15

52 19 53
                                    

Yazardan

Bir yazdıklarımız vardır, birde sustuklarımız. Yazarız aklın unuttuğunu kalp unutmasın diye. Birde susarız başka kalpler kırılmasın diye. Taşıyamadığımız yükler olurdu. Altında ezileceğimiz bitip tükeneceğimiz bize ağır gelen bıçak gibi kanatan yükler.

Salondaki herkes şaşkın bakışlarla Hüseyin Beye bakıyordu. Verdiği kararın farkındaydı büyük bir sorumluluk aldığının da. Ama yapmak istiyordu o babalık hissini o duyguyu tatmak istiyordu. Evlenmemişti bu yaşına kadar hayatı akışına bırakmıştı. O zamanda başını döndürecek âşık olacağı biri girmemişti. Ama baba olmak istiyordu. Bir babaya en çok ihtiyacı olan bir çocuğa babalık yapmak istiyordu. Söze ilk atılan dostu Salih oldu.

"Emin misin?" diye sordu çünkü biliyordu Hüseyin'in ani kararlar veren bir yapısı olduğunu. Hatta çocuk istemediğini.

"Eminim hem de hiç olmadığım kadar" dedi sesi çok netti. Oturduğu koltukta dikleşti kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı. Salonda bulunan herkesin yüzünü inceledi tepkilerini ölçüyordu hala.

"Ben sevindim" dedi Yeşim. Gülerek baktı arkadaşına sonra devam etti konuşmaya.

"Ben arkandayım Hüseyin, o çocuğun bir babaya ihtiyacı var. Senin de evde başka bir sese bende elimden ne geliyorsa yapacağım."

Minnetle baktı Yeşime, teşekkür edercesine kafasını salladı yüzündeki buruk tebessümle.

Tekrar sordu Salih;

"Hüseyin emin misin? Bak bu iş çok başka bir boyut şakaya gelmez çok fazla sorumluluk gerektiriyor."

"Bende çocuk değilim ya Salih. Hem sorumluluktan korksam avukat olmazdım sonuç olarak bir sürü müvekkilim var ve hepsini kurtarmam gerekiyor öyle değil mi?"

Salih anlamıştı ellerini birbirine sürttü.

"Tamam, bende arkandayım üstüme düşen görevi yaparım."

Salonda ki tüm gözler Hazandaydı herkes ağzından çıkacak bir kelimeyi pürdikkat dinliyordu.

"Bu" dedi Hazan salondaki herkesle göz teması kurmaya dikkat ederken.

"Bu mükemmel bir fikir" dedi koşarak amcası gibi gördüğü Hüseyin Beyin boynuna sarıldı.

"Denize harika babalık yapacağını biliyorum. Bu dünyada Denize en güzel babalığı sen yaparsın" dedi sonra babasına dönüp göz kırptı.

"Peki, Deniz'e ne zaman söyleyeceksin?" dedi Hazan merakla.

"Bende o konuda senden akıl almak istedim kızım."

"Ben Denizin ağzını ararım. Onu görebilirim değil mi?"

"Tamam, kızım sağ ol. Onu görmende herhangi bir sıkıntı yok sadece ona ben açıklamak istiyorum."

Hazan kafasını salladı. Sonra her şey normalmiş gibi devam etti. Aile fertlerinin hepsinde ufak bir telaş vardı ama kimse birbirine belli etmemeye yemin etmiş gibiydi. Hazan yarın Denizi görmeye gidecekti. Yeşim Hanımda yarın için mutfağa atmış Deniz için yiyecek bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. Bir yandan sarma sarıyor bir yandan börek malzemelerini hazırlıyordu.

Hazan üstünü bile değiştirmeden pijamalarıyla mutfağa annesinin yanına gitti.

"Sultanım neler yapıyorsun sen öyle?"

"Can çekişiyorum kızım."

"Yardım ister misin?"

"O annenin raconuna ters kızım" dedi babası keyifle gülerken.

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin