BİZ BU SIRRI GÖMDÜK

805 33 4
                                    

   Sinirle kapıyı çaldım. Babam açtı kapıyı. Kim açacaktı ya? Benimki de soruydu yani. Babam şaşkınlıkla "Rasim... Çocuklar... Neler oluyor?"

   "Girin içeri!" dedim. Hiç bir şey demeden içeri girdik. Babam bir zamanlar annemin hep oturduğu koltuğa oturdu. Masum rolü oynuyordu belli ki. Burçak da fark etmiş olacak ki "Kalk oradan baba!" dedi. "Hıh bir de baba mı diyorsun? Onun gibi aşağılık bir adama? Çok kınadım seni kardeşim." dedim tiksintiyle. "Haklısın." 

   "Ne saçmalıyorsunuz siz?"

    "Annemin ölme yalanından bahsediyoruz Güven Poyraz." dedi Burçak. Helal kız diyordum kardeşime. 

    "Ö-öl- öld-öldü o." 

   "Hadi ama. Yalanın hiç sırası değil." 

   Babam derin bir nefes aldı. "Rasim... Ben gerçeği söyleyeceğim." 

  "Hah sonunda." diyen Burçak'ın sözünü dayım kesti.

   "Saçmalama Güven.Böyle bir şey yapamayız." 

   "Yapmak zorundayız. Belli ki annelerini görmüşler. Onlara bu acıyı yaşatamam daha fazla." 

   "Biz bu sırrı gömdük. Ve yemin ettik. Birimiz ölene kadar asla söylemeyecektik." 

   Babam silahını çıkardı. Burçak "Baba ne yapıyorsun?"

   "Ne yapıyorsun Güven?"

   "Yaptığın pisliklerin cezasını ödeyeceksin. Ve ben de ödeyeceğim. Yeter artık! Yıllarca eşimden ayrı kaldım sırf para yüzünden."

   Hemen lafa atladım. Ne parasıydı bu ya? "Baba ne yapıyorsun? İndir o silahı..."

   "Dayınız dedenizin vasiyetini üzerine almak için tek kardeşini sattı." 

    Dayım o sırada babamın elinden silahı aldı ve babama doğrulttu. Burçak'a kaş göz işareti yaptım. Durumu kavradı ve hemen koşturarak yatak odasına gitti. 

   "Kaçır kardeşini ama nereye kadar? Babandan sonra sıra sende. Sonra kız kardeşinde. Ben hep yeğenlerimin içinden seni sevdim. Hep seni kendime benzettim Baran." 

   Onu biraz oynatmalıydım. Bu sayede Burçak'a vakit kazandırırdım. "Ne alaka dayı?"

   "Çünkü bizi de annem terk etti.  Hem de bir adamla kaçtı. Annen aynı Burçak gibi yaptı. Onu istemedi. Ama ben... Hep annemin geleceğini hayal ettim."

   "Sen sen... Burçak'ın böyle düşündüğünü nereden biliyorudn?"

   "Ah sizi takip ettim diyelim. Yoksa annen olacak o kadını ölsem ziyaret etmem. Ona da söylememesi için biraz uyardıktan sonra sıra babanı öldürmeye geldi işte."

   Kim bilir anneme ne yapmıştı şerefsiz adam... Gözümden bir damla yaş süzüldü... Dayım gülerek "Ağla... Son ağlayışların olacak..." Birden duruldu. "Ne oldu dayı?" diye sordum. "Annemi bulduğumda bir adamlaydı. Beni görünce oğlum diye seslendi. Ağlıyordu. Ben de aynı bu cümleyi kurmuştum. Demek bana işaret geldi. Babanı öldürme vakti." 

   Silahı babama doğrulttu. Ve tetiğe bastı. Babam kalbini tutarken yere yığıldı. Yerde kanlar içindeydi. Allah'ım ne olur yetişsinler diyordum. Anneannemi bile öldürmüştü. Şimdi de babamı... Ve sıra bendeydi... Sonra da Burçak'taydı... Hepimizi öldürmeden rahat etmeyecekti...

   Balın'ı düşündüm. Biricik aşkımı... O mavi gözlerinde kederle mezarımın önündeydi... Toprağımın başında bir karanfil bırakıyordu... Ağlıyordu... Onun ağlamasına dayanamazdım. Ama hiç bir şey yapamıyordum. Dayım "Seni hep parka götürürdüm. Annesinin yanında çocuk gör ve ağla diye. Acı çek diye. Çekmedin. Hep Burçak çekti. Ama o kadar dikkatimi çekiyordu ki hareketlerin... Mesela hep annesi olmayan çocuklarla oynardın... Ama Balın'ın yanına gitme sebebini öğrenince... Hım dedim çocuk istediğim kıvama geldi... 

   O sırada silahı bana tuttu. "Evet, Balın'a hoşçakal de... Onun da canı çok yanmayacak..."

   "Ne diyorsun lan sen?"

   Hemen ona doğru koştum ve yere yıkıp etkisiz hale getirdim. O sırada kapı kırıldı polisler gelmişti. Burçak da korkuyla gelmişti yanıma. "Evet sizi karakola alalım. Ambulansı arayın belki adam yaşıyordur." 

   "Baba..." diyen Burçak'ın sesini bile duymuyordum. Duyularım donmuştu adeta. 

YENİ OKUL(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin