20.Bölüm 🍃

687 54 73
                                    

Mert
Zil çaldığında kapıya koştum.Odamın camından yolu gözlemiştim ve Umut gelmişti.Durumum vahimdi,artık yollarını gözlemeye başlamıştım.Kapıyı açınca gülümsedim.O da gülümsedi."Hoşgeldin."dedim."Hoşbuldum."dedi ve devam etti."Bu kapı biraz çabuk açılmadı mı?Hani hastaydın hem sen?Gayet iyi görünüyorsun."dedi.

"Aaa yalan mı söylüyorum çocuk?Hastayım bak istersen."dedim ve elini alıp alnıma koydum.Sonra yanaklarıma dokundurdum.Afallamış bir şekilde bana bakıyordu ve çok komik görünüyordu.Derin bir nefes almamla elini çekti yanağımdan."Neyse,sen bana çikolata aldın mı?"diye sordum.Kendine geldi sorumla ve yere bıraktığı poşeti eline aldı tekrar."Aldım.Hepsi burda."dedi ve devam etti salona doğru ilerlerken."Hazır çorba da aldım.Sana çorba yapmak için.Ama iyi görünüyorsun."dedi.Cidden hastaydım ama abartmıştım biraz.Çünkü onu göresim vardı."Tamam biraz abartmış olabilirim ama gerçekten hastayım."dedim."Sen gerçekten baş belasısın.Ama seviyorum."dedi.Dediği şeyle kalbim mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başladı."Ha?"diye anlamsız bi ses çıktı istemsizce.O da farkına varmış olacak ki hemen hızlı hızlı konuşmaya başladı."Yani şey...Arkadaşız ya biz.Ondan.Arkadaş olduğumuz için seviyorum.Arkadaşca seviyorum."dedi.Şu anki paniği bile içimdeki Umut tohumlarını yeşertmişti ondan habersizce.Bu tatlı şey benim umutsuz hayatımdaki umudum olacaktı.Aynı adı gibi...

Umut
Mert'in evine geldiğimden beri ufak ufak atışıyorduk ama hoşuma gidiyordu.Mutfaga çorba yapmaya geçtik.Onu omuzlarımdan bastırarak mutfaktaki masanın sandalyesine oturttum."Sen bana tencerelerin yerini göster bakalım.Başka biseye karışma."dedim.Bana şaşkınlıkla bakarak başıyla işaret etti."Şu dolapta."dedikten sonra o dolaba yöneldim.Tencereye biraz su koyduktan sonra paketin içindeki toz halindeki çorbayı döktüm suyun içine ve tahta kaşıkla karıştırmaya başladım.Bir yandan da Mert'e anlatıyordum."Bunu kaynayana kadar karıştırman lazım.Eğer karıştırmazsan topak topak olur."diye anlatırken Mertte öylece bana bakıyordu."Önlük yakıştı he üstüne.Ayrıca sende baya biliyormuşsun."dedi sonra.Ilk dediği cümleyle yanaklarim kızarmıştı ama tencereye dönük durduğum için göremiyordu.Sırtım ona dönüktü."Annem hastalanmıştı bi ara ona yapmıştım.Ordan biraz biliyorum.Bazen de anneme yardım ederim yemek yaparken."dedim konu biraz dağılsın diye.Ama karşımda Mert vardı konuyu dağıtamıyordum."Belli canım belli.Eline de yakışıyor.Evlenince de sen yaparsın yemekleri o zaman."dedi.

"Ne?Evlenince mi?"

"Ne?Evlenmeyecek misin ilerde?"

"Ha şey.Bilmiyorum.Düşünmedim hiç."

"Neden?Sevdiğin biri de mi yok?"

"Var."

"Ne?Sevdiğin biri mi var?" Dedi ve öyle bir demişti ki sesinde meraktan çok hayal kırıklığı sezdim.Ona doğru dönünce gözlerinde de hayal kırıklığı gördüm.

"Evet."

"Çok mu seviyorsun onu?"

"Çok seviyorum.Hatta sevmek yetersiz gibi geliyor bazen.Aşığım desem daha doğru olur."dedim gözlerine bakarak.Bakışlarımdan da anlamıyordu aptal çocuk.Orda öyle birbirimize bakarken çorbanın taşmasıyla kendimize geldik.

Ona bir kaseye çorba koyduktan sonra ocagi sildim ve karşısına oturup onu seyretmeye başladım."Ne oldu?Ne bakıyorsun öyle?"diye sordu."Hiç." dedim.Kolumu masaya dayamıştım.Çenemi de elime dayamış öyle izliyordum."Bence sevdiğin,ah yani aşık olduğun kişiyi izle.Beni değil."dedi.Kelimeler ağzımdan benden bağımsız dökülürken dönüşü olmayan o yola girmiştim.

"Öyle yapıyorum zaten."

Yeni bölüm geldiiii

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum ❤

İyi okumalar 🍃

ARTIK UMUDUM VAR (B×B) AŞK ve NEFRET SERİSİ 2. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin