•𝓑𝓾 𝓴𝓪𝓭𝓪𝓻 𝓿𝓪𝔃𝓰𝓮𝓬𝓲𝓵𝓲𝓻 𝓶𝓲 𝓱𝓮𝓻 𝓼𝓮𝔂𝓭𝓮𝓷.
Kubilay kadının iç dünyası hakkında her şeyi bilsede..Ceylan'la oynamayı seviyordu bencil bir adamdı. Kendisini sevmesini seviyordu. Ceylan ise kendi oyununu oynuyor onu evcilleştirmeye çalışıyordu.Kadına istediğini verdiğini sanıyordu. Kendi soyismini..Buna rağmen gitmişti.. Umursamadı..Kadını yanında istiyordu,bırakmaya hiç niyeti yoktu.
Korumalar önünde dizilmiş bekliyorlar, göz göze gelmemeye çalışıyorlardı.Bu kadar adamı tuzağa düşürmüştü. Bir kez daha hayran oldu karısına. Kargaşayla kaçmıştı.
Hoşuna gitti, saklanbaç oyunu oynayacaktı ve küçük karısı saklanacak ,kendisi onu bulacaktı.
Eğlenceli olacağını düşündü, korumalara döndü.
"Faruk'a haber verin tatili bu kadar, hiç biriniz gözüme gözükmeyin sizinle sonra ilgileneceğim."
Korumalar birbirine bakıyordu. Durum sandıklarından daha ciddiydi."Ne bekliyorsunuz defolun,dediğimi yapın" diye âdeta kükredi.
Bir anda tüm koruma ordusu evden çıkmıştı. Daha fazla salonda oyalanmadı,çalışma odasına çıktı ve koltuğuna oturup arkasına yaslandı o sarı saçlarının ruhuna dokunan karanfil kokusuyla birleşimini içine çeke çeke en son noktasına kadar hissetmek istiyordu.
Kapının açılmasıyla gözlerini açtı. Faruk'un geldiğini adı gibi biliyordu, bu odaya Faruk'tan başkası giremezdi. Sadece ikisinin parmak iziyle açılıyordu. Ne kadar olmuştu bilmiyordu. Faruk geldiğine göre iki saat olmalıydı."Olayları anlatmışlardır sana. Karımı geri istiyorum Faruk."
Ağabeyinin yüzünü okumaya çalışıyordu. Zaten olayları duyar duymaz aramalara başlamıştı.
"Ağabey ben tüm kameraları tarattım en son evden iki mahalle arkasında ki kameraya takılmış sonrasında yok." Dedi.
Kafasını aşağı yukarı salladı Kubilay. Küçük karısı öğrettiği her şeyi harfiyen uyguluyordu. İş başa düşmüştü. Bunu kendisine meydan okuma olarak kabul etti.
"Bana hemen son görüntülerini ve mahallenin haritasını getir" Dedi.
Faruk, bunu isteyeceğini tahmin ettiğinden görüntülerin kopyasını arabasında bırakmıştı. Almak için hareketlendi.
Az önce kalktığı yere oturdu Kubilay. Karısını bulduğunda yüzündeki ifadeyi düşündü, keyfi yerine gelmişti. Kapı tıklatıldı. Faruk harici kimseyi istemiyordu.Kapıda sabah ki korumalardan biri vardı.
"Ağabey yenge hanımdan zarf geldi." Dedi.
Kubilay duyar duymaz ayağa fırladı,bir hışımla kapıyı açtı; adamın elinde ki zarfı yırtarcasına aldıp kapıyı yüzüne kapattı.
Üstünde Ceylan'nın adı yazıyordu. Hemen zarfı açtı, el yazısıyla yazılmış mektup ve alyans vardı. Hemen mektubu açtı.
Kubilay;
Bir çok acı çektim, sen ise beni acı kuyusundan çıkarıp daha büyüğüne attın..Ben seni aptalca sevdim.. Çok şeyle savaştım. Seninle savaştım,hayatınla savaştım,sırf sen istedin diye kendimle savaştım. Hep senin beklentilerin doğrultunda yaşadım.
Denedim çok denedim, ama bir hayaletle asla savaşamam. Yenildim.. Seninle bütün olan bir şeyi senden ayıramam. Beni hep yakınında tuttun ama asla yanında olmadım.O yüzden gidiyorum.
Bu sözü çok önceden vermiştin bana. "Benden gittiğin zaman seni bırakacağım" dedin.
Şimdi ben senden gidiyorum ve sen beni bırakacaksın, biliyorum ki verdiğin tüm sözleri tutarsın.
CEYLAN~ SSAlyansı eline aldı, bu zamana kadar asla verdiği sözden pişman olmamıştı.
2 yıl önce
Kubilay elinde silah karşısında ki şişeleri vuruyor, korumalar sürekli yeniliyordu. Ne zaman canı sıkılsa böyle yapardı ve hiç bir zaman sonu güzel bitmezdi.Ceylan onu dikkatlice izliyordu. Uzun boyu geniş omuzları, kendi beyaz tenine zıt olarak bronz olan teni gözlerinin yeşil yeşil parlaması..
Ayağına değen şişeyle incelemeyi bırakmıştı. Beyaz elbisesinin izin verdiği kadar eğildi, şişeyi eline aldı.
Kubilay'ın oyun oynamayı sevdiğini biliyordu. O zaman oyun oynardı.Şişeyi sallayarak;
"Kubilay hedef tahtanın ben olmamı ister misin?" Dedi.Adam şaşırsa da belli etmedi. Kadını elinden tutarak vücuduna yasladı. Kadının kalbi o kadar hızlı atıyordu ki dışarıdan duyulacağını düşündü.
"Anlaşılan benim küçüğüm oyun oynamak istiyor." Dedi.
Kadının boyu kısa olmasada adam fazla uzun olduğu için kadın kafasını yukarı kaldırdı.
"O zaman ortaya bir bahis koyalım ne dersin!" Dedi kadın.
Adam kahkaha attı neşesi yerine gelmişti.
"Neymiş bakalım bahis"dedi.
"Atış yaptığında eğer kaçmazsam ya da eğilmezsem benim istediğim bir şeyi yapacaksın. Eğer ki kaçarsam senin isteğin şeyi ben yapacağım." Dedi kadın kıkırdayarak.
Muzipçe elini boynunda gezdirdi kadının.
"Benim ne istediğimi biliyoruz, yine de oynamak istiyor musun?"
Kadının içide ürperse dimdik durdu adamın karşısında.
"Evet hadi oynayalım bu oyunu, ama ben kazanırsam benim istediğim olacak." Dedi.
Adam kadının elinden tutarak tahtanın önüne yerleştirdi. Arkasını dönerek atış yapacağı uzaklığa ilerledi.
Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu. Ceylanın hissettiği tam anlamıyla buydu.
Kafasında şişe,on metre illerisinde sevdiği adam kendisine silah doğrultmuştu.
Silahı ateşlemişti adam, nefes dahi almıyordu kadın. Kaçmamıştı, bir acı hissetti, omzuna kırılan şişe batmıştı. Kubilay şaşkın şaşkın baktı yüzüne Sorar gibiydi; neden yaptın bunu, niye? Bir gün umudu olması içindi bu yaptıkları. Kadının yanına koştu adam. Kadın acı içinde ;"Bir gün"dedi kadın "Bir gün senden gidersem söz ver beni bırakacaksın"
Pişman olacağını bilmeden söz verdi adam "Benden gittiğin zaman seni bırakacağım. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Milyârderin Vekili
RomanceCeylan Altınsoy daha önce yaralandı şimdi karşılık vermeye hazırdı. Çocuğunun babasına öğretmesi gereken bazı dersler vardı. NE DE OLSA EN İYİSİNDEN ÖĞRENMİŞTİ. ** KAPAK TASARIMI TUNA DESİGN ♡ **