Taehyung Jungkook'u öpmeye devam edecekti fakat Jungkook duyduğu küfürle ayırmıştı dudaklarını. Kapıya baktılar ve evet, tahmininiz doğru, kapıdaki Seokjin'di.
"Devam edin siz, ben öylesine gelmiştim. Taehyung, Jungkook sana emanet." deyince gülmeye başladılar. Seokjin onları yalnız bırakmıştı bile.
"Demin ne yaptın sen?" diye sordu Taehyung sırıtırak.
"Ne yapmışım?" Jungkook'ta onun gibi sırıtıyordu.
Taehyung alınlarını birleştirdi. "Beni öptün." Jungkook omuz silkip gülümsedi. "Sende beni öptün." Taehyung güldü. Şuan o kadar mutluydu ki baş ağrısını unutmuştu bile.
"Seni seviyorum Kookie."
Jungkook'un gülümsemesi soldu. Hayır, hayır! Bu kadar ileri gidemezdi. Jungkook, onunla olamazdı. Ama, Taehyung'a nasıl diyecekti bunu?
"Ben, bilmiyorum."
Taehyung hayal kırıklığı ile gülümsedi. "Sorun değil bebeğim. Ben seni hep beklerim."
Jungkook'un sırtına bir yük bindi. Taehyung'u elinde oynatıyormuş gibi hissetti. Zorla gülümsedi ve başını salladı onaylar bir şekilde.
Jungkook, Taehyung'un kucağından indi ve yanına yattı tekrar. Bütün morali bozulmuştu. Üstüne örtüyü çekip Taehyung'a sarıldı. Taehyung da bunu bekliyormuş gibi sarıldı ona hızla.
"Özür dilerim Taehyungie. Seni incittim ve dövdüm. Özür dilerim gerçekten."
"Önemi yok güzelim, sonuçta ne yaptığını sende bilmiyordun. Ama artık hiçbiri önemli değil, hepsi geçti. Önümüze bakalım artık."
Jungkook onaylar mırıltılar çıkardı ve gözlerini kapattı." Biraz daha uyuyabilir miyiz?"
Taehyung gülümsedi." Tabii kii."
Vakti varken anın tadını çıkaracaktı Jungkook.
*
Taehyung, koynunda yatmış Jungkook'u izlemeye devam etti. Boynu bu pozisyonda ağrısada Jungkook'u rahatsız etmemek için dayanıyordu.
Saçlarından geçirdi parmaklarını ve okşadı. Jungkook onun hayatını değiştirmişti. O şuan tanımadığı birini yataktan kovuyor olmalıydı. Fakat şuan asistanım dediği adamın yatağında yatıyordu ve onun saçlarını okşuyordu. En önemlisi ise, o bu adama aşıktı.
*
"Uyanın! Saat 2 oldu be! Ne uyudunuz ya?!" Seokjin elinde sopayla odaya girdi. Uzun süre boyunca uyanmalarını beklemişti çünkü, onlara hesap soracaktı. Ama uyanmıyorlardı işte.
Elindeki sopayla Taehyung'u dürttü hafifçe. Tepki göstermeyince sertçe vurdu poposuna.
Taehyung'tan bir inleme koptu ve Jungkook'u fırlatıp ayağa kalktı. "Ne oluyor be?! Kim vurdu?!"
Jungkook kafasını kaldırıp olanlara baktı. "Ne?"
"Kalkın! Kalkın ikinizde! Siz insanı deli edersiniz. 5 dakika içinde aşağıda olun." deyip sertçe çıktı odadan.
"Ne oluyor buna?" dedi Taehyung gözleri hafif kapalıyken.
"Dün seni dövmeye çalışmıştı." deyip kahkaha attı Jungkook. Taehyung hayretle ona baktı. "Neden herkes beni dövüyor amına koyayım?!"
Jungkook'a güldü. "Şşt küfür etmesene."
Taehyung, Jungkook'a döndü ve dudaklarını öptü. "Aklıma gelmişken söyleyeyim, artık sevgiliyiz." deyip göz kırptı.
Jungkook itiraz etmek için ağzını açtı ama onu üzmemek için kapattı ve sadece başıyla onayladı. Taehyung gülümsedi ve tekrar öptü ona sıkıca sarıldıktan sonra.
"Seni seviyorum Kookie."
"Bende seni Tae."
*
Taehyung asık bir suratla şirkete girdi. Acil işleri yüzünden sevgilisini bırakıp buraya gelmek zorunda kalmıştı. Etrafa sinirli bakışlarını yollayıp odasına çıktı. Ardından da Jimin geldi.
"Taehyung, sen yokken olabildiğince halletmeye çalıştım fakat..." Jimin sustu ve başını eğdi. "... Yeni bir proje yapmamız gerekiyor."
Taehyung kaşlarını çattı. "Sen iyi misin? Solgun görünüyorsun- Tanrım, Jimin sana ne oldu?" Taehyung konuşurken Jimin başını kaldırıp yüzünü görmesine sebep olmuştu.
Jimin'in göz altları ağlamaktan mosmor olmuştu, yüzü dağınıktı ve solgundu. Taehyung hemen yanına gitti. "Sana ne oldu Jimin?"
Jimin daha fazla tutamadı kendini ve Taehyung'un omuzunda ağlamaya başladı. "Ah, bebeğim ağlama." Saçını okşadı ve minik öpücükler kondurmaya başladı Jimin'in saçına, Taehyung.
"Taehyung, özür dilerim sana güvenmeliydim, ona değil."
~>Ben geldim! Söz verdiğim bölümü attığım için kendimi rahatlamış hissediyorum ehe. Bir önceki bölüme gerçekten çok güzel bir sayıda oy geldi, bunun için teşekkür ederim 💜 Sizleri seviyorum 💘<~
