Jungkook, hayatını o güzel evinde kendi hobileri ile uğraşırken geçirirdi. Resim yapardı, şarkı söylerdi ve ara sıra dans ederdi bile. Ama çevresi bile bunlara sırf inat olsun Jungkook'a diye, laf atardı. Sesin çok çirkin, vücudun dansa uygun değil ve bu resme harcadığın vakit değmez. Gibisinden şeyler söylenip duruyordu.
Altı ay nasıl dayanacaktı ki? Karnında bebeği ile şuan gidiyordu Delta SeokJin'in planı üzerine kendisi eşinin yanında kalacak, onunla yaşayacaktı.
Acaba Taehyung düşünüyor muydu kendisini? Veya bebeği olduğunu biliyor muydu? Bu bebek işi gerçekten her şeyi değiştiren şeydi.
-
Ertesi gün SeokJin'in sürüsüne geldiklerinden hemen sonra görevli alfalar, Jungkook'u omega Namjoon'un,deltanın eşi, yanına götürdüler. Jungkook ile Namjoon iyi anlaşmışlardır. Zaten Namjoon'un da bir çocuğu vardı Seokjin ile."Karnın acıktı mı omega?"
"Hayır hyung, acıkmadım."
Namjoon, omeganın üzerindeki gerginliği bakışlarından ve ellerinin titremesinden anlamış olacak ki hemen yanına oturup onun elini tuttu."Bak omega, ben de eskiden senin gibiydim. Bebek konusunda asla kötü yola düşme. Sen iyi olanı seçtin. Taehyung hyung'u bende tanırım, kendisi çok değişik bir tip, anlaşılması zor ve çok sinirli bir karakteri var. Üzülmen için söylemiyorum ama o bebeği öğrenirse dünyayı başına yıkma ihtimali bile var. "
Jungkook, omeganın dediklerini duyunca korkudan eli ayağı titredi, gözleri doldu. Ne yapacağını cidden bilmiyordu.
" O zaman, birazdan deltam geldikten sonra yeriz. "
Sadece başını sallamakla yetindi omega.
-
" Ya sanane hyung. İstediğim omega ile mühürlenirim. Buna kimse karışamaz."
Büyük delta son kez gözlerini devirdi. Gitmek istiyordu bunun yanından."Senin gerçek eşini kurdun belirleyecek delta. Haddini aşıyorsun. Sırf o omegaya inat olsun diye o sürtük omega ile mühürleneceğini bilmiyor muyum sanki? Bu işler çocuk oyuncağı değil. Sana izin vermiyorum. Gerekirse seni zindana bile attırırım. O omega ile mühürlenmiyorsun. Senin çok güzel geleceğin var. "
Seokjin son sözlerini söyleyip gitti yanından. Arkasında ise şaşkın bir delta bıraktı.
Ne demek istedi, diye düşündü Taehyung. Onun geleceği?
-
" Hoşgeldin delta. "
Jungkook, Namjoon'un arkasından deltaya doğru eğildi. Ona çok minnettardı."Yemekten sonra konuşabilir miyiz omega Jungkook?"
Jungkook kafasını ne yapacağını bilemez bir şekilde kaldırdı. Ne diyeceğini de bilmiyordu. Bu saatten sonra hayatı akışına bırakmaya karar verdi. Çünki ne istese olmuyor veya ne kararlaştırsa gerçekleştiremiyordu. Ne olacaksa olsun.
Üçü yemeklerini yedikten, Jungkook utancından bir kaç lokma yedi sadece, sonra Seokjin ile Jungkook bahçeye çıktılar ve minderlere oturdu. Hava karanlıktı ama bu sürünün toprakları güzeldi. Geceleri bile sıcaktı.
Seokjin derin bir nefes alıp konuşmaya girdi.
"Öncelikle, seni buraya 6 aylığına, yani bir omeganın hamilelik süresi boyunca kalman için getirdim. Sende kabul ettin. Bize her zaman güvenebilirsin Jungkook. Ben kardeşim gibi değilim. O çok farklı. Hayatı çocuk oyuncağı sanıyor. İstediği kişi mühürlemek istiyor. İlk mührü sanaydı ve şimdi de sana inay olsun diye başka birini mühürlemek istiyor. "
Jungkook yerinde biraz kıpırdandı,Taehyung'dan bahsetmek onu rahatsız ediyordu.
"Sen o bebeği doğurduktan hemen sonra gidemezsin. Elinde hiç bir şey yok. Belki sen gideceğine kadar evin de kalmaz elinde. Taehyung'un ne yapacağı belli olmaz. Bu nedenle burada çocuk biraz büyüyeceğine kadar kalmanı istiyorum. O doğunca Namjoon bakar ve sende işe başlar geçimin için birikim yaparsın. Taehyung'un seni görmemesi için elimizden geleni yapacağız. Merak etme. "
"Size yük olmak istemezdim Hyung. Çok teşekkür ederim."
"Bunlara gerek yok evlat. Biz bu zamanlar için varız. Ve bu arada, yarın Namjoon ile meydana gidersiniz. Kendi kafanıza göre takılın."
"Peki hyung. Ben uyusam iyi olur."
Seokjin kalkıp onun da kalkması için elini uzattı ve kaldırdı. Peşinden gelmesi için işaret yapıp içeri girdi."Bir ihityacın olursa istediğin gibi yararlanabilirsin. Rahatına bak."
Jungkook sessiz sedasız kafasıyla onaylayıp onu takip ederken midesi bulanmış ve Namjoon'un gösterdiği lavobaya doğru koştu. Seokjin arkasından bakmakla yetindi sadece.
"Benim yerimde sen olmalıydın Kim."
-
"Ya nasıl yok ya? Bütün sürüyü aradığınıza emin misiniz? Bu çocuk bir günde nereye kaybolur? Ona gününü göstermeden kaçamaz değil mi?"Hoseok zar zor sakinleştirmeye çalışıyordu Taehyung'u. Jungkook'un ortadan kaybolma olasılığı onu deli ediyordu ve daha sevgilisinin(!) boynundaki mührü gözüne sokacaktı.
"Delta sakin ol. Bir yere gidemez. O hayatı boyunca çıkmadı zaten sürüden dışarıya. Dış sürüden de kimsesi yok. Ne yapacak ki hem?"
Sen aptalsın Kim Taehyung. Acıyorum sana.
"Sus sen yaa. Sanane benim hayatımdan."
Hoseok anlamaz bakışlarını karşısındakine dikince Taehyung kıpırdandı yerinde. Sabahtan beri kurdu ona kızıp duruyor, sebepsiz yere çiçek kokan feremonları istiyordu.
"Sevgilim, artık uyuyalım mı? Saat geç oldu."
Sivgilim irtik iyiyilim mi? Siit giç ildi.
"Sen iyice haddini aştın yeter artık."
Taehyung dışarıda olduklarını fırsat bilerek kurt formuna dönüştü ve karanlık ormanın içine karıştı karanlık kurdu ile. Öyle bir patika izliyordu ki, sanki çiçek feremonları alıyordu. Bu patika tanıdıktı sanki?Bu patika....
Telefonumda sıkıntı olduğu için ve hafıza full dolu olduğu için uzun bölümleri atmakta bayaa sıkıntı çekiyorum idare ediverin be mucklarım.... :*
İyi geceler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frisson-TAEKOOK
FanfictionBütün kurtların çirkin saydığı en narin kurt... Hayatını değiştiren o heyecan. #1 - 19 mayıs 20 wolf #2 - 20 mayıs 20 omegaverse