"Mert'e bir bakış attığımda gözleriyle bahçeyi taradığını gördüm.Umarım bu bakışlar boşa çıkmazdı"
"Burası mıymış?"diye etrafta geziniyordu Mert."Burası işte.Ee var mı aklında biseyler?"diye sordum.
"Buraya gelirken aklımda çok şey vardı.Şu ortamı görünce aklımdakilerin iki katını yapacağımıza temin ederim seni."diyerek çapkınca gülümsedi ve itiraf etmeliyim ki bu bile çok yakışıyordu bu şapşala.Kendime gelip konuşmaya başladım bu kez."Eee ne yapacağız?Yani Ben bu romantizm işlerinden pek anlamam."dedim.
"Bu belli oluyor zaten."dedi.Bana laf mı sokmuştu o?
"Sen bana laf mı soktun az önce?"
"Yok canım ne münasebet.Gerçekleri söyledim.Her zaman realist bir insan olmuşumdur."dedi.Bakalım burdan sağ çıkabilecek miydik?
"Planlarım arasında seninle kavga etmek yok.Benden rica edilen şeyi en güzel şekilde yerine getirmek istiyorum.Istersen şansını zorlama.Yoksa bütün gün sana surat asarım."diye tehdit etmiştim ve garip bi sekilde işe yaramıştı.
"Tamam bisey demiyorum."dedi ve etrafta gözlerini gezdirdi.İlerideki ağaçların altına gitti."Bak buraya yemek masasını hazırlarız.Ağaçlara da ışıklandırma yaparız.Bence harika olur."deyip başka bi tarafa doğru gitti."Bak bu iki ağacın arasına da hamak kurarız.Bence çok hoş olur.Tabi yine ışıklandırmalar serpiştiririz."dedi ve o böyle heyecanlı heyecanlı anlatırken ben onu izliyordum sadece.Bu hali fazla sevimliydi."Ne dersin Umut?"demesiyle kendime geldim.Umut?Ismimin onun sesinden kulağa ne kadar hoş geldiğini düşündüm o an.Saçmalıyordum."Olur olur.Şurayı boş bırakmayalım ama.Oraya da biseyler düşünelim.Minder gibi bisey atalım oraya da."dedim.Elini çenesine koydu.Gösterdiğim yere bakarak düşünüyordu.Parmağını şıklatarak konuştu."Buldum!Buraya senin dediğin gibi iki minder ama uzun,böyle yatak tarzı bisey,iki tane.Minderlerin karşısına büyük bi ekran.Sinema sistemi kuracağız.Yerlere ve ağaçlara da ışıklandırmalar serpiştiririz yine."dedi.Bu çocuk cidden işini biliyordu."Tamam.O halde başlayalım.Aksama pek bisey kalmadı."dedim ve Mertle hazırlıklara başladık.
Önce yemek masasından başlayacaktık.En kolayı oydu.Yada biz öyle sanıyorduk.Mert ağaca çıktı,bende aşağıda bekleyip ışıkları ona veriyordum.Aşağı kısımları kolayca hallettikten sonra,yukarı kısımlar için biraz tırmanması gerekiyordu ve yapmıştı da."Koala gibisin şerefsizim."dedim ağacın tepesinde duran Mert'e.Güldü ve cevap verdi gülerken."Istersen güldürme.Dengemi kaybedersem yazık olur bu koalaya."dedi dudağını büzerek.Hala dalga peşindeydi.Ama ona yakışıyordu bu dalgacı haller.Onun bu tavrına bende güldüm.Bi süre sonra ışıklandırma işini bitirmişti bende düğmeye bastım ve harika olmuştu.Henüz gündüz olduğu için pek belli olmuyordu ama gece çok güzel görüneceğine emindim."Vaaoovv harika oldu.Biliyorsun bu işi."dedim.Güldü."Ne sandın?"dedi.Birden ciddileşerek;"Yalnız bi sorun var."diye devam etti."Noldu lan?Gel hadi."dedim."Gelebilsem geleceğim.Nasıl ineceğim ben burdan?"dedi."Nasıl çıktıysan öyle ineceksin işte."dedim.
"Bu dahiyane fikrin için seni daha sonra alkışlayacağım.Malum,şu an düşmemek için tutunmaya,tutunmak için de ellerime ihtiyacım var."
"Lan sen ciddisin!"
"Umut bak zaten yükseklik korkum var aşağıya bakmamaya çalışıyorum.Biseyler yap indir beni şurdan!"dedi.Gözleri kapalıydı.Ağacın tepesinde çok komik görünüyordu.Gelen gülme isteğini bastırmaya çalışarak konuştum.
"Tamam dur.Bak yinede inmeye çalış tamam mı?Ben burdayım tutarım seni korkma!"
