8

14.6K 1.3K 2.1K
                                    

Blaise ve Draco balo salonunun önünde bekliyordu. Blaise partnerinin gelmesini beklerken Draco da ona eşlik ediyordu. Zira Edward baloya gelmek istemediğini açıkça dile getirmişti. Yaşı hala danslar, partiler için küçüktü. Belki bir iki sene sonra olsaydı. O da diğer herkes kadar gelmeye hevesli olabilirdi. Ancak şu yaşında onun için balolar sadece sıkıcıydı.

Blaise Hufflepufflardan bir omega kızı davet etmişti. Draco bunu duyduğunda "Cidden mi? Hufflepuff mı?" diye sormuştu. Blaise ise gülmüş ve "Eğlenceli olur diye düşündüm." demişti. Draco ise sadece gözlerini devirmişti. Pansy ise çoktan eşi olan omega bir çocukla salona girmişti.

Krum salona inen merdivenlerden inmiş ve birkaç adım ilerlerinde beklemeye başlamıştı. "Onun Potter'ı davet ettiğini duydum. Potter'ın ondan hoşlandığına dair söylentiler var." dedi Blaise. Olayın perde arkasını bilen Draco ise sadece gözlerini devirdi ve "Duydum." dedi.

Blaise, Draco'nun durumu pek önemsemediğini fark edince rahatladı. Son zamanlarda Potterla ilgili her şeye tepki vermeye başlamıştı ve bu eskiden olduğu gibi lanet olası Potter senden nefret ediyorum, modu değildi. Ona olan ilgisi Blaise ve Pansy'i endişelendiriyordu. Blaise, Pansy'nin ona anlattığı olayı düşündü.

Üç Büyücü Turnavası'nda ilk görevin gerçekleşmesinden hemen sonralarıydı. Potter görevi o kadar hızlı tamamlamıştı ki Slytherinler tarafından bile övgü almaya başlamıştı. Fakat bir Slytherin, bir Gryffindor'u ancak şu şekilde övebilirdi:

"Bir Gryffindor'a göre fena sayılmazdı."

"Bir Omaga olmasına rağmen iyi iş çıkardı."

Bunu duyunca Draco'nun şalterleri atmıştı. "Bir omega olmasına rağmen mi? Sen alfasında ne oluyor? Eminin bir ejderhaya karşılaşsan korkudan bacakların titrerdi. Bir de bir omega olduğu için onu küçümsüyor musun?"

Draco'nun daha da söyleyecekleri vardı ama diğerleri ona garip garip bakmaya başlayınca Pansy onu kolundan tuttuğu gibi sürüklemişti. "Draco sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Ne yapıyor muşum?" diye sormuştu.

"Potter'ı koruyorsun Draco. Bir Gryffindor'u."

"Ben sadece..."

"Biliyorum, biliyorum. Bir asilzade olarak omegaların küçük görülmesine katlanamıyorsun ama bir Gryffindor'u kendi binandan birine karşı savunamazsın, özellikle de bu bina Slytherinse."

Pansy ona tüm bunları büyük bir şaşkınlıkla anlatmıştı ve gözlerini Draco'nun üzerinde tutmaya karar vermişlerdi. Draco'nun garipliği onlar için önemli değildi çünkü Draco onların arkadaşlarıydı. İşte tam da bu yüzden diğerlerinin Draco'daki bu tuhaflığı fark etmesini engellemelilerdi. Açıkçası Potter'a olan bu iyi yönlü ilgisi onları korkutuyordu. Başına bir bela açmasından korkuyorlardı.

Blaise onun yüzündeki değişimi fark ettiğinde baktığı yönü takip etti. Merdivenden arkadaşlarıyla birlikte inen Potter'ı gördü. Draco'nun yüzüne hemen bir sırıtma hakim olmuştu. Harry'nin geldiğini gören Krum merdivenleri çıkıp ona kolunu uzattı.

Harry, Krum'un koluna girdiğinde Draco kaşlarının çatıldığının farkında bile değildi.

Krum, Harry'e "Harika görünüyorsun Potter." dedi ve gülümsedi.

Son zamanlardaki üzerindeki Draco etkisi yüzünden Harry ona "biliyorum" demeyi düşündü. Bu Draco'nun vereceği cevap olurdu. Aklında canlanan Draco'nun görüntüsüne güldü. Bunu söyleyen Draco olsaydı, bu şekilde cevap verebilirdi ama Krum'a kibarca "Teşekkür ederim." demeyi tercih etti.

Challenge -DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin