25

20 2 0
                                    

Papatyaları severim ben, masum gelirler gözüme. Saftırlar temiz ve bir kaldırımda açabilecek kadar güçlü...

Hazandan

"Anlamadım tekrar söyler misiniz?" yanlış duymuş olmaktan korkuyordum.

"Deniz."

Suratıma koca bir gülümseme yayıldı heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum.

"Ben o çocuk nerede biliyorum ama saat kaçta gitti tahmininiz var mı?"

"Nasıl yani nerede Denizim?"

"Benim öz babam eceliyle ölmedi, öldürüldü. Ve bunu kim yaptıysa Denizin üstüne attı tarih Denizin evden kaçtığı güne ait. Onu kurtarmanın tek yolu Denizin o saatte başka bir yerde olduğunu kanıtlamak."

"Ah benim bahtsız yavrum."

Ağlamaya başlayan Gülşen ablayı teselli etmek için ona sıkı sıkı sarıldım.

"Peki, tahmini saat kaçta çıktı Deniz evden?"

"Çok olmamıştı çünkü ev soğuk değildi ve çıkarken burnu kanamış yere damlamıştı. Kan kurumamıştı."

"Sabah Hüseyin amcamı arayalım bu durumu onunla konuşmak en mantıklısı."

"Güzel kızım sabahı beklemek istemiyorum."

"Bende istemiyorum. Sen giyin ben annemleri uyandırıp Hüseyin amcamı arayayım."

Annemleri uyandırmak için odalarına gidip saniyeler içinde uyandırmıştım telaşla telefonumun nerede olduğuna bakarken babam bana seslendi.

"Kızım arama telefonunu ben aradım Hüseyin'i. Gel otur sen sakinleş."

Hepimiz salonda pijamalarımızla oturmuş Hüseyin amcamı bekliyorduk. Zaman durmuş gibiydi dakikalar saatler gibi geçiyordu. On dakikanın sonunda zil çalınca hepimiz koşarak kapıya gitmiştik.

"Bilseydim yolumu gözlediğinizi daha çabuk gelirdim."

"Hadi geçin içeri anlaşılan uzun bir gece olacak bu."

Hepimiz salonda koltuklara oturmuş Hüseyin amcamın konuşmasını bekliyorduk.

"Evet, öncelikle olayı Gülşen Hanımdan dinleyelim sonra ne yapabileceğimize bakalım."

"Ben Denizi sokakta üstü başı kır ve toz içinde görünce dayanamadım evime aldım. Zaten mendil satarak hatta dilenerek para kazanıp karnını doyuruyordu. Tüm bunlara rağmen haram parada hırsızlıkta gözü yoktu. Yaptıysa bile zorunluluktan yapmıştır. Denizim vicdanlı doğrunun yanında olan bir çocuktu çünkü. Evime aldım yıkadım karnını doyurdum ve sıcak bir yatakta uyuttum burada kalabileceğini söyledim. Kabul etti çünkü o sefil hayatı istemediğini çok iyi biliyordum. Belki çok lüks bir evim yoktu sofrada mükemmel yemekler yoktu ama en azından akşamları sıcak çorba içebiliyordu. Bir hafta boyunca benimle kaldı yaşama sebebim oldu ben annelik nedir bilmezken anne oldum. İşten neşeyle eve döner uyuyana kadar yine Denizle ilgilenirdim yorgunluk diye bir şey kalmazdı."

Derin bir iç çekiş yankılandı salonda, sanki anlatırken anıları canlanıyordu zihninde ıssız bir sokakta...

"Pazartesi sabahı işe gitmek için erkenden kalktım olacakları bilseydim hiç gider miydim? İşten erken çıkmıştım o gün, evini temizlemek için gittiğim kadının çocuğu hasta olduğu için bana paramı verip eve gönderdi. Gelirken de mutlu olsun diye manavdan meyve almıştım Denize. Eve mutlu bir şekilde eve döndüm ama evin kapısı sonuna kadar açıktı yerler kandı. Eve baktım yoktu gittiğini komşular görmüştü. Bulamadım onu yaşadığından bile şüpheliydim."

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin