Hayatımda rahat ve acısız, günü nasıl atlatacağım diye düşünmeden uyandım azrailin kollarında. O ferah kokunun kaynağındaydı başım, kocamın boynunda, yaralarımı sarmak isteyen adamın kollarında. Derince bir nefes aldım. Sadece iç çamaşırlarımın olduğu bedenim hiç çekinmeden sadece gömleği olmayan Gece'nin bedenine boyluca uzanmıştı. Onun yanında ufacık kalmam dışında hiçbir sorun yoktu. Yavaşça doğrulduğumda kısa saç tellerim sakallarına takıla takıla geldi benimle. Gülümseyerek kaşları çatılmış halde uyuyuşuna baktım. Ama aklıma kahvaltı gelince dikkatlice kalktım üzerinden. Karşıdaki dolabı açtım ve elime ilk gelen bol gri tişörtü alıp üzerime geçirdim. Gece'nin tişörtü olduğu için dizlerime kadar gelmişti ve bende altıma hiçbir şey giymeden banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı kulak arkalarıma sıkıştırıp ilk banyodan sonra sessizce odadan çıktım. Merdivenleri de sessizce inip mutfağa girdiğimde Nermin Hanım'ın mutfakta olduğunu gördüm. Başını bana çevireceği sırada beni görmemesi için hızla mutfaktan çıktım. Mutfağın görüş alanında ki merdivenleri Nermin Hanım bakmadan nefes nefese çıktım ve merdivenlerin başında oturdum. İnerken nasıl dikkatimi çekmemişti oysa. Gözlerim kapalı kendime kızarken Gece'nin olduğu odanın kapısının açılmasıyla ayağa kalkıp ne ara Gece'nin yanına ulaştığımı bilmiyordum. Odaya girdiğim gibi kapıyı kapattım ve Gece'nin yanından ayrılarak bahçeden gelen araba sesine bakmak için cama çıktım. Mihriban Abla gelmişti. Endişeyle arkamı dönüp Gece'ye baktım.
"Mihriban Abla geldi."
Çattığı kaşlarıyla yaptıklarıma anlam vermeye çalışıyordu.
"Ona gelmemesini söylemiştim."
Bende hızla yanıtladım;
"Ama gelmiş."
Sinirle aldığı nefesi bıraktı;
"Tamam gelmiş. Sorun ne?"
Dudaklarımı ısırmayı bıraktım;
"Çarşafı sorarsa?"
Sinirle homurdandı ve kollarımdan tutup beni yeniden yatağa yatırdı. Ne yaptığını izlerken kapıyı kilitledi ve gelip yanıma uzandı. Sert kolu belimi kendine sabitlediğinde can çekişiyordum. Gözlerini kapatmış sinirle uyuyan Gece'ye fısıldadım;
"Başkasıyla yattığımı sanarsa?"
Gözleri korkunç şekilde açıldı ve beni altına aldı;
"O korktuğun kadın seni bununla yargılayamaz. Kimse kimseyi üç damla kan için sorgulayamaz. Eğer öyle bir şey yaptıysan bile ki şüphelenmiyorum bu kimsenin karışacağı bir şey değil. Bu altımdaki beden o konuda benimle evlenmeden önce sana aitti. Şimdi uyu Güneş. Yoksa kaçırdığın bu uykumu zevkle cezalandırırım."
Gözlerim açık dediklerini dinledim. Sonra beni tekrar kendine yapıştırıp uyuma çabasını izledim. Haklılığıyla beraber kalbimi nasıl attırdığından haberi yoktu. Şuan yüzüne dönüp ona deli gibi sarılmak istiyordum. İçimde oluşan isteği ise telefon zil sesi böldü. Gece'nin telefonuydu ve üzerinde ki isim görebildiğim kadarıyla Nur'du. Gece, gözlerini küfürle açtı ve telefonu kulağına koydu;
"Söyle."
Nur'un telaşlı sesi ve dediği yataktan hızla doğrulmamı sağladı.
"Gece. Güneş için geliyor birisi."
Gece, kaşları derince çatılmış bir şekilde bana döndüğünde anlamaz gözlerle ona baktım. Telefonu kapattı ve yatağa fırlattı.
"Kim geliyor?"
Cevap vermeden üstünü giyinmeye başladığında aklımda delice sorular geziyordu.
"Sakın evden ayrılma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HİSSESİ (Ara Verildi)
Novela JuvenilElini kaldırarak dudaklarıma götürdüm. Defalarca öptüm. Bedeni kasılıyordu ellerimde. Dudağımın kesildiğini hissettiğimde diğer elimi kanı silmek için havalandırdığım sırada belimden çekilmem bir oldu. Dudakları kanayan yarama değdiğinde kalbim fazl...