaklarıma götürdüm. Defalarca öptüm. Bedeni kasılıyordu ellerimde. Dudağımın kesildiğini hissettiğimde diğer elimi kanı silmek için havalandırdığım sırada belimden çekilmem bir oldu. Dudakları kanayan yarama değdiğinde kalbim fazl...