SURPRIZE MOTHER FUCKER
"Kapı çalıyor Kookie sen bakabilir misin?" "Tabiki aşkım" diye bağırıp kapıya doğru gitti Jungkook. Kim gelmişti ki?
Kapıyı açar açmaz yüzüne yumruğu yemişti ve Lisa bağırıp çağırmaya başlamıştı. Gelen kişi Jin'di.
"Jin?" "Aynen, Jin" diyip suratına tekme attı Kook'un. "A-Ama sen-" "Ben neden mi sana vuruyorum Jungkook? Kendine gelmen için" diyip alayla söylendi Jin. Bir kez daha Jungkook'a yumruk attı. Lisa, Jin'i tutmaya çalıştı fakat işe yaramıyordu, Jin Lisa'yı bir kenara fırlattı koluyla ve Jungkook'a geri döndü.
"NE YAPIYORSUN LAN SEN BENİM KARIMA?!" "BUNU YAPIYORUM İŞTE! NE YAPACAKSIN HA?" Jin sanki Jungkook onun arkadaşı değilmiş gibi onu dövüyordu fakat Kook nedenini bir türlü anlayamıyordu.
"Neden yapıyorsun...?" diyebildi zar zor ağzındaki yaralardan dolayı. "Jimin'e yaptıklarının bedelini ödetiyorum Jungkook. Bi zahmet karın seni hastaneye götürür ha? Artık Jimin yok Jungkook, kendine gel"
Jungkook'a ayağa kalkmaya çalıştı fakat Jin yüzüne tekme attı ve yeniden yere düştü. Yüzündeki kanlardan kendisi gözükemiyordu resmen. Konuşamıyordu bile, etrafına döndüğünde Lisa'nın çoktan polisi aramış olduğunu gördü.
"Sikeyim seni sürtük karı!" diyip elindeki telefonu yere fırlatarak parçaladı. "Birbirinizi sevmiyorsunuz, özellikle sen Jungkook. Sen Jimin'e aittin orospu çocuğu!" diye bağırdıktan sonra evden çıkıp gitti.
****
"Efendim, ben gelemem. Benim çok yakın bir arkadaşım var, onu yanınıza göndereceğim" "Peki Taehyun"
Saçma sapan bir iş yüzünden evine gelecek olan kişiyi bekliyordu. Taehyun'da yeni aşkı yüzünden gelemiyordu! Ne güzel!
Zaten yeni aşkının Jungkook'un sekreteri olmasını sorgulamayacaktı bile. Beomgyu ve Taehyun'dan bir şeyler çıkacağını biliyordu. Her neyse, yanına birisi geliyordu. Çok yakın arkadaşı olduğunu söyledi ama, neyse...
Zil çaldı ve Jimin gidip kapıyı açtı. "Merhaba efendim, ben size şu-" "Anladım, içeri gel" diyerek sözünü kesip onu içeri aldı. Bi göz geçirdide, baya yakışıklıymış ha?
"Nereye oturayım efendim?" "Bana efendim diyip durma lütfen, adın ne?" "Adım Soobin" "Anladım Soobin, bana Jimin de" "P-Peki efendi- Jimin" Jimin kıkırdadı ve koltuğa oturup yanını gösterdi.
"Gel" Soobin yanına oturdu ve beraber hazırlayacakları şeyi hazırlamaya başladılar.
"Bence burası beyaza dahada uyacaktır" Soobin anlatırken Jimin onun güzel yüzüne dalmıştı. Hey hey, daha yeni tanıştığı birine aşık olmayacaktı değil mi?
"Aynen, ama kırmızıda eklesek? Ya da ahşap renginden, o renkler güzel olurdu" "Anladım efendi- Jimin" "Bakıyorumda bana Jimin demeye alışamadın?" "Zor oluyor birazcık" diyip ensesini kaşıdı.
Jimin bu çocuğu çok tatlı bulmuştu. "Kaç yaşındasın?" "20 yaşındayım" Bir dakika bir dakika, bu çocuk sekreter adaylarında gösterilen Choi Soobin değil miydi?