"Yardıma gelen aklıma sokayım ya!"diyerek inmeye çalışıyordu ufak ufak.Bende daha fazla dayanamadım ve kıkırtı döküldü dudaklarımdan."Oha!Umut çok yüksekmiş başım dönüyor."dedi ve bende kollarımı açtım düşecekse kollarıma düşsün diye ama o işler öyle olmuyordu.Bir anda düşmesiyle yere kapaklandık.Evet üstüme düştü.Çok yüksek değildi ama yükseklik korkusu olduğu için fazla korkmuştu.Üstümde duruyordu hala ve gözleri kapalıydı."Noldu öldüm mü?Cennette miyim?"dedi.Güldüm ve gülmemle gözlerini açıp bana bakmaya başladı.Çok yakındık.Fazla yakın.Kalbimin bu kadar hızlı atması normal miydi?Elim onun göğsündeydi ve kalp atışını hissediyordum.Onun da kalbi çok hızlı atıyordu.Evet korkmuştuk ondandı bu.Onun elide benim göğsümdeydi.O da hissediyor muydu kalbimin atışını?Saniyeler içinde bunlar yaşanırken,cevap vermediğimi farkettim."Iyi misin?"diyebildim sadece.Hala üstümdeydi ve öylece bana bakıyordu.Kafasını olumlu anlamda salladı ve kendine gelip kalktı üstümden."Şey...Kusura bakma.Dengemi kaybettim de..."diye açıklama yapiyordu.Yüzü kızarmıştı ve bende aynı şekilde olduğuma yemin ederim ama kanıtlayamam.
Mert
Umut'a yardım için orman evine gelmiştim.Neler yapacağımıza karar verdikten sonra ağaca tırmandım ışıklandırma için.Işıklandırma bitmişti sonunda ve Umut yakınca çok güzel olduğunu farketmiştik.Ama gündüz olduğu için pek belli olmuyordu.Gece harika bir manzarası olacaktı.Ağaçtan inmem gerekiyordu ama yazılı olmayan bir kural vardır ki o ağaca çıkarsın ama inemezsin.Umut'a inemediğimi söyledim ve o sadece beni yüreklendirmeye çalışıyordu ki şu durumda onun da yapacağı bisey yoktu.Ufak ufak inmeye çalışırken dengemi kaybedip düştüm.Ama öyle çok yoğun bi acı hissetmedim.Ne bileyim kolum ve bacağım acımıyordu.Veya kafamı yere vurmamıştım.Gözlerim kapalıydı."Noldu öldüm mü?Cennette miyim?"diye sordum.Çok yakından bi gülüş sesi geldi kulaklarıma.Elimin altında pıt pıt atan bisey.Gözlerimi açtığımda Umut'u gördüm.Üstüne düşmüştüm.Elim göğsündeydi ve kalbi çok hızlı atıyordu.Hissedebiliyordum.Onun eli de benim kalbimdeydi.Benim kalbimde çok hızlıydı.Evet korkmuştuk ve korkudan böyle hızlı atıyordu.Peki o hissediyor muydu kalbimin atışını?
Öylece bakışırken cevap verdi."İyi misin?"diye sordu.Cevap veremedim kafamı salladım sadece olumlu anlamda.Sonra kendime geldim ve kalktım üstünden."Şey...Kusura bakma.Dengemi kaybettim de..."diye açıklama yaptım.Yanakları al al olmuştu.Benimde yüzümün yandığını hissediyordum.Eminim ki ondan farkım yoktu.
Umut
Iyice kendimize geldikten sonra yerlere mumları da serpiştirdik.Sonra ilerideki ağacın oraya gittik.Hamağı kuracaktık.Yine ağaca ışıklandırma yapılacaktı ve yine Mert çıkacaktı ağaca ama bu sefer fazla yükseğe çıkmayacaktı.Ufak yönlendirmeler şeklinde konuşuyorduk sadece.Işıklandırma bitti ve hava yavaş yavaş kararıyordu.Işıkları yakınca çok güzel görünüyordu.Yerdeki ışıklandırmayı da hallettikten sonra Mert'e ağaçtan inmesi için yardım ettim.Ağaçtan indikten sonra hamağı kurduk.İçine minderleri koyduk.Başına tülü de taktıktan sonra burası da bitmişti.Şimdi en zor kısıma gelmiştik.Büyük ağacın altına sinema sistemi kuracaktık.Yatak şeklindeki minderleri çektik önce ağacın altına.Mert bu kez ağacın kalın dalına oturarak halletmişti ışıklandırmayı.O ağacın ışıklandırmasıyla ilgilenirken bende yerdeki ışıkları hallediyordum.Sonra beraber büyük plazma ekranı taşıdık minderlerin karşısına.Herşey hazır gibiydi.Son bi kez göz attık etrafa.Cidden harika olmuştu."Sağol Mert.Güzel iş çıkardın.Sen olmasan bu kadar yapamazdım."dedim."Yok canım.Bir elin nesi var iki elin sesi var demişler.Büyütmeye gerek yok."dedi gülümseyerek."Hadi o zaman gidelim artık.Ben de Görkeme haber vereyim."dedim."Tamam."dedi ve arabaya doğru yürümeye başladık.Ben Görkemi arayıp haber verdim.Arabaya binince gözlerim Mert'e kaydı.Cidden Kayra'ya karşı bomboştu galiba.Eğer biseyler hissetse yardım etmezdi.Bu düşünceler içinde kemerimi bağladım ve arabayı çalıştırdım.Mert müzik çaları açtı ve güzel bi müzik eşliğinde yola çıktık.
Bu bölümü yazarken eğlendim.
Umarım beğenirsiniz 🙏
Sizleri seviyorum ❤
İyi okumalar 🍃
Bu arada yeni yayımladığım,'FEDAİ' kitabıma destek okursanız sevinirim ❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIK UMUDUM VAR (B×B) AŞK ve NEFRET SERİSİ 2. KİTAP
RomanceAşk ve Nefret adlı kitabımdaki Umut ve Mert'in hikayesini konu alıyor. Kapak Tasarım; @MineLafc 💕 Eşcinsel içerik Homofobikler uzak dursun! 02.04.2020~14.06.2020