"Burayı kim temizleyecek?" dedi Jungkook bacakları titrerken. Taehyung onu süzdü ve yorulduğunu farketti. "Sen odana git bebeğim, ben birazdan geleceğim."
Jungkook başını salladı ve üstünü giyip kendi odasına geçti. Taehyung Kyungsoo'yu arayıp odasına temizlikçi göndermesini söyledi ve giyinip Jungkook'un yanına gitti. Jungkook ayakta dikilmiş sandalyesiyle bakışıyordu." Ne yapıyorsun böyle?"
"Ah, hiçbir şey. Hadi gidelim."
Taehyung başını salladı ve çıktılar. "Çok yordum seni güzelim. Özür dilerim ama her an aynısı yaşanabilir." deyip sırıttı.
"Unut bunu."
*
"Beraber de girebiliriz?"
Jungkook suratını buruşturdu. "Hayır, çık şuradan hadi. Duş alıp yatacağım."
Taehyung sırıtıp geçmesi için izin verdi.
"Bak sana söylüyorum, sakın içeri girme! Girersen bu sefer kendini altta bulabilirsin."
Taehyung gülmemek için dudaklarını ısırdı. "Peki bebeğim, hadi gir."
Taehyung, Jungkook duşa girince yatağa attı kendini. O da oldukça yorgundu. Ama sevgilisinin duştan çıkınca aç olacağını biliyordu, bu yüzden üstünü değiştirip yemek hazırlamak için aşağı indi.
*
"Taehyungie, bunları ne zaman yaptın?"
Taehyung gülümsedi "Sen duştayken bebeğim."
Jungkook gülümsedi ve masaya oturdu. Açtı ve bunları hepsini yemeyi planlıyordu.
"Hadi, otur sende." dedi ağzı doluyken Taehyung'a.
"Ben duş alacağım güzelim sen ye hepsini."
"Olmaz, otur dedim."
Taehyung gülümsedi ve oturdu. "Peki güzelim."
Jungkook yemek yerken gözlerini karşısındaki adamda gezdiriyordu. Neden bunu ona yapıyordu, o da bilmiyordu. Bunu bitirmeliydi.
"Taehyung?"
Taehyung kafasını kaldırıp ona baktı.
"Beni gerçekten sevdiğine emin misin?"
Taehyung kaşlarını çatıp dikleşti. "Evet, bunu neden sordun?"
Jungkook hızlıca bir bahane uydurmaya çalıştı. "Bak biliyorsun, geçmişte bir şeyler yaşadım ve ben henüz onları atlatabilmiş değilim. Yani, senin beni sadece bedenim için kullan-"
"Ne, ne saçmalıyorsun sen? Seni bedenin için kullanacak biri değilim ben!"
"Her gün başka biriyle yatıp kalkan birisine nasıl güvenebilirim ki?!"
"O, senden önceydi. Senden sonra senin dışında hiç kimseye elimi sürmedim."
"Önce yada sonra, farketmez! Bir insan asla değişmez, değişemez."
"Hayır, değişebilir, eğer gerçekten istiyorsa bunu başarabilir."
"Anlamıyorsun Taehyung, ben tekrar aldatılmaktan korkuyorum. Ben, tekrar aldatılmak istemiyorum!"
"Seni aldatmam, ben o değilim!"
"Taehyung, lütfen izin ver gideyim, biraz, biraz ara verelim, lütfen. Ben kafamı toplayana kadar."
Taehyung gözünde biriken yaşların akmaması için direnirken odasına çıktı ve sertçe kapattı kapıyı.
Jungkook rahatlamıştı, artık onu kandırmıyordu. Ama bir yandan da içi parçalanıyordu, onu üzmek isteyeceği bir şey değildi.
Jungkook ses çıkartmadan telefonunu ve cüzdanını alıp bir taksiyle eve gitti.
*
Jungkook yaklaşık 5 dakikadır şirketin kapısının önünde bekliyordu. İçeri girmeye cesaret edemiyordu. Ama geç kalacağını anladığında çekinerek içeri girdi. Kenarda oturan Kyungsoo'yu görünce onun yanına gitti. Amacı odasına daha geç gitmekti.
"Günaydın."
"Günaydın Kook. Sen neden geldin?"
Jungkook afallamıştı. Ne demek sen neden geldin?
"Çünkü, burda çalışıyorum ya hani."
"Ah öyle değil, bugün Bay Kim gelmeyeceğini söyledi, sana söylemedi mi?"
"Hayır."
Kyungsoo kaşlarını çattı. "Herneyse, senin gelmene gerek yoktu. Yani gidebilirsin."
"Anladım Hyung. Ben gidiyorum o zaman, görüşürüz."
Kyungsoo el salladı ve tekrar önüne döndü.
Jungkook her ne kadar bugün Taehyung'la karşılaşmayacağına sevinsede, içinde ondan uzaklaşmaın hüznüde vardı tabii.
Telefonunu çıkarıp Seokjin'i aradı. Telefon uzun süredir çalıyordu fakat açan olmamıştı. Jungkook tam kapatacağı sırada açıldı. Seokjin'in nefes nefese olduğunu duydu. "Efendim Kook?"
"Şey hyung müsait misin? Sana gelebilir miyim?"
Jungkook cevap beklerken Seokjin hyung bağırdı, arkadanda bir inleme sesi geliyordu. Jungkook olayı anlamıştı. "Neyse hyung, ben seni sonra ararım." Cevap beklemeden telefonu kapattı.
*
Taehyung yatağında diğer tarafa döndü. Saatlerdir ağlayarak bunu yapıyordu. Gözyaşları yanağında kurumuştu.
Jungkook'u başta sadece cinsel olarak arzuluyordu, ama bu çok değişmişti.
Taehyung bile kendine şaşırıyordu. O rahat bir adamdı, umursamazdı kimseyi. İstediğini yapar, istediğini becerirdi. O fazlasıyla değişmişti.
~>Merhaba, uzun bir aradan sonra tekrar görüşebildik. Uzun zamandır bölüm atmamamın sebepleri var tabii ki. Sınavlar, dersler vs. Her neyse uzatmayacağım, elimden geldiği kadar sıklıkla bölüm atmaya çalışacağım. Bir sonraki bölümde görüşürüz, sizi seviyorum.<~