-30. Bölüm-
⚠️Lütfen okuyalım ⚠️
Eevettt.....
Müthiş bir dizi kaybın sonucunda yine kaldığımız yerden şizofrenik sancılarla devam etmeye hazır mıyız?İstediğim tek şey, modumuzu yükseltecek ve yaşadığımız şu silinme hadisesinin kalbimizde açtığı büyük yıkıma rağmen, bu hikayeyi asla bırakmayı dahi düşünmeden devam etmeme yönelik enazından nacizane hakedecek dönütler almak...
▶️ BUNUN ŞEREFİNE BİR İLHAM DOPİNGİ OLARAK BOLCA YORUM VE OY YAĞMURUNA TUTSANIZ MESELA GÜLÜMSEMEMİN SEBEBİ OLURSUNUZ :')
Bizimle kalan değerli okuyucularımıza şimdiden teşekkürler, sizi morluyoruz 💜
***
Yatağımıza döndüğümüzde duş almamak için uzunca direttiğimi şimdi yeni yeni idrak ediyordum uykudan aralanan gözlerimle, istememiştim evet, çünkü...
Onun kokusuna bulanan hücrelerimdeki bu aromanın suya karışıp yok olacağı ihtimali bile beni deli ettiğinden, bunu zerre istememiştim.
Yaşanılanlardan sonra sereserpe uzandığım sıcacık göğsün üzerinde ne ara uykuya daldığımı dahi farkında olamayacak kadar aklım firardaydı belki de.
Ve şüphesiz bu, aşina olmadığım garip bir his bulutunun içimde yarattığı ağır, ama en güzel tahribattı şu zamana kadar tattığım.
Jeongguk'un göğsüne yaslanmış olan yanaklarım, yüzümün ağırlığıyla oraya daha da yapışır gibi şişkinleşmiş bir halde bulmuştum kendimi, gözleri kapalı, solukları düzenli bir şekilde uyuyordu. Yüzündeyse onu daha önce hiç öyle görmediğim türden huzurlu bir mimik takınmış, güzel bir rüyanın tam ortasında gibiydi.
Ara ara gördüğü kabusları artık görmediğine şahit olmak, güzel bir his yığmıştı üstüme.
Eskiden nasıl biri olduğumu, ne tür bir hayat sürdüğümü neredeyse silmişti zihnim kendiliğinden çünkü ben, burada...Tam da olmak istediğim asıl şeyi bulmuş gibiydim.
Onu uyandırmamaya ekstra özen göstererek, yatakta ona doğru hafifçe yükseldiğimde yüzlerimiz birbirine oldukça yakındı ve kendiliğinden gelen bir istekle işaret parmağım harekete geçmişti çoktan ona doğru.
Kavisli yüksek burnu üzerinden dokunmadan hayali bir çizgi gibi gezdirdiğim parmak ucumun sıradaki rotası korkusuzca baktığım o kirpikleri bulmuş, oradan da şekilli dudaklarına yol aldığında dolunayda yaşadığımız o dakikalarda kasıklarımın ardında gezdirdiği vişne çürüğü dudaklarımın verdiği hissiyat bir an için tenimde bir yumru gibi canlanmıştı sanki.
Refleksle elimi geri çekip utançla yüzümü kapattığımda, kendi kendime aptal gibi sırıtırak gülerken buldum benliğimi.
Sahneler aklıma bir bir fotoğraf kareleri halinde düşmeye devam ederken, ayaklarımla yatakta debelenmemek için zor tutuyordum kendimi.
Bakışlarım bir an için tam yatağın karşı hizasında olan aynaya çevrildiğinde, loş ışığın muzip karanlığına rağmen boynumda adeta bir kristal gibi parlayan mührü görmemle tam da yaşadığımız o titreme anı zihnime düşmüş ve iz'in olduğu yerin içimi gıdıklar gibi sızlatmasına şahit olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Internity を Taekook ✓
Fanfic[+18] "Bil istiyorum Omega. Seni, benim yapmak istediğimi bil istiyorum." [𝐎𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞 / Taekook] -53 Bölüm- {1. Yayın 10.2019 - 2. yayın 04.2020} ©Bety