7

122 36 142
                                    


İnsan nasıl bir varlıktı hala çözebilmiş değilim. Kötü diye adlandırılan insanlar neye göre kötü oluyorlardı? İyi insan iyi olduğu nasıl anlardı? Bana sorarsanız her insanın içinde bir iyi ve kötü vardı. Biz hangisini istersek onu seçiyorduk.

Birde hayatımızda olan insanla ilişkimizin sonunda ne olacağını bilebilseydik o zaman o kişiyi hiç hayatımıza almamış olurduk. Kırılmazdık, ağlamazdık hayat daha güzel olurdu belki daha masum ve daha beyaz. Bazen içimde büyüyen yersiz öfkeyle her şeyi yakıp yıkasım geliyordu. Ruhumu içinde bulunduğu karanlıkta bir başına bırakmak istiyordum. Sanki içimdeki çocuk elinde kafası kopuk ayıcıkla karanlık bir odada tıkalı kalmıştı.

İçimdeki kötü üstümdeki beyaz tül elbiseyle kendimi asmamı istiyordu. O elbisede ruhum gibi griye dönüyordu. Kafamın içinde dönüp duran aynı sahneleri unutmak mümkün olmuyordu. Babamın kan gölünde ağladığım sahne bozuk plak gibi kendini tekrar ediyor ve benim çığlıklarımda takılı kalıyordu.

Bazen direnmek amaçsız geliyordu kendimi derin sulara bırakmak istiyordum. Kayalıklara çarpacak olsa bile bedenim sulara gömülecek bile olsam direnmek istemiyordum. Ve bazen akıntıya kendini bırakmalıydı insan, kara sularda boğulacak olsa bile.

Ertesi sabah üstümdeki yüklerden kurtulmuş gibiydim. Üstümü değiştirdim ve mutfağa gittim annem krep yapıyordu ve yine mis gibi kokuyordu.

"Çok güzel kokuyor anne" dedim ve yanağını öptüm.

Annemin gözünden geçen hüzün bulutuna baktım. Sahi ağzımdan çıkacak bir kelime bu kadar mı önemliydi?

"Oooo sevdiğim iki kadın bir arada."

Babama gidip sarıldım. Huzur buydu sırtımdaki yüklerin bir anda kalktığını hissettim.

Kapı çalınca ayağımı sürüterek kapıyı açtım. Karşımda Demiri görünce donup kaldım, ben yüzüne öylece bakarken o beni süzdü.

"Dışarıda biraz konuşalım mı?"

Üstümdeki ince hırkaya sarıldım ve arkasından bahçeye çıktım. Sorarcasına yüzüne baktım o aramızdaki mesafeyi kapatmak için iki adım yaklaştı bana bende kolumla geri ittim onu.

"Dün olanlar için özür dilerim. Sarhoştum isteyerek olmadı ben senin kötülüğünü istemem biliyorsun."

"İnsanlar sarhoşken dürüst olurlarmış gerçekleri söylerlermiş. Sende öyle yaptın, diyelim ki senin dediğin gibi dün olan olayları geri alabilecek misin?"

"Bak olan olayları geri alamam doğru, ama bırak kendimi affettireyim."

Yüzüne baktım ne demem gerektiği hakkında bir fikri yoktu onu geri istiyor muydum? Kesinlikle hayır!"

"Seni geri istemiyorum, olan oldu ve tüm bunların bir telafisi ve tekrarı olmayacak Demir bitti."

Hayatımın geri kalanı çok sıradandı hayat benden babamı almıştı ama yerine hiç olmamış aile kavramını yeni bir ev yeni bir anne ve baba vermişti. Ben kazanıyordum yani en azından şimdilik.

*****************

Üniversite sınavımdan sonra avukat olacağıma o kadar emindim ki derslerime çok odaklanmıştım. Gece gündüz ders çalışmıştım, sosyal hayat kavramını kitabımdan çıkarmıştım. Uykusuzluğa kahveyle çare buluyordum ve tek molam ailemle geçirdiğim televizyon karşısında ki dakikalardı. Bazen oturup kutu oyunları oynuyorduk, bazen Jenga, yapbozlar, annemle yapılan akşam dedikoduları. Bazen de babamla baba kız sohbetiydi. Sınav dönemindeki üstümde biriken stresi bu şekilde atıyordum. Geceleri uyumadan önce babamla konuşuyordum onu özlüyordum haftada birkaç kez mezarına gidiyordum.

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin