■Bölüm Üç

17.1K 637 54
                                    

•𝓗𝓪𝓽𝓲𝓻𝓪 𝓫𝓲𝓻 𝔂𝓲𝓵𝓭𝓲𝔃𝓭𝓲𝓻 𝔂𝓪 𝓭𝓪 𝓫𝓲𝓻 𝓵𝓮𝓴𝓮.

Kubilay'ın eski bir arkadaşı Alanya tatilinden bir fotoğraf atmış, Üç yıl geçmiş fotoğraf göndereli. İlk defa inceliyordu. Karısının dizlerinde yatıyordu. Adam uzaklara müthiş bir sevgiyle bakıyor. Kadın da o güzel gülümsemesiyle sanki güneşlenirken o sıcaklığı tüm iliklerine kadar çekercesine bir teslimiyetle eşine bakıyor. Bir eli sevdiğinin bacağının üzerinde, diğer eliyle saçlarını seviyor. vücut dillerinde mutluluk ve huzur duygusu..

3 Yıl Önce

Alanya tatilini hiç böyle hayal etmemişti Ceylan. Kubilay" Alanya'ya gideceğiz" deyince ne kadar heyecanlanmıştı oysa.. İhale için geldiğini öğrenince hayal kırıklığına uğradı.. Geldiklerinden beri üç gün olmuştu, Kubilay ise sadece ihale için uğraşıyordu. Yüzüne dahi bakmıyordu. Mutfağa geçti, burası Kubilay'ın askerlik arkadaşı Emre'nin eviydi, kendileri için her şeyi ayarlamışlardı. Kubilay kendi aldığı evde kalmak için diretsede arkadaşı kendi evlerinde misafir olmalarını istemişti. Kubilay'ı o kadar iyi tanıyordu ki onun için çalışma odası bile ayarlamıştı. Hem ihaleye beraber hazırlamışlardı, kazanmama olasılıkları yoktu.
Elif Ceylan'ı görünce büyük bir gülümseme bahşetti. Ne kadar güzel bir kadındı. Kahverengi saçları yeşil gözlerini daha da öne çıkarıyordu. Ve muhteşem gamzeleri.. Elif her zaman yanında bulundurduğu deftere dikkatlice bir şeyler yazıp Ceylan'a gösterdi.

"Canın sıkılmış olmalı, etrafı gezdirmek isterim sana, bizimkilerin toplantısı uzun sürecek gibi" dedi.

Ceylan'nın gözleri adeta paraladı.

"Çok güzel olur." Dedi.

Yine deftere bir şeyler yazıp gösterdi.
" O zaman hazırlanalım buranın akşam sahili çok güzel oluyor." Dedi

İkiside beraber odalara geçtiler. Çevrelerinde ki diğer kadınların aksine sade ve şık giyinmeyi seviyordu iki kadın. Yirmi dakika sonra iki kadında hazırdı. Birbirlerine hayran hayran bakıyorlardı. Elif lacivert-lila çizgileri olan bir elbise giyerken Ceylan beyaz askılı bir elbise giymişti. Kendi için aldığı elindeki büyük lacivert şapkayı yaklaşıp Elif'in kafasına yerleştirdi. Ona daha çok yakışmıştı.

"İşte şimdi oldu"dedi Ceylan.

Elif kafasını sallayarak koluna bağladığı sarı fuları çözdü. Ceylanın saçlarının altından geçirip bandaj yaptı.
Defterini çıkarıp yazdı.

"Asıl şimdi olduk." dedi.

İki kadın kahkaha atarak evden çıktılar.
Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. İki kadın sahilde ellerinde sandaletleri, günbatımına doğru yürüyorlardı. Tanışalı üç gün olmuştu ama bu tanışmışlık duygusu yıllar gibiydi.
Ceylan merakına yenik düşerek.

"Sorun olmazsa sana bir şey sormak istiyorum. Anlatmak istemezsen anlarım. Konuşamaman doğuştan mı sonradan mı oldu" dedi.

Ceylan acaba patavatsızlık mı ettim diye düşünürken kadının gülümsemesiyle rahatladı. Elif zaten bunu soracağı tahmin etmişti. Defterini çıkarıp yazmaya başladı. Ceylan sabırla bekledi.Bitirdiğinde Ceylan'nın eline verdi.

" Merak etme sorun yok. Bunu atlatmam zaman aldı, şimdi rahatlıkla konuşabiliyorum. Gerçi bu zamana kadar kimseye anlatmadım. Neyse konuşamamam doğuştan
gelen bir şey değil. Bundan iki yıl önce tiroit kanseri oldum, ameliyat oldum ancak bazı komplikasyonlar gelişti ses tellerim zarar gördü.Fark ettiysen bazı sesleri çıkarabiliyorum ancak konuşamıyorum" dedi.

Ceylan kadına hayran olmuştu olmamak elde değildi zaten. İki kadın daha fazla konuşmadı. Zaten kelimeler duygular karşısında kifayetsizdi. Aralarında öyle bir bağ oluştu iki kız kardeşten daha derin.. Biraz daha yürüdükten sonra eve döndüler. İkiside yorulmuştu, Ceylan Elif' yanağından öptü.

"Bugün için çok teşekkür ederim.Çok güzeldi." Dedi.

Elif eline defterini aldı.
"Benim için bir zevkti. Yorulmuş olmalısın. Bizimkiler gelene kadar odanda biraz dinlen istersen." Dedi.

Bu kadın ne kadar düşünceliydi.
Ceylan kafasını sallayarak odaya geçti. Böyle bir kız kardeş için nelerini vermezdi. Yatağa oturup sırtını yasladı ,gerçekten yorulmuştu, yeni fark ediyordu. Gözlerini kapamıştı ki pat diye kapı açıldı. İnsan kapı çalardı,tabi bunu sesli dile getirmemişti. Kubilay'ın yüzünde güller açıyordu. Bunu bozmak istemiyordu. Anlaşılan ihale kazanılmıştı. Üstündekilerden kurtuldu adam. Rahat bir şeyler giydi. Üstüne bir şey giymeye gerek duymadı. Kadının yanına geldi. Kafasını ne zaman mutlu olsa yaptığı gibi kucağına koydu kadının. Kadın adamın mutluluğuna gülüyordu. Çocuk gibiydi..

Daha fazla dayanamıyordu.. Çok alışmıştı ona belki kalbini veremeyecekti ama bu fotoğrafta ki gibi daha da anıları olacaktı diye geçirdi içinden. Sahi ne kadar olmuştu gideli, iki buçuk yıl yoksa üç mü ! Saymayı bırakmıştı dönmeyeceğini anladığı gün.. Ünlü bir şairinde dediği gibi yiyordu, içiyordu, uyuyordu, uyanıyordu ama yaşamıyordu. Tabi bunu kendine itiraf edecek değildi.
Artık vazgeçmişti, Zordu aslında nokta koymak biten cümlelere.Elindeki fotoğrafı tam yırtacakken telefonu çaldı. Telefonu eline aldı, ısrarla çalmaya devam ediyordu. Arayan Faruk'tu.

"Al açtım söyle bu kadar önemli olan ne." Dedi.

"Ağabey... (Derin bir nefes aldı) Ceylan yenge geri döndü. " Dedi.

Milyârderin VekiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin