■Bölüm On Yedi

7.5K 256 10
                                    

•𝓗𝓪𝔂𝓪𝓽𝓽𝓪 𝓱𝓮𝓻 𝓼𝓮𝔂𝓲 𝓸𝓵𝓪𝓷 𝓪𝓶𝓪 𝓴𝓪𝔂𝓿𝓮𝓭𝓮𝓬𝓮𝓴 𝓫𝓲𝓻 𝓼𝓮𝔂𝓲 𝓸𝓵𝓶𝓪𝔂𝓪𝓷 𝓲𝓷𝓼𝓪𝓷𝓲𝓶.

Eşyalarını topladı, hiç bu kadar kendini kararlı hissetmemişti. Çantasının içine masanın üzerinde ki evrakları koydu. Öfkesine hakim olamıyordu. İçinden bir ses avaz avaz bağırmak istiyordu. Bir başka ses ise neşeli şarkılar söylemek. Olayın üzerinden iki gün geçmişti. Ceylan kafeden çıkar çıkmaz Pamir'in evine gitmiş Engin'i eve taşımıştı. Pamir'e tokat attıktan sonra Engin'i orada bırakacak değildi. Engin yavaş yavaş iyileşiyordu.
Zaten aklında olan planı hızlandırmaya karar verdi. Canı yanıyordu ve Kubilay'ın son hamlesine şimdi karşılık vermeliydi. Engin'i rezil etmesi yetmezmiş gibi bir de hastanede ki olayları yaşamıştı. Kendisine değer verdiğini hissedebiliyordu yinede sürekli Çiğdem'le kendisini bir tutmamasını söylüyordu. O anı tekrar yaşamak canını acıtmıştı.Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi.
Yanlış mı yapıyorum diye hiç sorgulamadı bile kendini ve sonra
"Bendeki kredisini çoktan tüketti zaten." diye düşündü.
Masada ki telefonu alıp taksi numarası çevirdi. Beş dakikaya adreste olacaklarını söylediler. Son kez Engin'i kontrol etmek için odaya çıktı.
Engin daha iyi gözüküyordu. Yatakta uzanmış elinde leptopuyla Ceylan'a bakıyordu. Ceylan'ı görünce leptobu yatağın kenarına bıraktı. Ceylan yanına yaklaştıkça kıpkırmızı oluyordu. Yaptığı şeyden çok utanıyordu. Engin Ceylanın gözlerine bakamıyordu.

" Ceylan ben ne söyleyeceğimi bilmiyorum. "

Ceylan eliyle Engin'in yüzünü kavradı gözlerini gözlerine odakladı.

"Bir daha bana bunu yapma, seni de kaybedemem Engin. "

Gözünden bir damla yaş akmıştı. Engin elleriyle göz yaşlarını sildi Ceylan'ın.

"Özür dilerim Ceylanım beni affedebilecek mısın?"

Sımsıkı sarıldı Engin'e. Bu affettim demekti , Engin de karşılık verdi. Korna sesi anı bozmuştu. Bu ne der gibi baktı Engin.

" Taksi, ben çağırdım. Harun Karabay'ın yanına gidiyorum. "

Engin kafasını salladı.

"Demek başlıyorsun."

Ceylan sesi ürkütücü çıkmıştı.

"Geç bile kaldım."

***

Kafasında bir çok sorunla geniş otantik toplantı odasına girdi yakışıklı adam. Acil beşli toplantı istenmişti. Kubilay buna şaşırmıştı , daha bir hafta önce toplanmışlardı oysa ayda bir toplanılırdı. Önemli bir şey olmasa Harun Karabay'ın toplantı isteyeceğini düşünmüyordu.
Masada toplam beş koltuk vardı.
Bunlar beş büyükler diye camiada bilinen kişilerdi. Faruk Çarla, Türkiye deki en iyi avukat,aldığı hiçbir davayı kaybetmez. Suçlu olsan dahi suçsuz olduğuna inandırır. Elinin ulaşmadığı yer yok, Kubilay'ın sağ kolu.
Tülin Çağlar, Çağlar Holding'in yöneticisi. Beş tane abisine rağmen tek başına yönetiyor holding zincirini.
Mehmet Tok , Tok Teskstil Fabrikasının sahibi. Borsada adını bilmeyen yok.
Ve Harun Karabay , nam-ı değer Tek Tabanca Harun, yeraltı dünyasının eski kurtlarından.
Her yıl başkan oylamayla seçilirdi. Başkan da istediği dört kişiyi yanına seçerdi itiraz hakkı yoktu. Bu kurul oluşur, yapılan işler konuşulur anlaşmazlık ortadan kaldırılırdı. Başkandan habersiz kuş uçmaz hiç bir iş yapılmazdı. Kurul bir yıl boyunca asla değişmezdi.
Sadece kendi isteğinle başka birine koltuğunu devretme hakkın vardı, eğer koltuğunu birine devredersen masaya bir daha oturamazsın.
Dört koltuk doluydu sadece biri boştu.
Herkes koltuğunda yerini almış Harun Karabay'ın gelmesini bekliyordu. Kapıdan simsiyah saçlı, üzerinde çiçek desenleri olan kadife elbiseli siyahlar içinde Ceylan Altınsoy girdi.
Kubilay öylece kalakalmıştı. Neden buraya gelmişti ki.. Kendi aralarında fısıldaşmazlar başladı.
Ceylan kuğu gibi süzülerek yürüyüp boş olan koltuğa oturdu. Faruk ile göz göze gelince bıyık altından gülümsedi kadına.
Kubilay şaşkınlığı üzerinden atarak konuşmaya başladı. Ceylan'ın işi olduğunu tahmin ediyordu otoritesini sarmasına izin veremezdi. Kendine ait sadece işi kalmıştı onu da elinden kaybedemezdi.

Milyârderin VekiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin