■Bölüm Beş

15.6K 515 35
                                    

•𝓒𝓲𝓬𝓮𝓴 𝓪𝓬𝓶𝓪𝓴 𝓲𝓬𝓲𝓷 𝓸𝓷𝓬𝓮 𝓰𝓸𝓶𝓾𝓵𝓶𝓮𝓴 𝓰𝓮𝓻𝓮𝓴𝓲𝓻.

Boş boş bakıyordu aynaya, nasıl anlatacaktı içinin aslında ne kadar dolu olduğunu.. Bu sondu, ilk ve son. Aklı ile kalbi arasında kaldığı çaresizlik yoktu. Kadın yumruğunu sıkıştırdı ve derin bir nefes aldı. Acı gülümseme oluştu güzel yüzünde. Adamı kendinden bile daha iyi tanıyordu. Sahi insan neden önce kendini değil de başkasını tanımaya çalışırdı? Kendi zaaflarını bilemezken adamın zaaflarını biliyordu. İşte kadın tüm bu zaafları adama karşı kullanacaktı.
Çocuğunun babasına öğreteceği derslere başlamıştı.
İlk karşılaşmaları umduğu gibi olmuştu sadece toplantı odasında bekliyordu bu karşılaşmayı. Şirkete geleceğini çok iyi biliyordu, sabah bu yüzden aramıştı sekreteri, Faruk'a haber vermesi için. Faruk'ta hemen ağabeyine yetiştirmişti. Planladığı gibi gidiyordu her şey. Yavaşça kapıyı açtı, lavabodan çıkıp toplantı odasına doğru yürüdü, kapıya gelince biraz durdu kapıyı açtı. Uzun masanın başında tüm endamıyla oturuyordu adam yanında Faruk. Bu manzara Ceylan'ı ilk tanışmalarını götürdü.

10 yıl önce

Tesadüf onları karşılaştırmasaydı, birbirlerinden habersiz yaşayıp gideceklerdi.
Onlar kadının üniversitesinin sempozyumda tanıştılar. Kubilay yeni adını duyurmuş genç girişimci olarak oradaydı. Yanında ise Faruk duruyordu. Kadın ise soru sormak yerine, sahnedeki konuşmacıyı yerin dibine sokmaya ant içmiş bir öğrenciydi. Henüz otuz yaşında olan, yeni adını duyurmuş olan Kubilay, onun için ideal hedefti. Ceylan iktisat kavramı üzerine sorduğu sorularla verdiği cevapları sığ bularak Kubilay'a yüklendi. Kubilay gibi yeni yetmelerin yeterli düzeye ulaşmadan girişim yapması , iyi bir reklam çalışması ile bir yerlere geldiğinden bahsetti. Ya bireysel konular, ya da genel geçer toplumsal olaylar üzerine çalıştıklarını asla evrensel konulara dokunamadıklarını söyledi. O konuştukça sahnede boncuk boncuk terliyordu adam. Egosunu zedelemiş, bir yandan da kadına hayran kalmıştı. Uzun zaman sonra bir kadına karşı böyle hissetmişti. Şimdiye kadar gittiği her yerde övülmeye alışkındı, yerilemeye değil. Sesi o kadar güçlü, o kadar kendisinden emin çıkıyordu ki, ne söylese kadının sesi başka bir yerden çıkacak gibiydi. Söylediklerine verebilecek tek bir mantıklı cevap gelmedi aklına adamın. Hazır cevaplığı, yardımına koştu. "Bir gün sizin de beğenebileceğiniz kadar iyi bir girişimci olmayı çok isterim. Sizinle bir akşam yemeğine çıkmayı ise daha çok isterim" deyiverdi.
Teklifi tüm salonu, hatta onu bile kahkahaya boğdu. Ve kadın adamla tanıştı bu tanışmaların en güzeliydi.

Herkes toplantı masasında yerini almıştı. Kadın tüm zarifliği ile adamın karşısındaydı. İkisi de birbirinin gözlerine bakmaya devam etti , göz kaçırmama oyunu oynuyorlardı. Sessizlik dakikalar geçtikçe işkence gibi olmaya başladı. Ikisininde ruhunda eksik bir şeyler vardı. Adamın bildiği tek şey vardı kadının ışığında ömrünü geçirmek.. Kadın ise adamın kendisini sevdiğinden emin olmak istiyordu. Onlar biribirlerinin hayatına giremeyen ama çıkmayıda beceremeyen iki insandı.

Faruk bu savaşa son veren olmuştu.

"İki tarafta biliyor ki bugün şirketler arası sözleşme bitiyor. Biz de tarafımız olarak sözleşmede değişiklik olmadan aynen devam edilmesi taraftarıyız."dedi.

Ceylan boğazını temizledi.

"Biz ise farklı düşünüyoruz, artık tamamen ayrılma zamanı geldi." Dedi.

Engin şaşırmış durmuyordu. Tam beklediği hamleyi yapmıştı.
Kubilay bunu beklemiyordu. İşi en değerli şeydi onun için, eğer şuanda ortaklık biterse yeni avm için yapılacak büyük ihaleye hazırlanmaları gerekecekti.
Kubilay ayağa kalktı.
"Bizi Ceylan Hanımla yalnız bırakır mısınınız?"dedi. Sesi ricadan çok emreder gibiydi. Faruk hemen odayı terk etti. Engin ise Ceylan'ın yüzüne baktı. Kafasıyla onay alınca ayağa kalktı , Kubilay'ın omzuna çarparak odayı terk etti. Adamla kadın odada baş başa kaldılar.

"Aklınca bana ders veriyorsun,değil mi? Sen kaybedeceklerini hiç düşündün mü? Bu şirket ben olmazsam hayatta kalır mı sanıyorsun? "Dedi.

Kadın sakın bir şekilde oturduğu yerden kalktı.

"Öyle bir düşüncem yok Kubilay Bey. Biliyorsunuz ki tüm ihaleleri biz hazırlarken biz sadece %23 pay alıyorduk. Tek başımıza ihaleye girersek zararlı çıkan biz olmuyoruz.Bu şirketin başında ben varken senin şirketlerine ihtiyacımız yok" Dedi.

"Bunu yapamazsın." Dedi Kubilay.
Kendi dediğine bile inanmamıştı adam. Karşısında ki kadın kendinden çok emindi. Bunu yapabileceğini biliyordu. Kendi yetiştirmişti kadını. Bilerek mi tam sözleşmenin bittiği gün geldi diye içinden geçirdi.

Kadın adamın üstüne doğru yürüdü, kadını dikkatlice izliyordu ne yapacağını merakla bekliyordu. Daha da yaklaştı kadın, masadan anlaşmayı alarak adamın gözünün önünde yırttı.
Kubilay kaşlarını çattı, boynundaki damarları daha da belli oluyordu.Sesi buz gibi çıktı.

"Bana meydan okuduğun için pişman olacaksın Ceylan Altınsoy." Dedi.

Korkusuzca adamın yüzüne bakıyordu öyle hissetmesede öyle hissediyormuş gibi gösteriyordu.

"Göreceğiz Kubilay Çetinkor göreceğiz. "dedi.

Milyârderin VekiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin