Taehyung elindeki telefonunu cebine atıp ofladı. Bu soğukta, tam 12 dakikadır Jimin'i bekliyordu. Üstündeki kabanına daha sıkı sarıldı ve ard arda zili çaldı. Sözde sadece 5 dakika içinde gelecekti Jimin. Yaklaşık 30 saniye sonra, daha kravatını bağlamakla uğraşan, ayrıca saçlarıda ıslak olan Jimin açtı kapıyı.
"Ağaç oldum, kök saldım, meyve vereceğim birazdan. Gelsene artık!" diye sitem etti Taehyung.
"Yeni çıktım duştan, bekle geliyorum." Jimin, Taehyung'un söylenmesine fırsat vermeden tekrar yukarı çıktı. Taehyung uyanalı 1 saat olmuştu fakat Jimin hazretleri daha yeni çıkmıştı duştan. Taehyung derin bir çekip bıkkın bir şekilde geri verdi nefesini. Daha fazla üşümemek adına evin içine girdi ve koltuklardan birine yayıldı. Gözleriyle etrafı incelerken Jimin indi aşağıya.
"Ben hazırım, gidebiliriz." Taehyung cevap verme gereksinimi duymadan ayağı kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Aklına gelen şeyle aniden arkasını dönünce Jimin tırsarak geri kaçtı. Taehyung kıkırdadı onun bu haline.
"Her şeyden ürküyorsun Jimin ve korktuğunda ki yüz ifaden acayip komik oluyor."
"Ben korkmadım, sadece biraz dalgındım ve aniden arkanı dönünce tırstım biraz." Taehyung kaşlarını çattı ve Jimin'e doğru döndü.
"Neden dalgınsın? Bir sorun mu var?"
Jimin derin bir nefes alarak çekingen bir tavırla konuşmaya başladı. "Önemli bir şey değil."
"Önemli olmasaydı bu kadar kafana takmazdın zaten. Anlat hadi!"
"Sonra anlatırım ya. Hem sen ne diyecektin?" Taehyung duraksadı. Hakikaten, ne diyecekti o?
"Unuttum." Jimin sırıttı ve evden çıktılar. Taehyung bahçenin dışındaki arabasına giderken Jimin'de kendi arabasını almak için garaja gidiyordu.
***
Pek uzun sürmeyen yolculuktan sonra Taehyung şirketteki odasına girdi. Bugün yeni asistan seçimi olacaktı. 3 ayda tam 6 asistan değiştirmişti. Taehyung, asistanını bu sefer kendisi seçmek istiyordu çünkü ona verilen asistanların hepsi dikkatsiz, beceriksiz veya gerçekten modadan azıcık bile anlamayan insanlardı. Bir önceki asistanı resmen kısa pantolonla uzun çorap giymişti! Taehyung o an, bir insan ancak bu kadar zevksiz olabilir, diye düşünmüştü.
Modaya ilgi duyuyordu ve her gün yanında olacak bu kişinin göz zevkini bozmasını, bu yorucu ortamda onu daha fazla boğmasını istemiyordu. Tamam, modadan anlamıyor olabilir fakat en azından insan gibi giyinebilir değil mi?
Tıklatılan kapı, Taehyung'un düşüncelerini dağıtmıştı. İçeri girmesini söyledi dışarıdaki şahısa.
"Eğer hazırsanız seçimi başlatacağım Bay Kim."
"Başlatabilirsin" dedi kapıdaki Jimin'in asistanına. Birkaç gündür Taehyung'un asistanı yoktu bu yüzden Jimin'in asistanı Kyungsoo, Taehyung'la da ilgileniyordu.
Kyungsoo selam vererek çıktı ve biraz sonra kapı yeniden tıklatıldı. Taehyung gelmesini emretti ve arkasına yaslandı. Gelen kişi daha girer girmez başlamıştı sakarlık yapmaya. İçeri girerken ayağını kapıya takmıştı ve az kalsın uçuyordu adam. Taehyung birazda dosyasına göz gezdirdikten sonra adamı yolladı.
Bu sefer içeri giren kişi bir kadındı. Kadının dosyası iyiydi fakat çok yavşaktı. İçeriye girdiği andan beri Taehyung'un dikkatini çekmeye çalışıyordu. Taehyung kadını yolladı ve sıradaki kişiyi bekledi.
İçeriye giren kişinin, ilk giyimine baktı Taehyung, gayet hoş giyinmişti. Siyah dar kotunun üstüne bol bir gömlek giyip kollarını kabaca kıvırmıştı ve gömleğin ilk 3 düğmesi açıktı. Bu da onun çıkık köprücük kemiklerini ortaya çıkarıyordu. Kemeri ince belini gözler önüne sergilerken, gömleği sanki bir mücevher koruyormuş gibi duruyordu üstünde fakat gömleğinin aksine dar olan pantolonu, onun dolgun kalçalarını ve biçimli bacaklarını ortaya çıkarmıştı.
Taehyung sırıtarak genç adamın yüzüne baktı. Küçük ama dolgun dudakları vardı. Büyük tavşan dişleri onu masum gösteriyordu fakat bir yandanda erkeksiydi. Bu çocuk içeri girer girmez Kim Taehyung'un dikkatini çekmişti.
"Girebilir miyim?" Çocuğun ses tonu, Taehyung'un çok hoşuna gitmişti.
"Ah tabii, gel bakalım."
Taehyung koltuğunda dikleşip dirseklerini masaya koydu. "Ben Kim Taehyung, Innox Game'in CEO'suyum."
Çocuk yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi. "Bende Jeon Jungkook. Bu da dosyam."
Taehyung, Jungkook'un uzattığı dosyayı alırken onunla göz temasını kesmedi. Son bir kez daha ona bakıp gözlerini dosyaya indirdi. Oldukça başarılı bir dosyaydı. Taehyung, buldum, diyordu içinden. Jungkook'u kaçırmayacaktı.
Dosyayı Jungkook'a geri verirken samimi bir gülümsemeyle konuştu. "İşe alındın."
Jungkook hayali olduğu şirkette bir yer kazandığı için mutlulukla gülümsedi. "Teşekkür ederim Bay Kim."
Taehyung, Jungkook odadan çıktıktan sonra Kyungsoo'yu çağırdı.
"Jeon Jungkook, yeni asistanım. Bekleyenlere gitmesini söyleyebilirsin. Jungkook'da iyice dinlensin, yarın onu zorlu bir gün bekliyor. Ona mail at, içinde tüm gerekli bilgiler olsun, yarında gelsin ve ona yapacaklarını öğret, bir sonraki günde işine hazır olsun. Tamam mı Kyungsoo?"
"Tamamdır Bay Kim." Taehyung gülümsedi ve eliyle ona müsaade verdi. Kyungsoo selam verip odadan çıktı ve Jungkook'un yanına gitti.
"Selam! Ben Kyungsoo, Bay Park'ın asistanıyım. Seninle ben ilgileneceğim. Bugün eve git, iyice dinlen. Sana bir mail atacağım, buna iyi çalış. Bugünlük tek yapman gereken bu. Ama yarın çok yorulacaksın, iyi dinlenmeni tavsiye ederim. Yarın sana her şeyi öğreteceğim ki sen zaten temel şeyleri biliyorsun. Ertesi günde işe başlayacaksın zaten. Hah! Birde bir ipucu vereyim sana, Bay Kim bekletilmekten hiç hoşlanmaz. Buna dikkat etsen iyi edersin. Şimdi, soracağın bir şey yoksa gidebilirsin."
Jungkook bu uzun konuşma sonucu beyni yanmış bir şekilde başıyla onayladı ve son kez şirkete bir göz gezdirip şirketten çıktı.
Jungkook çok mutluydu çünkü yıllardır hayalini kurduğu şirkette çalışma fırsatı bulmuştu. Sadece tek bir sorun vardı. Patronu fazla çekiciydi ve Jungkook bu yüzden işe odaklanamamaktan korkuyordu. Jungkook kafasındaki düşünceleri yok edip eve gitti.
*
Taehyung yeni asistanını aklından çıkaramazken toplantıya girmek üzerelerdi. Yanında aniden beliren Jimin'le bu sefer sıçrayan o olmuştu. Jimin küçük bir kahkaha attı.
"Demek ki sende korkabiliyormuşsun Tae. Nasıl gitti seçim?"
Taehyung sırıttı ve cevap verdi. "Güzeldi. Tam bana göre birini buldum."
Jimin kaşlarını havaya kaldırdı. "Hangi yönden?"
"Her yönden. Hem hayalimdeki asistan, hemde hayalimdeki sevgilim ve seks partnerim."
"Sen iyice edepsizleştin Taehyung!" dedi Jimin, ikiside kahkahalarla gülerken.
*
Jungkook kucağındaki laptop'uyla koltuğa yayılmış, Kyungsoo'nun gönderdiği mail'i inceliyordu. Mail'de Kim Taehyung'un da numarası vardı. Altında da bir not.
'Bay Kim'e mesaj at ki numaranı kaydetsin.'
Kyungsoo yazdı herhalde, diye düşündü Jungkook. Telefonunu eline aldı ve Taehyung'un numarasını kaydetti.
'Merhaba Bay Kim, ben Jungkook.'
Yazıp gönderdiğinde emin olamamıştı pek. Daha mı resmi yazsaydım acaba, diye düşünüyordu. Neyse, bir oyun şirketinin sahibi ne kadar resmi olabilir ki zaten, diye düşündü Jungkook.
Son kez maili okuduktan sonra laptopu kapattı ve uyumaya gitti.
~>Umarım beğenmişsindir. Okuduğun için teşekkür ederim. Beni mutlu etmek için vote verebilirsin. Teşekkür ederim.<~