"Choi Soobin?" "Evet, benim" "Ahh, seni biliyorum. Seni sekreter adayları listesinde gördüm" "Hmm, maalesef beni değil Taehyun-shi'yi seçtiniz" diyerek tavşan dişlerini göstererek güldü. Soobin, Jungkook'a çok benziyordu. İkiside tavşan gibiydi.
Sanki Kookie'nin küçük hali gibiydi. Jimin ona bakakalmıştı. Soobin "Bir şey mi oldu?" dedi. Ona böyle bakılmasından utanmış gibi gözüküyordu. Jimin'de "Y-Yok, bir şey olmadı" diyip önüne dönecekken.
"Jimin" dedi ona Soobin. Jimin ona döndü ve birden Soobin dudaklarına yapıştı Jimin'in. Jimin hiç ondan böyle bir atak beklemiyordu ve şaşkınca öpüşüne karşılık vermeye başladı. Soobin Jimin'in belinden tutup kendine çekti yavaştan, yinede utanıyordu.
Jimin'de kollarını Soobin'in boynuna attı ve öpüşmeleri dahada sertleşti. Soobin Jimin'i yatırdı ve üzerine çıktı. Boynunu öpüp ısırmaya ve izler çıkarmaya başladı. Jimin şu anda bunun olmasını istemiyordu ve Soobin'e "Soobin, dur lütfen" dedi.
Soobin hemen durup geri pozisyonuna döndü. "Çok özür dilerim efendim gerçekten böyle bir şey yapmak-" Soobin'in sözünü bitirmesine izin vermeden Jimin onun dudaklarına yapıştı ve geri ayrılıp yüzüne baktı.
"Üzülme Soobin" diyip yanağını okşadı elinin tersiyle. "B-Benimle çıkar mısın Jimin? Senden hoşlanıyorum, lütfen" Jimin kıkırdayıp "Tamam küçük tavşancık" dedi. Beraber televizyonu açtılar ve Jimin gördüğü şeyle şoka uğradı.
Jungkook hastaneye yatırılmıştı.
****
"NASIL BÖYLE BİR ŞEY YAPARSIN ULAN?! NASIL YAPARSIN?!" Jimin çok kötü Jin'e yumruklarını savuruyor, bir yandanda ağlıyordu. "Jimin beni dinle!" dedi Jin. "Neyi dinleyeceğim?! Jungkook'u dövüşünü mü?!"
"JİMİN HADDİNİ AŞIYORSUN! HER ŞEYİ SENİN İÇİN YAPTIM APTAL!" "YAPMASAYDIN O ZAMAN! BEN JUNGKOOK'U SEVİYORU-" Jimin sözünü bitiremeden Soobin içeri daldı.
"Ne oluyor burada?! Jimin iyi misin?" Diyip Jimin'e yaklaştı. Jimin o an hatırladı, Jungkook onun sevgilisi değildi. Jungkook onun hiçbir şeyi değildi. Jin'in yüzünü kana bulamak boşaydı. "Üzgünüm Jin" dedi Jimin.
"Sonunda anladın Minie, senin için yaptığımı biliyorsun, üzgünüm dayanamadım" "Anlıyorum"
"Ha bu arada Jimin, yeni sevgilin bayağı yakışıklıymış"
dedi Jin ve Jimin utancından yerin dibine girdi. Soobin ile Jin ise ona bakıp kıkırdıyorlardı.
Değişik ve heyecanlı bir bölümdü bence, bu bölümlerde Kook'u bayağı bi süründüreceğim. Jimin çok üzüldü, birazda Kook üzülsün. Hatta sürünsün dlckajdkskckdlcm Bu arada Soobin le Jimin cidden şu an sevgililer, Jimin'in ihtiyacı vardı böyle bi şeye yanği dlclskckdk
Günde iki bölüm attım değerimi bilin yaniii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss - Jikook
FanfictionOrtaklık yapacağı şirketin sürtük ama güzel patronuyla uğraşmak onu yoruyordu. Peki sürtük patronun içindeki kırıklığı görebilecek miydi...?