1. Bölüm : Kırk Birinci Denek

2.4K 168 62
                                    

Karanlıktı. Aslında ışık vardı, ama çok uzaktaydı. Kapalı gözleri ona ulaşmasına engel oluyordu. Beton soğuktu ama akan kanı onu ısıtıyordu. Çatlak, kurumuş dudaklarından ciğerlerine nefes değil de acı dolduruyor gibiydi. Yukarıda sabitlenmiş kolları bir odun parçası kadar sert ve uyuşmuştu. Bir bakıma iyiydi çünkü kelepçelerin verdiği acıyı hissetmiyordu. Onu daha fazla ısıtabilmesi için kapanan yaralarının açılmasını diledi. Ama sanırsa bunu yapmayacaklardı. Bir süre sonra gözlerini kapatan kumaş yavaşça çözüldü. Gözlerinden akan kan bandaja bulaşmıştı.

" Görüyor musun? Görebiliyor musun?"

Görebilmesi için gözlerini açabilmesi gerekti fakat bu hiç kolay olmamıştı. Kurumuş kan yüzünden birbirine yapışan kirpiklerini zorlukla birbirlerinden ayırabildi. Doktor karşısında durmuş onu izliyordu, oda boştu, masanın üzerinde değişik aletler vardı. Cevap vermesi gerekiyordu ama boğazı çok kuruydu. Bu durumda hiçbir kelime gırtlağından yukarı çıkamazdı.

Başını onaylar anlamında salladığında ses geçirmeyen cam panelin ardından şaşkınlık dolu mırıltılar yükseldi. Onları duyabiliyordu. " Zifiri karanlıkta görebiliyor. Tanrım, başardık!"

Zifiri karanlık falan değildi. Sadece loştu. Ya da onların zayıf gözleri odayı görmekte zorluk çekiyordu. Doktor terden boncuk boncuk olmuş alnını heyecandan titreyen parmaklarıyla sildi. Önlüğünün cebinde duran ses kayıt cihazını alıp dudaklarına götürdü. Sesi titriyordu. Mutluluğu sadece bununla bile anlaşılabilirdi.
" 41. Denek, Wang Yibo'nun göz operasyonu başarılı. Denek zifiri karanlıkta görebiliyor."

Bu bir ilkti çünkü bundan önceki kırk denek ölmüştü. Kendi kulvarlarında bu büyük bir başarıydı. Rakipleri hala kuş-insan projesinin 112. Deneğiyle uğraşırlarken onlar sadece kırk kişiyle başarmışlardı bile. Doktor bunu rapor etmek için dışarıya çıktı. Genç adam yenilgiyle gözlerini kapattı. Bilinci yerinde değildi. Konuşulanları duyabiliyordu, cam odanın ötesindeki bilim insanlarının hararetli tartışmalarını. Duymamak için elinden geleni yaptı. Olmuyordu. Ona ne yaptılarsa her şeyi duyabiliyordu, her şeyin kokusunu alabiliyordu, her şeyi görebiliyordu. Ama artık bunu daha fazla yapmaya mecali yoktu.

Uzun bir süre orada sallandı. Yaralarının çabuk kapandığı, acı eşiğinin yüksek olduğu doğruydu, ama bunu ona sonuna dek kullandırmalarına da gerek yoktu. Deneylerini bir yatağın üzerinde de yapabilirlerdi. Neredeyse kollarının varlığını unutturan kelepçelerle buz gibi bir odada asılıyken değil.

Ona da bir canlıymış gibi davranmayı deneyebilirlerdi. Kesilip biçilmeyi bekleyen bir oyuncak bebekmiş gibi değil. 

✴️🗡️✴️

Hadi bakalım. Umarım güzel bir seri olur.

Kan ve Kanatlar [Yizhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin