Jimin kendi kendine şarkı mırıldanıyordu ve birden kapı tıklatıldı. İçeri yine çalışanı girdiğinde "Soobin?" dedi fakat çalışan başını salladı. "Hayır efendim," kısık bir sesle konuştu. "Bay Jeon... ve çok sinirli" Jimin'in gözleri pörtledi, nasıl olurda buraya gelirdi?!
"T-Tamam, gelsin" dedi Jimin ve çalışan başını salladığında içeri Jungkook girdi. "Bir düğmeye mi basacaksın? Göndermesi için ha? Yoksa kamera mı var? Gördüğü anda gönderecek mi? Ha eğer öyleyse göndersin"
Jimin bi an Jungkook'un ne demeye çalıştığını anlayamasada sonradan anlamıştı. Hayır, Jimin yalan söylüyordu, asla paylaşmayacaktı. Jimin oyunculuğuyla sırıttı, "Hayır, sana nasıl olduğunu söylemeyeceğim" dedi alayla.
Jungkook dahada sinirlenip elini masaya vurdu ve "Neden?!" diye bağırdı. Jimin ona yaklaştı ve fısıldadı dudaklarına bakarken. "Nedenini gayet iyi biliyorsun Jeon Jungkook"
Jungkook sinirle dudaklarını dişledi ve elini masadan çekti. "Jimin" "Ne var Jungkook" dedi Jimin. Ona hala kırgındı.
"Seni seviyorum" dedi Kook Jimin'e dönerek. Jimin bunu beklemiyordu, olduğu yere dahada sinerken "Umrumda bile değil" dedi. Umrundaydı...
Onu çok seviyordu, Soobin falan hepsi yalandı. Kendini avutmaya çalışıyordu sadece. Biliyordu yanlış bir şey yaptığını fakat unutamazdı onu. Konuyu değiştirmeye çalıştı.
"Hem sen nasıl olurda utanmadan buraya gelirsin? Her an arkadaşıma söyler o görüntüleri-" Jungkook, Jimin'in çenesinden yakaladı ve sıktı. "Söyle, göndersin" Umrunda olmadığı belliydi.
"Ben sadece seni geri istiyorum"
Jimin sinirle Jungkook'un elini çenesinden zorla çekti. "Ne yapmaya çalışıyorsun?!" Sınırlarını zorladığı belliydi. "Senden nefret ediyorum! Nasıl olurda benimle oynarsın?!" Jungkook'un etrafında dolanmaya başladı.
"B-Ben sana güvenmiştim!"
"Ben, sana aşıktım Jungkook"
Son dediği şeyle gözlerinden yaşlar süzülürken dayanamayıp masayı tuttu. Yükünü oraya verdi, kendini düşecek gibi hissetmişti bir an. Jungkook onu belinden yakalayıp kendine çekti.
"Zorundaydım Jimin, yapmak zorundaydım" "Neden?!" diye bağırdı Jimin. Nasıl olurda gelip ona böyle söyleyebilirdi? Onun yalanlarını dinleyecek vakti yoktu.
"Seninle olsaydım Jimin... seninle beraberliğimize devam etseydik itibarım düşecekti, ki zaten düşüyordu" dedi başını eğerek. Jimin ona inanamıyordu, demek itibarı için yapmıştı bunu.
"Sikik herifin teki olduğumu biliyorum, nişanlanmıştık onunla ve ben onu sevmeye çalışmıştım fakat olmuyordu. Senden başka hiçbir sikimi istemiyordum ben Jimin!" "Neden yaptın o zaman?" dedi Jimin, başını yana yatırmış gözlerinden süzülen yaşlarla ona bakarken.
"Neden yaptın bunu?"
"Seninle son kez birlikte olmuştum ve nişanlandığımı öğrenmiştin" "Öğrenmesem bile yine aynı şey olacaktı pislik! Sonradan söylemeyecek miydin sanki ha?!"
"Biliyorum... ben pisliğin tekiyim Jimin, ama seni çok seviyorum. Sana çok aşığım, lütfen affet beni!" dedi Jungkook. İlk defa ağlıyordu, ilk defa Jimin'in karşısında bu şekilde ağlıyordu.
Jimin, kalbinin sızladığını hissetti. Onu böyle görmemek için her şeyi yapardı. Hızla ona sarıldı ve yanağını okşayarak "Geçti, Jungkook" dedi. Jungkook umut dolu gözlerle ona baktığında Jimin tam dudağından öpecekken içeriye Soobin girdi ve ikiside şaşkınlıkla bakakalmıştı.
"B-Bana... bana yalan söyledin!" diye bağırdı Soobin. "Sana tecavüz etmemişti! Sen onunla birlikteydin!"
"Soobin!" diye bağırdı Jimin fakat Soobin Jimin'e tiksinircesine bakıp dolu gözleriyle oradan uzaklaştı. Jimin, Jungkook'un bunu planladığını düşünmüştü ve ona iğrenç bir surat ifadesiyle baktı.
"Sen..." dedi. Jungkook'un gözleri açıldı ve "Hayır, ben değildim Jimin!" dedi kendisini inandırmaya çalışırken fakat Jimin'in hiç inanmış gibi bir hali yoktu.
"Bunları planlamıştın değil mi?" dedi başını öne eğerken. "Hayır Jimin, yemin ederim ben yapmadım!" "Kes sesini!" diye bağırdı ve Jungkook'a sert ve hüzünlü bir tokat attı.
"Senden nefret ediyorum!" diyip ağlayarak oradan uzaklaştı.
... Jungkook daha yeni kapmıştı halbuki :( ldövşsmclsjfldkckdkcl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss - Jikook
FanfictionOrtaklık yapacağı şirketin sürtük ama güzel patronuyla uğraşmak onu yoruyordu. Peki sürtük patronun içindeki kırıklığı görebilecek miydi...?